Malatyaspor-Beşiktaş maçı hakkında yazılan 12 köşe yazısı
Beşiktaş, Malatyaspor deplasmanında 2 puan bıraktı. Bu maçın ardından yazılan yazılar şu şekilde
112
Porto maçındaki Beşiktaş’ı dün çok aradık. Bir oyuncu değişikliği takımın üzerinde bu kadar etkiliyse vay Beşiktaş’ın haline. Son 10 dakika hariç, sahada tek bir pozisyonu olmayan bir Beşiktaş vardı. Evet bir oyuncu dedik, Pepe. Yokluğu bu kadar etkilememeliydi. Beşiktaş’ın verdiği puanlara bakın. 3 puan Gençlebirliği’ne, 2 puan Akhisar’a, 2 puan da Malatya’ya. Avrupa’daki bu başarıdan sonra yakışmadı. Yakışan güzel bir şey vardı, o da Malatya’nın maçtan önce Şampiyonlar Ligi’ndeki başarısıdan dolayı Beşiktaş’a tebrik pankartıyla sahaya çıkması. Son dakikadaki Pepe’nin sakatlığı, Şenol Güneş’i defansın ortasına Necip ve Mitrovic’i yerleştirmesine neden oldu. Bu iki oyuncu yan yana hiç oynamamışlardı.
Çakılı kaldı
Her ne kadar Beşiktaş, oyunun yüzde 80 top hakimiyeti kendinde olsa bile gol bölgelerinde maalasef ‘0’ çekti. İkinci bölgede yaşanan bu topla buluşma etkisizliği, Atiba ve Tolgay’ın bu topları aktaramamasına sebep oldu. Bu da Cenk’in, Babel’in ve Quaresma’nın oyununu etkiledi. Şaşırıyorum, bir oyuncunun eksikliği bir takımın oyununu bu kadar etkiler miydi? Oyun içinde defanstaki bu zayıf halkaların bulunması Tolgay ve Atiba’yı defansın önüne çakılı bıraktı.
Tabelaya yansımadı
Gol ümidi olan Talisca ve Cenk’in oyundaki eksikliği maalesef her iki kanatta Quaresma ve Babel’in gününde olmamasına sebep oldu. Negredo oyuna girdi ancak o da topları almayınca gol de tabelada yoktu. Ama 5 tane ortanın 4’ünde Negredo’nun kafası vardı. Adriano son haftaların en iyi oyuncusuydu. Fatih ise 70. dakikada Necip’in sakatlığına Şenol Güneş’e bir mesaj vermişti: “Hocam Mitrovic’i pek tutmuyorsun ama ben buradayım.” (Fanatik/Yemen Ekşioğlu)
212
Şampiyonlar Ligi’nde üç gün önce Porto’ya karşı sezonun referans futbolunu oynayan Beşiktaş’ın oyun iştahı bir kulvarda bu kadar yüksekken diğerinde düşük olması şaşırtıcı, hatta kafa karıştırıcı. Porto, Monaco, Leipzig’e var ama Akhisar’a Malatya’ya karşı yok. Beşiktaş’ın oyun kalitesini bozan işte bu duygu geçişleri. Ligde oynanan son 8 maçın sadece 2’sini kazanması bunun sağlaması olsa gerek.
Yıpranıyorlar
Şenol Güneş, son iki sezonda yakaladığı güçlü oyun standardını arıyor. Medel, Tosiç cezalı olmasa, Pepe sakatlanmasa Porto maçının 11’ini sahaya sürecek. Kadrosu geniş, fakat Lens ve Negredo’dan verim alamadığı için, Porto’ya karşı yüksek efor sarf eden takımı bozmamanın derdinde Güneş. Beşiktaş, Göztepe ile ligin en yaşlı kadrosuna sahip. Kısa süreli yüksek eforlar bu kadroyu yıpratıyor.
Quaresma ve Talisca sürprizi bol ama böyle deplasmanlar için handikaplı oyuncular. Top kayıpları Tolgay ve Atiba’nın tolere edemeyeceği kadar fazlalaşınca orta saha mayınlı tarlaya döndü. Direk oyuna geçmek için Negredo’nun girişini beklediler.
Adem, Beşiktaş’ı kilitledi!
Adem, 60 dakika Q7’nin kabusu oldu. Gönül ile Quaresma’nın arasına girerek Beşiktaş’ın sağ kanadını tıkadı. Erol Bulut’un amacı sağı kilitlenen Beşiktaş’ı merkeze sürmek ve orada 6 oyuncuyla baskı yapmaktı. Bunu maçın genelinde başardılar. Tolgay’ın oyuna yön vermesine engel olunca ters kanattaki Babel de topa ve pozisyonlara uzak kaldı. Beşiktaş gibi topa yatkın bir takımı bu kadar etkisiz hale getirmek önemli bir taktik başarı doğrusu. Topla o kadar etkisiz oynattılar ki Beşiktaş’ı yüzde 70’leri aşan topa sahip olma oranı önemsiz bir detaya dönüştü. Futboldan rakip kaleyi ve golü kaldırırsan Beşiktaş’ın dünkü oyunu iyi görülebilir ama diğer türlü lig akıyor ve zaman aleyhine işliyor. (Fanatik/Serkan Akcan)
312
BEŞİKTAŞ, Akhisar ve Malatya maçlarında duraklamalarla birlikte 192 dakikada gol bulamıyorsa, ligin ofansif istatistiklerinde üst sıralarda yer alıp da gol sıralamasında ilk 8’de değilse ve maç başına 1.4 gol ortalamasıyla oynuyorsa problem ortada. Ciddi bir gol sorunu var. Şu anki gol ortalamasıyla ligin bittiğini hesap edelim. 47 gole tekabül eder ki bu rakam ile bırakın şampiyonluğu; yarışta bile kalamazsınız.
DİKKAT edin, her maç rakiplerin stoperleri yıldız oluyor. Bunun nedeni sadece Quaresma ve Talisca’nın kötü oyunları değil. Santrfor performanslarının da yetersizliği.
BİR forvetin rakip savunmacılara üstünlük kurabilmesi için onlardan daha çabuk ve güçlü olması gerek. Cenk topla buluşunca etkili ve harika bir gol vuruşu var ama kapanan savunmaların arasında topla az buluşuyor ve stoperlere üstünlük kuramıyor. Dün tek kale maçta ceza alanında 4 kez topla buluşmuş. Sorun işte burada. %75 topa sahip olan bir takımın santrforu ceza alanında topla sadece 4 kez buluşmaz. Aynı sorun Negredo için de geçerli. Forvetler gol bölgesinde topla yeterince buluşamıyor. Santrfor öncelik alamazsa hiçbir stoper vurdurmaz. Beşiktaş’ın 2 santrforu da kontrolü kolay oyuncular.
BU durumda Talisca’nın da etkisi var. Brezilyalı oyuncu Göztepe karşılaşması hariç Cenk ile iyi bir iletişim halinde değil. Forvet arkası, önündeki santrforu hiç topla buluşturmaz mı? Talisca gol atmadığı her maçta 1 yıldız alacak bir oyuncu. Oyunun içinde çok daha aktif ve katkı veren bir çizgide olmalı.
GÜNEŞ FORMÜL ÜRETMELİ
BEŞİKTAŞ topa çok sahip oluyor ancak pozisyon zenginliği çok az. Rakip stoperlerin üzerinden çıkıp vurabilecek forvetleriniz yoksa sürekli kanattan orta yapmak da anlamsız. Merkezden daha delici oynamak şart.
AYRICA Tolgay 3 yıldır tek bir gol atmamış. Quaresma zaten golcü bir oyuncu değil. Şenol Güneş’in gol için daha farklı formüller üretmesi lazım. Önceki sezon 75, geçen sezon 73 gol atan takım bu yıl neden gol sorunu yaşıyor? Neden mütevazı rakiplere karşı bile ligde zorlanıyor?
BEŞİKTAŞ şampiyonluk yarışında telafisi zor bir sürece girdi. Önümüzdeki hafta siyah-beyazlılar için “lig finali” var. (Vatan/Güntekin Onay)
412
Beşiktaş maça kadar ve maçta tüm stoperleri döktü. Nerdeyse Lyon’dan Marcelo çağrılacak, Kiev’den Vida çakılacaktı.
Demek ki, stop etmek istemiyorsan fazla stoper lüks değil.
Mitroviç Hırvat milli. Vida’nın partneri sayılır. Dünya Kupası oynayacak. Ama pek göstermiyor.
Necip, Pepe’yi kesmiş oldu. Atiba’yı kaptanlıktan kesti! Esas mesele rakip hücumları kesebilmesi. 66’da tam onu yaptı. 69’da da. Sonra o da gitti. Sıra Fatih’e geldi. Tolga da girebilirdi!
Şampiyonlar Ligi gururu bitkin, tedirgin başladı. Sanki formalite Leipzig maçı. Malatya, Beşiktaş göbeğini gözüne kestirmiş. Kale direği Beşiktaş’ın direk stoperi oldu! Malatya presle yıldırmak istiyor, üç kişi basıyor, cesaretle ileri çıkıyordu. Quaresma ortaları, Babel fuleleri yorgundu. Cıva gibi Cenk çakılı kalmıştı.
Ortak takım aklı epeyce tutulmuştu. “Birlik beraberlik içinde” oynayamıyordu Beşiktaş.
Büyük sevinçler ardından böyle olması şart değil de, sadece ruhla olmuyor; bedenin de istemesi lazım!
O ara Beşiktaş’ta kim iyi? Vallahi Mitroviç! Malatya takım olarak iyi.
Bir Akhisar devresi de öyle gitti!
Cenk topla buluşup ilk şutu 49’da atabildi. O bile zor oldu.
Malatya Pepe’sizlikte çok kolaylaşan golü kaçırdı. Sonra yine kaçırdı.
Negredo girerken ona top kesecek Trivela ve Rabona oyundan çıkıyordu!
Beşiktaş yüzde 78 oynuyor ancak oyun kuramıyor, pozisyona giremiyordu. Son saniyeler yine yangın arabası.
Çift santrfor, çift sıfır! Fatih son saniye gol önledi, kazanç o.
Sene 1984. Ben Cumhuriyet yazı işlerinde çalışıyorum. Malatyaspor 2. Lig’de çok çalışıyor. 30 maç, 23 galibiyet, 7 beraberlikle şampiyon olup ilk kez (süper) lige çıktığı sezon biterken Malatya’ya gidip yazı dizisi hazırlıyorum. Eskişehirspor’un “Nihat-Fethi-Ender... Filelere gönder” efsanesinin Nihat Atacan’ı teknik direktör; kaleci Çetin, golcü Oktay, hocanın kardeşi Muzaffer...
3 yıl sonra takım süper lig üçüncüsü. Sonraki yıl “Hayali ihracat” rüzgarıyla, Dünya Kupası’nda oynamış 3 Brezilyalı Malatya’da. Eder kaçıyor. Brezilya Milli Takımı kalecisi Carlos üç büyüklerden 3 maçta 16 gol yiyor.
Yeni Malatya artık amatör kümede olan o Malatya değil, sarı-siyah Malatya Belediye.
Lakin bir şehir gururunu arıyorsa, kim varsa, işte ona sarılır.
Bir şartla: Malatyaspor sarı-kırmızıdır! Eskisi öyleydi; “Yeni” de sarı kırmızıya boyandı! (Habertürk/Umur Talu)
512
Lig tarihinde şampiyonluk yarışlarında muhakkak puan kayıpları olmuştur ve olmaya da devam edecektir. Bu durum, her daim futbolun içerisinde var olmuştur. Fakat şampiyonluk yarışındaki kayıp puanları, kaybedilmemesi gerekilen yerlerde kaybediyorsanız, bir an önce önlem almanız lazım. Sırasıyla; Gençlerbirliği, Teleset Mobilya Akhisar ve Evkur Yeni Malatyaspor maçlarında yitirilen 7 puan, kalan haftalarda bir an önce telafi edilmeli. Eğer bundan sonraki haftalarda sürpriz puan kayıpları olursa, kalan süreçte Beşiktaş'ın sadece kazanması yetmeyecek aynı zamanda şansın da yanında olmasını bekleyecek. Çünkü bir sonraki olumsuz gerilemede, siyah - beyazlı takım, rakiplerinin de puan kaybetmelerini beklemek zorunda kalacak.
Maçtan sonra başta Başkan Fikret Orman, yöneticiler, Şenol Güneş, futbolcular ve kulüp çalışanlarının ağzını, deyim yerindeyse bıçak açmıyordu. Maç gündüz vakti oynandığı için, o günün akşamındaki uçaklardan biriyle döneceğimizden dolayı, hava limanında bazı taraftarlarla sohbet etme imkanı bulduk. İçlerinden biri, "Şampiyonlar Ligi'ndeki Beşiktaş, Malatya'daki Beşiktaş'ı 5-0 yenerdi" diyerek maçı tek bir cümleyle özetlemiş oldu. Taraftar çok doğru söylüyor. Beşiktaş, ligimizin aksine Avrupa arenasında neden bu kadar farklı?
Öncelikle Beşiktaş'ı eleştirerek Evkur Yeni Malatyaspor'un, sahadaki emeğini gözardı etmemeliyiz. Erol Bulut ve öğrencileri, kazanmaya çok yaklaşmıştı. Beşiktaş'a gelecek olursa, iki tane zayıf halka vardı. Geldiği günden beri zaman zaman eleştirdiğimiz Talisca, yine farklı bir kimliğiyle sahaya çıkmıştı. Talisca kötü niyetli mi? Asla... Kötü oyuncu mu? Elbette değil. Peki ya ne? Talisca dünkü maçın 10 numara bölgesinindeki birinci adam değildi. Kapalı savunmalarda açılmayan kilitler, rakip sahadaki pas oyunuyla açılabilir. İlk yarıda bu kilidi açmayan sistemden, Talisca ve diğer zayıf halka Quaresma alınarak, yerleri Negredo ve Oğuzhan ile doldurulabilirdi. Orta sahada - sürekli yerlerini değiştirmek şartıyla - kurulacak bir Tolgay-Atiba-Oğuzhan üçgeni, rakip kaleye giden tıkalı gol yollarını açabilecek bir üçgen olabilirdi. O zaman ileri üçlü olan Cenk-Negredo-Babel hattı, Evkur Yeni Malatyaspor savunmasının üzerine bir karabasan gibi çökebilirdi.
Farkındaysanız, olabilirdi ya da yapılabilirdi gibi ifadelerle maçı değerlendiriyoruz. Çünkü sonuçtan sebebe gidiyoruz. Evet doğru bir yöntem değil lakin, daha birinci dakikadan itibaren, Quaresma - Talisca ikilisinin, temposuz ve motivasyondan uzak olduğu, gayet açık bir şekilde ortadaydı. Şenol Güneş'in tercihlerini yerden yere vurarak eleştirecek değiliz. Pepe'nin oyunda olmaması da önemli bir eksiklik. Diyeceksiniz ki "Beşiktaş gol yemedi, ne Pepe'si." Kesinlikle yanlış bir düşünce. Pepe, Şenol Güneş'in sahadaki en önemli yardımcısı. Gizli teknik direktör gibi. Dün Beşiktaş oyunu ve savunma hattını rakip alana çok fazla yakın tutamadı. İşte Pepe, bu konudaki tecrübesini, her oynadığı maçta sahaya yansıtmaya çalıştı. Dün onun olmayışı önemli bir eksiklikti. Peki bundan sonra ne olur? Mario Gomez, Sosa ve Gökhan Töre takımdan ayrıldığı sezon, taraftarın içinde bir endişe vardı. Onlarla bir arada olduğumuz her ortamda "gidenler gitsin yeterki Şenol Güneş kalsın" demiştik. Bu takımı Avrupa'da adından söz ettirecek bir hale getiren Şenol Güneş, kalan haftalarda yapılması gerekilenler konusunda, ligimizin en tecrübeli ismidir. Beşiktaş'ın işi kolay mı? Kesinlikle kolay değil... Peki böylesine ağır bir yükün altından kalkabilecek imkanlar Beşiktaş'ta var mı? Var... O zaman yazıyı Slaven Bilic'in bir sözüyle bitirelim: Kimse Beşiktaş'ın umudunu söküp alamaz. (Milliyet/Serdar Sarıdağ)
612
Hayır, bunun adı yorgunluk değil. Şampiyonlar Ligi ile Süper Lig arasında kalan bir tercih sorunu, ya da maç seçmek de değil.
Beşiktaş, tüm rakiplerinin sıkı kontroluyla baş etmek zorunda. Malatya’da olduğu gibi, savunma bölgesinde yığılan takımlar oynayacak, vuracak, dönecek alan bırakmıyorlar Beşiktaş’a. Öyle ister kanattan yüklensin, ister ortadan Beşiktaş o kadar baskılı oyunun karşılığını alamıyor. Babel, Quaresma, Talisca ve Cenk baskıyı oluşturuyorlar ama, golü bir türlü atamıyorlar.
Oyunun ilk yarısı Malatyaspor’un kontralarıyla heyecanlı, Beşiktaş’ın sonuçsuz baskısıyla sıkıntılı geçti. Artık “kurt futbolcu “ unvanını fazlasıyla hak eden Adem Büyük ve arkadaşlarının yarattığı pozisyonlarda Pereira ve Boutaib’in yollarını kesen adamlar, Necip, Mitrovic ve kaleci Fabri oldu. Laf aramızda birbirleriyle ancak antrenmanda selamlaşan ama dün ilk kez birlikte oynayan Necip-Mitrovic ikilisi oldukça başarılıydı.
Tolgay ve Atiba maça çok iyi başladılar. Ancak dakikalar ilerledikçe Atiba düşmeye başladı. Bu nedenle Beşiktaş’ın top kayıpları çoğaldı. Beşiktaş’ın ataklarında 10 kişiyle duvar oluşturan Malatyasporlular, kazandıkları toplarla daha geniş alanda, daha rahat top kullanıp Beşiktaş kalesinde ciddi tehlikler yarattılar.
Şenol Güneş, Quaresma ile Negredo’yu değiştirirken (Dk.58) doğru bir hamle yaptı. Atiba-Oğuzhan değilşikliği de (Dk.69) yerindeydi. 74’te Necip’in sakatlanarak yerini genç Fatih Aksoy’a bırakması hamle dışı, zorunluluktu.
Günün en etkili vuruşunu kafayla Negredo yaptı, talihsizdi direkten döndü.
Beşiktaş’ın temel sorunu, hücumda hep kalabalık savunmalara karşı bilinen hücum formatlarını değiştirmemesi. Artık Cenk’le Negredo maça birlikte çift santrfor olarak başlayabilmeli. Cenk’in giderek verimsizleşen oyunu belki bu “çift” uygulamayla eski üretkenliğine dönüşebilir.
Öte yandan Beşiktaş’ın giderek yavaşlayan oyunu, süre uzadıkça panikten kurtulamayan futbolcuların şaşkınlığıyla abuk-sabuk bir beraberlik takımı sunuyor bize. Şampiyonlar Ligi’nde üç galibiyetin sonrasında gelen peşpeşe beraberlikler iyi de, Süper Lig’de şampiyonluk unvanını koruyan bir takım hedefe nasıl varacak? Muamma! (Milliyet/Atilla Gökçe)
712
Ligimizde bütün takımlar, Beşiktaş’ın oyun sistemini ezberlediler...
1-En önemli problem, santrfor ağırlığı yok, Beşiktaş’ın... 2-Cenk Tosun, bugün neden etkisizdi ? Çünkü, bütün enerjisi, Porto maçında bitmişti... 3-Negredo top alamayınca, bireysel becerisi ile gol pozisyonlarına giremiyor, oynadığı sürece... 4-Orta alandan gol katkısı, bu sezon ortalamaların altında... 5-Talisca, sahada yoktu bugün... Talisca’nın kötü oynama hakkı, tabiki var. Ama, kaleye şut atamadan maçı tamamlama lüksü yok! 6-Ligimizde bütün takımlar, Beşiktaş’ın oyun sistemini ezberlediler... Kapan, topu Beşiktaş’a bırak, ani atak şansı bulursan, maçı bile kazanırsın! 7-Bizim ligimiz, Şampiyonlar Ligi değil... Bu ligde, “oyun sert oynanıyor, bu ligde, ne güzel top dolaştırıyorsun, rakibe topu vermiyorsun” diye, sizi ayakta alkışlamıyorlar... 8-Kapanan takımlara şut atacaksın, ikiye bir yapacaksın, kazandığın serbest vuruşları, bir kuyumcu inceliğiyle kullanacaksın... 9-Özellikle, korner ve serbest vuruşları çöpe atıyor, Beşiktaş.. 10-Hücuma yönelik orta saha ve tilki golcün yoksa, ne kadar iyi oynamaya çalışırsan çalış, zor kazanırsın bizim ligde... 11-Süper ligin ilk yarısının bitmesine az kaldı... Bu oyun yapısına, büyük dokunuşlar gerekiyor...Yoksa seneye Şampiyonlar Ligi hayal olur... (Ntv Spor/Ercan Taner)
812
Sekizinci stoperle bitirilen bir maçta, Malatya’da gol yememiş olmak, evet bir savunma başarısı kabul edilebilir. Mitrovic, Malatya’da Beşiktaş kariyerinin en iyi oyununu oynadı, Necip de ikinci devrede ihtiyaç duyulan anlarda devreye girdi. Ancak bu sezon ilk 15 resmi maçın tamamında gol atan Beşiktaş, son iki lig müsabakasını skor yapamadan bitiriyorsa, bu muhakkak ki üstünde düşünülmesi gereken bir problem...
Bence bu problemin en önemli sebebi şu: Şenol Hoca ısrarla sezonu 11 oyuncuyla götürmeye çalışıyor. Porto’yla 90 dakika büyük bir mental savaş veren, Devler Ligi’nde beşinci hafta sonunda liderliği garantileyen başarılı 11’in, mecburi stoper değişikliği dışında aynen Malatya’da başlaması akıl almaz. Bu takım çok kaliteli, çok da başarılı. Ama Porto’yla Malatya’ya aynı seviyede konsantre olmalarını beklemek belki de haksızlık. Üstelik Malatya’nın üçlü orta sahası, Murat-Azubuike ve Aytaç, benim bu sezon Süper Lig’de izlediğim en rahatsız edici topu oynadılar. Her yerde onlar vardı, her topa ayaklarını soktular, her Beşiktaşlıyı rahatsız ettiler. Böyle bir ortamda Şenol Güneş’in yapması gereken şu: Bu tarz maçlar için gözünde parıltı olan oyuncuyu bulmalı. Quaresma’nın her topa ayağının ucunu sokup, kaptırıp, sonra da faul beklemesini izlemek çok saçma. Bu görüntüyü maç öncesi tahmin edip, istekli olanı koyacaksınız sahaya.
CEVAP BEKLEYEN SORULAR
Güneş’in sanırım artık şu sorulara yanıt vermesi gerek: Negredo bu maça da 11’de başlamazsa hangisine başlayacak? İspanyol forvet, Talisca’nın yerinde 11’de başlayamaz mıydı? Üç cephede mücadele edecek Beşiktaş, Kerim Frei ve Ömer Şişmanoğlu’nu neden takımda tutmadı? Onun için Kuban’ın Ajax’a 3, Spartak’ın Kuban’a 11 milyon Euro ödediği Aras Özbiliz neden yok edildi? Antep formasıyla Süper Lig’de orta sınıf maçlarda pekala iş yapabilen Orkan, oynamayı mı unuttu? Beşiktaş’ın kadrosu mu dar, yoksa Şenol Güneş mi daralttı bu rotasyonu?
Şenol Güneş şu anda açık ara ülke futbolunun en formda hocası. Ama kadro mühendisliğinde bazı hatalar yaptığını kabul etmesi gerekiyor sanırım. (Hürriyet/Uğur Meleke)
912
Bu endişeyi en çok da Emre Oktay’ın Hürriyet’e geçtiği fotoğraflara bakınca “Hadi Pepe, oynarsın” diyen Quarsema taşıyordu. Mitrovic-Necip ikilisinden oluşan bir savunma bel kemiği, Quaresma’yı da endileşendirmişti.
Beşiktaş’ın en sıkıcı ilk devrelerindedi. Malatya, çok iyi kapanırken kuşku taşıyan Beşiktaş savunmasının hatalarını gözledi. Özellikle de duran toplarda, ki 8’deki kornerde Sadık’ın kafası direkten döndü. Bu ilk 45’in tek heyecanlı anıydı.
80 MODEL YENİ MALATYA
Quaresma orta kesemedi, Babel yine kayıp bir ilk devre yaşadı. Şut çekilemedi, gölge futbolu oynayan Talisca da şapkadan tavşan çıkaramayınca Beşiktaş, soyunma odasına pozisyonsuz girdi. İlk devre özetlerinde Cenk’in adı yok. Quresma’nın ikili mücadelelerde hep hakeme bakması motivasyon sıkıntısına işaretti. Erol Bulut, taktiğini Akhisar’ın hocası Okan Burak’tan kopyaladı. Güneş ise bunu göremedi. 11 kişiyle taviz vermeden savunmada kalan Malatya, Akhisar gibi Beşiktaş’tan çok daha net pozisyon buldu. Güneş’in umut bağladığı Oğuzhan ve Negredo da kilidi kıramadı. Yeni Malatya, ‘80 model futbol’ oynarken ‘Avrupa model’ Beşiktaş da hücumda son yılların en çaresiz maçını oynadı. Hücumcular, boşluk bulamadığından ivmelenemedi. Doldur-boşalt hava toplarında da Negredo’nun direğe vuran topu dışında, üstünlük kurulamadı. Talisca genelde yok, Quaresma son 3 maçta vasatın altında. Temel sorun kulübe katkısının geçen sezona göre düşmesi. 1.5 pozisyonla açıkçası bu 1 puana takla atılır! Derbi, zirveye el koyma olacakken şimdi ‘devam mı tamam mı’ maçına dönüştü...
MAÇIN ADAMI: SADIK ÇİFTPINAR
SADIK dün işini en iyi yapanların başındaydı. Havadan geçit vermedi, ikili mücadelelerde üstün geldi ve hücumada destek verdi ki kafa vuruşu direkten döndü. (Hürriyet/Kenan Başaran)
1012
Hafta içinde Porto ile berabare kalarak Şampiyonlar Ligi'nde gruptan lider çıkan ilk Türk takımı olan ve hepimizi gururlandıran Beşiktaş, bu sezon ligde ise çok farklı tam tersi bir görüntü çiziyor. Şenol Güneş ve ekibi Malatyaspor maçına iyi motive olamamıştı. Bu sezon tam anlamıyla iki ayrı karakter çizen bir Beşiktaş var. Avrupa'da elde edilen başarılar Kara Kartal'ın bu sezon şu ana kadar ligde ortaya çıkan defolarını örttü.
Bu denli kaliteli futbolculardan kurulu bir takım, bence 3 günde maç oynayabilecek düzeyde olmalı. Ancak Beşiktaşlı futbolcular ne psikolojik ne de fizik olarak iki kulvarda aynı başarıyı gösterecek durumda değil.
Q7 ZARAR VERİYOR
Maçı izlemeyen biri, istatistiklere baktığında Beşiktaş rakibini ezdi zanneder. Ancak Kartal, rakibini zorlayacak pozisyonalara giremedi. Atiba'nın oyundan alınmasını anlayamadım. Quaresma'nın ise yararından çok zararı var.
O kadar çok top eziyor ki rakipler top ona gelince rahat nefes alıyor. Yeni Malatyaspor dün 1 puanı hak ederek aldı. Beşiktaş da çok önemli bir 2 puan bırakarak zirve yarışında ağır yara aldı. Beşiktaş bu gidişle bu sezon Şampiyonlar Ligi bileti alamayabilir. Kara Kartal, Süper Lig'de 13 hafta geride kalmasına rağmen ligin havasına girmiş değil.
MAÇIN iYiSi MURAT Malatya'nn orta sahası çok dinamikti.
MAÇIN EN KÖTÜSÜ QUARESMA Portekizli aldığı tüm topları ezdi. (Takvim/Oktay Derelioğlu)
1112
İlk yarıda Necip aynı pozisyonda dört defa Atiba'ya top verdi, ön libero ne yapar ileriye topu taşır veya uzun pas atar. Atiba ise dört kez aldığı pası geriye Necip'e verdi. Atiba'nın istatistiğinde dört isabetli pas daha oldu. Futbolda ölçüme, sayılara karşı çıkan cahil takımının en büyük kozu istatistikler ve Atiba örneğidir.
Böyle ön liberonuz varsa ve Talisca gibi oyuna katkı yapmayan bir diğer orta saha oyuncusuyla aynı anda oynuyorsa Tolgay ve ya Oğuzhan değil Modric olsa ileride çoğalamaz ve orta sahaya hâkim olamazsınız. Malatyaspor bekliyor ki top Atiba'ya gelsin ki baskıyla top kapsınlar. Atiba'nın durumu kötüden faciaya doğru evrilmeye devam ediyor.
SİSTEM HEP AYNI Quaresma şapkadan tavşan çıkarıp Cenk'e verecek veya Atiba şut atacak da gol olacak. Başka bir kurgu, ortadan pas, verkaçla defansı delme vs. hiçbir şey yok. Kanatlarını kapatan ve ileride özelikle de Atiba'ya basan her takım maça otomatikman Beşiktaş'ı bozmuş olarak çıkıyor. Buna karşı tek çare ise bireysel olarak birisinin çok iyi oynaması ya da olağanüstü bir gol atması. Normal oynasalar da yetmiyor çünkü.
ATIBA DEMİRBAŞ MI? Malatyasapor yan toplar dışında İlk yarıda Malatyaspor kalecisi çizgiye sandalye atsa da olurdu. Malatyaspor başarılı olduğu hava topları dışında gol atacak havası vermedi. Beşiktaş'ın üstüne de gelemiyor. Oğuzhan en kötü halinde bile asist yapar, şu atar. Atiba, demirbaş mı ki o haline 68 dakika tahammül edildi? Başarısız uygulama olan iki santrafora kanattan kim top kesecek?
MAÇIN iYiSi Mitrovic&Necip Uzun süre sonra oynamak kolay değil.
MAÇIN EN KÖTÜSÜ Hoca-Talisca-Atiba Bu üçlü Beşiktaş'ı bu sezon ligden koparıyor. (Takvim/Tayfun Er)
1212
Süper Lig’de son 2 sezonda şampiyonluk ipini göğüsleyen Siyah-Beyazlılar, bu dönemde bambaşka bir görüntü sergiliyor. Devler Ligi’nde yüksekten uçan Kara Kartal, bu başarıyı kendi liginde dün de devam ettiremedi. Yeni Malatyaspor karşısına Tosic’in cezalı, Pepe’nin de maç öncesi sakatlığı sebebiyle 2 önemli savunmacısından yoksun çıkan Beşiktaş, karşılaşma boyunca oyunu geriden kuracak futbolcu eksikliğini hissetti. Yeni Malatyaspor’un oyun boyunca kapalı bir futbol sergilemesi sebebiyle Atiba ve Tolgay, topu orta alandan Talisca’yla bir türlü buluşturamadı. Quaresma ve Babel de fark yaratamayınca Cenk Tosun, istediği pasları alamadı ve Beşiktaş’ın hücum hattında adeta eli kolu bağlandı. Güneş’in ikinci yarıda yaptığı; Negredo, Oğuzhan ve Fatih Aksoy hamleleri, skor anlamında bir etki yapmadı. Takım, duran toplardan da yakaladığı pozisyonlardan sonuç alamayınca 1 puana razı oldu.
Kanatlar çöktü!
Ricardo Quaresma, bireysel oyunuyla takıma yine faydalı olmadı ve karşılığını 58. dakikada kenara alınarak gördü. Q7’nin gerisinde görev yapan Gökhan Gönül’ün de ceza alanına servis yapamaması sonrasında sağ taraf adeta çöktü! Sol bölgede görev yapan Babel, Talisca’dan beklediği desteği alamadı ve Siyah-Beyazlılar belki de bu sezon ilk kez bir maçta iki kanattan da yararlanamadı.
Şampiyonlar Ligi müziği lazım!
Beşiktaşlı futbolcular tarafından her ne kadar tersi söylense de takım, lig ve Avrupa’da bambaşka... Bunu dünkü karşılaşmada bir kez daha gördük... Yıldızlar, Şampiyonlar Ligi müziğini duyunca bir başka oynuyor... Lig karşılaşmaları öncesinde soyunma odasında futbolculara Şampiyonlar Ligi seremoni müziğinin dinletilmesi belki kısa vaadede yarar sağlayabilir! (Fanatik/Gökmen Özcan)