Ajans Beşiktaş - İşte Reha Kapsal'ın bugünkü Fotomaç Gazetesi'ndeki yazısı;
Derbilerin en büyük özelliği maçların saha içinde kazanılmasıdır ve de günlük dinamikleri mental, fiziksel, taktiksel olarak yerine getiren takımlar her zaman bu maçları kazanmıştır.
Fenerbahçe'nin favori olduğu derbi başlangıcında sarı-lacivertliler saha içinde yürüyen, coşkusuz, nasıl olsa maçı bir gol atıp kazanırız modunda bir görüntü verdi.
Fenerbahçe'nin maça başlayan görüntüsünde dakikalar geçtikçe oyunu yakalamaya çalışan bir durum vardı. Ama bunda da motivasyon eksikliğiyle mücadeleye güvenen yetersizliği dikkat çekti. Erol Bulut'un ligin başından bu yana kadar iyi sonuçlar alsa da doğaçlama oyununu bir türlü terk edemeyen, performans istikrarını sağlayamayan ve bunun nasıl sağlanacağıyla ilgili oyun planı netleşmeyen saha içi organizasyonu sorunluydu. Nerede, ne zaman, hangi formasyonla oynayacağı netlik kazanmış değil.
Oyun içindeki futbolcuların rolleri ne? Futbolcular nerede, ne zaman, nasıl bu takıma monte edilip oyunda sürekliliği sağlayacak? Bunlar F.Bahçe'nin başarısızlığındaki en başlıca nedenler. Erol Bulut'un, çok forvetle oynamayı oyuna hükmetmek olarak algılamasından da bir an önce kurtulması gerekir.
Diğer yandan Beşiktaş, Sergen hocanın hazırladığı taktikle, -eksiklere rağmen- ortak akılla mücadeleyi ve en önemlisi F.Bahçe gibi maçın yürüyerek kazanılmadığını bilen bir görüntüdeydi.
Koşarak bütün sınırlarını zorlayan, takımdaşlığın bütün gereklerini yerine getiren, disiplini, kazanma arzusu en yüksek seviyede olan, işbirlikçi bir görüntü veren, savaşan, maçı kazanmayı isteyen ve sonuna kadar hak eden Beşiktaş takımı vardı. Büyük maçlarda ve derbilerin kazanılmasında '3 oda' çok önemlidir.
Yönetim odası, savaş odası (antrenör odası) ve krampon odası (soyunma odası). Bu 3 odada teknik, taktik, fiziksel ve mental olarak Beşiktaş çok iyi hazırlanmış.
Bunun karşılığında da yalnız rakibinden 3 puan almadı.
Aynı zamanda da sezon sonuna kadar şampiyonluk yarışının içinde olacağının da bu galibiyetle mesajını vermiş oldu..