Necip kardeşimizin sarı kart görmediği ve Aboubakar'ın gol attığı müstesna bir gecenin zafer sarhoşluğunu kursağımızda koyan italyan polisine, 'carabinieri'sine teessüflerimizi sunarak başlamak isterim. Fikret Orman başkanımızı, il güvenlik komisyonunu,hatta gerekirse Büyükçekmece'de göl manzarasını İstinye koyu diye Arap kökenli dünyadaşlarımıza koyan 'emlakçı aklını' intikam duygusuyla göreve çağırıyorum.
Bu fanatik ahlaksız ve affınıza 'carabinieri' 'kudurmuş' Napoli taraftarlarına İstanbul'da buluşma noktası olarak nereyi verelim ne edelim bilemedim. Maç bitiminde 2,5 saat bekletilmemizin ve sözde güvenlik nedeniyle 'deplasman tribünü' haklarından mahrum bırakılarak ikinci yarı girmelerine lütfedip izin verilen 6 otobüs dolusu cefakar vefakar taraftarın intikamı için aklıma gelen ilk öneri, akşam trafiğinde kendilerini tıpkı Napoli taksicileri gibi dolaştıralım. Bunu mutlaka yapalım. Pasaportlarına el koyalım. Pantolon kemerlerimize karşılık ayakkabılarını hatta akıllarını alalım. Yapalım bunu.
***
'İyi ki oradaydım' dediğim en manâlı deplasmandı. İlk 30 dakika -kokusundan önce gelen süpriz golün narasını,hemen yanıbaşımızdaki İtalyanların gözlerinin içine kulaklarının dibine doğru haykırarak tatmin olmak dışında- tam bir kabustu. Hemen yanımızdaki tespitçi yavru kartalın "bize karşı yarım saatte 10 kornerden gol yapamayan takım kesin özürlüdür" espirisiyle avundum.
Fabri'nin ilk penaltıyı kurtaracağına ikna ettiğim yakın çevremin tebrikleriyle mutlu oldum. Hoca, Şenol Güneş gibi bir dünya güzeli olunca tekniğe ve taktiğe girmeye vicdan, gönül ve cüret elvermiyor lakin.. Siyah beyaz kutsal formamıza hızlı adaptasyonu ve coşkusuyla hepimizi mutlu eden deli fişek kardeşimizin, 'savunma' zaafiyeti ve sebep olduğu amatörce penaltı, bu seviyenin aksiyonları değil demek isterim naçizane.
Bir de umarım yamulurum ama tüm Beşiktaşlılar birleşip paraya zamana kıyıp Fransızca öğrensek ve O'nun yalnızlığını paylaşsak da, Gomez'den sonra Abou'ya bakmak; hayallerimize, keşkelerimize, pişmanlıklarımıza uzun uzun bakmak gibi beyhude ve hüzünlü kalacak, korkarım. İki golle kamunun kahraman ilan ettiği bir gence kontra atak da Fe abinize özgü kontrastın bir gereği diye düşünüyorum.
***
Maçın 3 adamı Fabri, Necip, Marcelo; Napoli'nin üç numarası Capri, Pompei harabeleri ve pizza. Hakk, seni Napoli taksicilerinden ve kuş sürüsü yüzünden ölümden dönen Fenerbahçe kafilesine 'oh olsun' diyebilen soysuz ve pespaye nefretten korusun dostum. "La vittoria sara nostra" derdin hep, gün o gündür işte. 'Misak-ı milli'm sensin Beşiktaş. Delinin hunisi kadar vazgeçilmezimsin. Arrive derci der susarım.