Ajans Beşiktaş - Hollanda maçından sonra Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Yönetim Kurulu Üyeleri’nin kaldığı otel... Kimsenin ağzını bıçak açmıyor, tam anlamıyla bir hayal kırıklığı yaşanıyordu. Sonuca öfkelenenler, futbolcuya sinirlenenler... Ama hedefte teknik direktör Şenol Güneş vardı. Birileri bu 6-1’lik hezimetin bedelini ödemeliydi.
Yöneticilerin bir arada olduğu salona bir haber geldi: Şenol Güneş geliyormuş. Güneş’in istifa görüşmesi için TFF Başkanı Nihat Özdemir’in yanına geleceği şeklinde bu duyum. Ama kısa süre sonra bu iddianın doğru olmadığı çıktı ortaya...
TFF'DE 'HEMEN GÖNDERİLSİN' DİYENLER ÇOĞUNLUKTA
Herkes gibi TFF Yönetimi de merakla Şenol Güneş’in maç sonu açıklamalarını bekledi. Ama istifa haberi gelmeyince konu hemen masaya yatırıldı.
BİRİNCİ SEÇENEK: Şenol Güneş’in görevine hemen son verilmesini iste yenler çoğunluktaydı: “Hoca ile yollarımızı ayıralım. Hezimetin sorumlusu o. Bunun bedeli olmalı.”
İTİRAZ: Ama bu seçeneğe birkaç yönetim kurulu üyesi itiraz etti: “Görevine son verirsek, ne yapacağız?"
1) Hâlâ şansımız var. Diyelim ki Şenol Güneş’i gönderdik, 1.5 yıl daha sözleşme süresi var. Tazminatı yaklaşık 15 milyon TL tutar. Bu ona bir ödül olmaz mı?
2) Bu tazminatı kamuoyuna nasıl anlatırız?
3) Peki gönderdik diyelim, Şenol Güneş’in yerine kim gelecek?
4) Şu anda boşta olan tek teknik direktör Okan Buruk. Yolumuza onunla mı devam edelim?
"NORVEÇ'E DE KAYBEDERSEK HERHALDE KENDİSİ BIRAKIR"
İKİNCİ SEÇENEK: “Şenol Güneş ile devam edelim. Bu takımın ve sonuçların sorumlusu o. Norveç maçını da kaybedersek herhalde kendisi bırakır artık.”
İTİRAZ: “Güneş ile devam etmeyelim” diyenler bu seçeneğe karşı çıktı.
1) Hâlâ bir şansımız varsa bunu kullanmalıyız.
2) Hollanda, Frank de Boer’un yerine Louis Van Gaal’i getirerek şansını kullandı ve çıkışa geçti.
3) Norveç maçı öncesi böyle bir hamle yaparsak, biz de şansımızı artırırız.
O SÖZLER, TFF YÖNETİMİNDE BÜYÜK RAHATSIZLIK YARATTI
Türkiye saati ile 15.00’e kadar devam eden toplantıda bir ara Şenol Güneş’in “Göreve getirmek için yalvardılar” sözü de gündeme geldi. Güneş’in milli takımda göreve gelişini bilenler bu sözlere de karşı çıktı:
- Evet bir yalvaran vardı ve onun ismi de Beşiktaş Başkanı Fikret Orman’dı.
- Şenol Güneş’i milli takıma alın ve bizi kurtarın...
NİHAT ÖZDEMİR: BIKTIM, BAZEN BIRAKIP GİTMEK GELİYOR İÇİMDEN
Güneş’in “Yalvardılar” sözü de TFF yönetiminde rahatsızlık yaratmıştı. Ama en büyük sıkıntıyı yaşayan isim başkan Nihat Özdemir’di. Yöneticiler Özdemir’e, Güneş ile ne zaman görüşeceğini sordu. TFF kafilesi ile milli takım aynı uçakla İstanbul’a dönecekti. Özdemir, “Uçakta karşılaşırız herhalde” diye geçiştirdi ama dayanamadı:
“Arkadaşlar vallahi bıktım. Bazen bırakıp gitmek geliyor içimden. Ne geliyorsa elimizden yapıyoruz. Ve sonuçta fatura gelip bize dayanıyor. Bunu hak etmiyoruz.”
Sonrasında Özdemir ile Güneş uçakta bir araya gelmedi. Kafile İstanbul’a indiğinde herkes evine giderken, Güneş TFF’nin Riva’daki tesislerine gidip orada kaldı.
TFF yöneticilerinin bu toplantısından çıkan SONUÇ;
1) Başkan ve yönetimin Şenol Güneş ile bağları tamamen kopmuş.
2) Şenol Güneş’in gönderilmesi an meselesi. Tek sorun tazminatı. Anlaşma olursa bugün gider.
Özdemir ile Güneş bugün saat 10.00’da Riva’da bir araya gelecek ve ‘Güneş’le devam mı, tamam mı?’ sorusu cevabını bulacak. Ama görünen o ki, yüzde 90 gönderilecek...
SELİM SOYDAN: İSTEDİĞİNİZ HER AN GÖREVİ BIRAKABİLİRİM
Hollanda karşılaşmasından sonra Amsterdam’da Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Yönetim Kurulu Üyeleri’nin kaldığı otele A Milli Takım Sorumlusu Selim Soydan da geldi. Soydan, içeri girer girmez doğruca TFF Başkanı Nihat Özdemir’in yanına gitti ve şöyle dedi:
Başkanım, eğer uygun görürseniz ben milli takım sorumluluğu görevini bırakayım. Biz, birlikte geldik. Alacağınız her karara saygılıyım. İsterseniz birlikte gider, isterseniz ben görevi bırakabilirim. Ne derseniz yapmaya hazırım”
Özdemir’in yanıtı kısa ve net oldu: “Hayır. Şu anda alınmış herhangi bir karar yok. Daha sonra toplanıp hep birlikte karar alırız.”
KALEMİZE 3 DAKİKADA 1 ŞUT ATTILAR
Hollanda’ya 6-1’lik skorla boyun eğen A Milli Takım, bundan önceki son 5 farklı yenilgisini 17 Aralık 1990’da İrlanda Cumhuriyeti ile deplasmanda oynadığı Avrupa Şampiyonası elemeleri karşılaşmasında almıştı. Önceki gün oynanan maç, istatistiki açıdan da ay yıldızlı ekibimizin en kötü karşılaşmalarından biri oldu...
- Hollanda, 90 dakikada kalemize tam 29 şut çekti. Başka bir deyişle rakibe 3 dakikada 1 şut atma imkanı tanıdık.
- Rakibin yağmur gibi gelen şutlarından 12’si kaleyi bulurken, kaleci Uğurcan Çakır bunların 6’sını kurtarabildi.
- Biz 10 şut attık; kaleyi bulan 2 şuttan biri gol oldu, diğerinde Çağlar uzak mesafeden vurdu, kaleci rahatça aldı. Birinde Çağlar’ın zayıf şutu kalecide kaldı, diğerinde de Cengiz golü attı.
- Hollandalı oyuncular tam 47 kez ceza sahamıza girdi. Bu da neredeyse ortalama 2 dakikada 1 anlamına geliyor.
- Hollanda, yüzde 91 başarı yüzdesiyle 579 isabetli pas yaparken, milli takımımız 241’de kaldı (yüzde 77).
"OLAĞANÜSTÜ HOLLANDA TÜRKİYE'Yİ KIYMA YAPTI"
2022 Dünya Kupası elemelerinde milli takımımızın Hollanda’ya 6-1 yenilmesi Avrupa basınında da şaşkınlık yarattı. Hollandalılar çarpıcı başlıklar atarken, Fransız ve İspanyol medyası, 3 gol atan Depay’ı öne çıkardı. Hollanda’nın Sportwereld gazetesi ‘Olağanüstü’ başlıklı haberinde, “Van Gaal, Türkiye’yi kıyma yaptı! Olağanüstü oyuncularla dolu bir takımda, Depay ile Klaassen arasındaki mükemmel iş birliği en dikkat çekici olanıydı” dedi.
Diğer yayın kuruluşlarının başlıkları şöyle;
RTL Belçika: Hollanda, Türkiye’yi tokatladı.
Sporza: Hollanda gökkuşağının tüm renklerini gösterdi.
Voetbal: Türklerin dramı. Hollanda’da farklı yenildiler.
Daily Mail: Hollanda, Türkiye karşısında şov yaptı.
El Mundo Deportivo: Depay Türkiye’ye bir ilki yaşattı.
Diario Sport: Depay’ın gecesi. 3 gol attı, 1 asist yaptı.
L’Equipe: Depay tarihi performansa rağmen kendine kızdı.
6-1'LİK TARİHİ HEZİMET BAĞIRA BAĞIRA GELDİ
Hep aynı oyuncuları oynatma ısrarı, yeni isimlerin denenmemesi, orta sahanın çağın gerisinde kalması ve çeşitli sebeplerle oynayamayan Zeki ile Umut’un alternatiflerinin olmaması kaçınılmaz sonu getirdi.
1) 'ALTAY BAYINDIR MI YOKSA UĞURCAN ÇAKIR MI OYNASIN' KARARSIZLIĞI
Mükemmel bir kaleci jenerasyonu yakaladık. Gerek Altay Bayındır gerekse Uğurcan Çakır, performanslarıyla parmak ısırtıyor. Ancak Şenol Güneş’in bu noktada bir türlü net karar verememesi ve alınan sonuçlara göre bu iki isim arasında sürekli gidip gelmesi, genç kalecilerin motivasyonunda negatif etki yarattı.
2) 'TÜRK DUVARI' TAMAMEN YIKILDI
Çağlar Söyüncü-Merih Demiral ikilisinin savunmadaki performansları ve birbirleriyle olan uyumları gayet iyiydi. Ancak, Juventus’ta geçtiğimiz sezonun çoğunda kulübede oturan Merih’in oyun anlamında gerilemesi ve Çağlar’ın da profesyonellikten uzaklaşması, ‘akan oyunda kolay gol yemeyen Türk Duvarı’nın yıkılmasına yol açtı.
3) ZEKİ VE UMUT MERAŞ'IN ALTERNATİFLERİ YOK
Sol bek Umut Meraş’ın sakatlığı ve düşen performansı sonrası bu bölgeye, orijinal mevkisi sağ bek olan Mert Müldür kaydırıldı ve ısrar edildi. Elinde sol bek orijinli tek isim olan Rıdvan Yılmaz’ı neredeyse hiç düşünmedi. Sağ bek Zeki Çelik’e alternatif olarak sadece Kaan’ı düşündü, yeni oyuncular denemeyi düşünmedi.
4) KREATİF AMA GÜÇSÜZ ORTA SAHA
Yusuf Yazıcı ve Cengiz Ünder’in kanatlarda etkisiz kaldığı maçlarda sadece Hakan’ın ayağına bakan, hücum çeşitliliği olmayan bir takım haline geldik. Orta sahada oyunun iki yönünü de oynayabilen isimler yerine sadece defansları kuvvetli Okay ve Kaan’da ısrar edildi. Fizik güç ve hız olarak rakiplerin çok gerisinde kalan bir orta saha var.
5) FORVET BÖLGESİNDE HEP AYNI OYUNCULARDA ISRAR EDİLİYOR
Savunmaya 8, orta sahaya 12 futbolcu çağıran Şenol Güneş, forvette ise bu sayıyı sadece 4’le sınırlandırıyor. Üstelik bu oyunculardan 3’ü, uzun süredir beklentileri karşılaşamayan Enes Ünal, Kenan ve fazla oynama şansı bulamayan Halil olunca, bütün umutlar Burak Yılmaz’a kalıyor. Adem Büyük gibi isimler nedense hiç denenmedi. (Spor Arena)