Ajans Beşiktaş - Beşiktaşlılığıyla bilinen sanatçı Ömür Gedik, Beşiktaş Dergisi'ne konuştu. İşte Ömür Gedik'in açıklamaları;
Bırakmam Seni kampanyası kapsamında müthiş bir performansa imza attınız. Sonrasında da sosyal medyada kampanyanın takipçisi oldunuz. Program öncesinde ve sonrasında neler hissettiniz?
''Bırakmam Seni kampanyasının filizlerinin yeşerdiği, ilk adımlarının atıldığı gün başkanımız, yönetim kurulumuz, organizasyon ekibi ve Beşiktaşlı ünlülerin olduğu bir toplantıda bir araya geldik. Araya korona girdi, karantina girdi ama gecikmeli de olsa kampanya başladı ve her şeye rağmen büyük bir özveri ile çalışıldı. Bırakmam Seni, tüm platformlarda duyuruldu, paylaşıldı, gündemde tutuldu. Kanal D’deki canlı yayın, kampanyanın ayaklarından sadece bir tanesi. O güne gelene dek de pek çok şey yapıldı. Sonrasında da yapılmaya devam ediyor. Bırakmam Seni’de amaç, bağışların miktarından çok, katılım sayısının yüksek olması. Yapılan, gönülden kopan her bir yardım çok değerli. 15-20 milyon taraftarı olan kulübümüze 15-20 milyon SMS gelmeli.
Kampanyaya Murat Başaran ile bir de marş kazandırdınız. Bu nasıl gelişti ve nasıl tepkiler aldınız?
Bahsettiğim toplantı sonrasında her birimiz bu sürece nasıl katkıda bulunabiliriz diye düşündük. Yıllar önce resmi olarak çıkan ilk Beşiktaş albümünde yürütücü yapımcı olarak çalışmıştım ve zaten öteden beri Beşiktaş için kendim de bir marş ya da şarkı yapmak istiyordum. Murat Başaran hem çok iyi bir müzisyen hem yakın arkadaşım hem de sağlam bir Beşiktaşlı. Bu yeni yardım kampanyası için yepyeni bir şarkı yapma fikrimi onunla paylaştım. Projede Birol Can da olsun istedik, hatta Murat bu istediğimizi Birol’la paylaştı ama sanırım takvimi uymadı. İleride eğer o da isterse birlikte de bir şeyler yaparız belki. Bu kampanyaya dikkat çekmek için yaptığımız Bırakmam Seni şarkısının bestesini Murat Başaran yaptı, sözleri ise ben yazdım, Murat’la birlikte söyledik. Aranje Cenk Kandıralı’ya ait. Vodafone Park’ta çekilen klibin yönetmenliğini Armağan Pekkaya üstlendi. Bırakmam Seni klibi, iki haftada Youtube’da toplamda 500 bin kişi tarafından izlendi. Klibin sonuna eklediğimiz SMS bağışı yönlendirmesinin de kampanyaya etkisi olmuştur umarım.
Kampanya ile birlikte Beşiktaş her branşta yeni sezona hazırlanıyor? Sportif olarak yeni sezondan beklentileriniz nelerdir?
Yeni sezon, korona nedeniyle sis bulutu içinde başlıyor aslında. Bu sadece bizde değil, tüm dünyada böyle. Seyircisiz ya da seyirci kısıtlamalı oynanacak maçların etkileri nasıl olacak hep birlikte göreceğiz. Beşiktaş özelinde ise sadece futbol değil, var olduğumuz her branşta bizler takımımızın yanında olacağız. Güçlü bir yönetimimiz ve teknik kadromuz var. Doğru transferler ve yerinde müdahalelerle hedef tabii ki zirve.
Unutamadığınız bir maç, varsa toteminiz, sevdiğiniz bir tezahürat… Ömür Gedik maç izlerken nasıldır?
Unutamadıklarım, babamla birlikte küçükken gittiğim maçlar. Dudağımdaki yara, babamın kucağında maç izlerken kafamı çevirdiğimde yukarı tribünden gelen sert bir cismin, belki de bozuk paradır ya da anahtarlıktır bilemiyorum, dudağımı yarmasıyla olmuş bir hatıra. Babam beni maça götürmeye devam etmiş ama sonraki maçlarda küçük bir şemsiye açarak korumuş hep. Son bir yılda ise yönetim kurulu ve programcıları arasında olduğum Hayatta Beşiktaş radyo ekibi ile birlikte izliyorum maçları. En keyiflisi ise maç öncesi Hanedan’da buluşup stada birlikte yürüyerek gitmek. Maç izlerken kendimizden geçiyoruz zaten. Belli bir totemim yok ama oturarak izleyemiyorum maçları. Genelde ayakta ya da koltuğun tepesinde oluyorum ve ayaktayken yerimde duramıyorum. Heyecandan kendi etrafımda döndüğümü söyleyenler de oluyor. Ben pek hatırlamıyorum o anları. Sevdiğim tezahürat bundan böyle Bırakmam Seni’nin şu dizeleri olacak “Kartalın kanadına değdirmeyiz taş, akıllı olsunlar yedirmeyiz hak, bir günlük değil ömürlük bu aşk, bırakmam seni Beşiktaş”. Korona bitince statta hep birlikte söylemeyi çok istiyorum.
Sizi kâh hayvan hakları için savaşırken kâh kadın girişimcilere destek olurken görüyoruz. Bununla birlikte hem köşe yazıyorsunuz sinema eleştirmenliği yapıyorsunuz hem de profesyonel olarak müzik yapıyorsunuz. Zamanınızı nasıl yönetiyorsunuz?
İnsan sevdiği işi yaparsa çalışıyor gibi hissetmez ve yorulmazmış. Bendeki durum da aynı bu. Yaptığım her işi büyük bir keyifle ve inanarak yapıyorum. Hayvan haklarıyla uğraşmak benim hayattaki en büyük amacım. Sevgimi, zamanımı, maddi manevi her şeyimi bu uğurda vermeye son nefesime kadar devam edeceğim. Gazetecilik, köşe yazarlığı kendimi ifade edişim. Baba tarafından gazeteci bir aileden geliyorum. Babam eğitimci, büyük amcam ressam, dedem dergi ve gazete sahibi bir edebiyatçı, ailede müzisyenler de var. Hepsinden bir şeyler geçmiş bana. Her şeyi yapmaya çalışırken en büyük yardımcım teknoloji. Köşe yazılarımı başka bir şehre konsere giderken tabletten yazıp gönderebiliyorum mesela. İşlerimi günlük hayata yaymayı öğrendim. Gündüz gazete ve dernek işleriyle ilgilenirken, geceleri genelde stüdyoda müzikle uğraşıyorum, Böyle olunca uyumadığım her dakika aslında bir işle meşgul olabiliyorum. Sabah 09.00 akşam 17.00 ile sınırlı bir iş hayatım yok, uyandığım andan tekrar uyuyana kadar çalışıyorum diyebilirim.
Pandemiden en çok etkilenen meslek gruplarından biri de müzisyenler oldu. Bu dönemin büyük kısmını siz de evde geçirdiniz. Şimdi sırada ne var? Bu dönemde neler biriktirdiniz ve dinleyicileriniz sizden neler beklemeli?
Pandemideki karantina döneminde pek çok şarkı ürettim. Zamanımı şarkı yazarak ve stüdyoda kayıt yaparak geçirdim diyebilirim. Bırakmam Seni de bu dönemin ürünlerinden bir tanesi. Karantina bittikten sonra yaz aylarında sosyal mesafenin korunduğu konserler verdim. Şimdi dijital konserlere de başlıyorum. Sırada çıkmayı bekleyen bir yeni şarkılarım da var.
Hayvanlara yönelik şiddetin engellenmesi için tek bir şeyi değiştirebilecek olsanız önceliğiniz ne olurdu?
Okullara hayvan haklarını, hayvan ve doğa sevgisini anlatan dersleri koyardım.
Kurucusu olduğunuz Hayvanları Çaresizlik ve İlgisizlikten Koruma Derneği’nin (HAÇİKO) gündeminde bu ara ne var?
HAÇİKO’nun gündeminin ilk sırasında değişmesini istediğimiz yasa tasarısı var. Hayvana şiddeti azaltmak için bu yasanın değişmesi şart. Mecliste bekleyen yasanın bir an önce çıkması için kampanyalar düzenliyoruz. Diğer yanda sokak ve orman beslemelerine, tedaviye ve barınaklardan hayvan sahiplendirmelerine de devam ediyoruz. Kış aylarında hedefimiz okullarda hayvan haklarına yönelik seminerler düzenlemek.
Kadın hakları konusunda da oldukça aktifsiniz. Bu konuda okurlarımıza söylemek istediğiniz neler var?
Tarihe baktığımızda hayvan hakları ve kadın hakları konusunda yapılan çalışmaların hep yan yana gittiğini görüyoruz. Zayıfın, ezilenin, işkence ve zulüm görenin, haksızlığa uğrayanın yanında olmak bence hepimizin insanlık görevi. Hayvan hakları konusunda olduğu kadar, kadın hakları konusunda da elimden geleni yapmaya, duyarlılığı artırmaya çalışıyorum. Bir hayvana, bir kadına kötülük yapan, canını acıtan her kimse hak ettiği cezayı almalı.
Sizin hayatınızda 'Bırakmam Seni' dediğiniz neler vardır?
Vazgeçemeyeceğim şeyler var hayatta, yerine başkasını koyamayacağım, 'Asla bırakmam' dediklerim. Onlar da şöyle: Beşiktaş, ailem, ki bu aileye 30 kedim ve iki köpeğim de dahil ve HAÇİKO Derneği.