Ajans Beşiktaş - Cumhuriyet gazetesi yazarı Orhan Can, bugünkü köşesinde maç için şunları yazdı:
Bazen, “eksiklikler” dezavantaj gibi görünse de avantaj getirir insana!
Kadrodaki zorunlu değişiklik bu açıdan “fırsat” olabilirdi..
Misal; Quaresma ve Abuabakar’ın olmayışı, Tosiç’i sol bek, Adriano’yu da sol açık yapmıştı.
Q7’nin olmadığı maçta serbest vuruşu Talisca kullandı. Babel’e doğru pas attı, o da gol oldu.
Bir de Oğuzhan’ın korner atışından olursa o da ikinci örnek olacak.
Maçın sonucu ne olarsa olsun “Düğüm” İstanbul’da çözülecekti.
Maçtaki mücadele kadar sahadaki hakem önemliydi.
Hakemin de kararlı kadar “mimikleri” önemliydi.
Gözlerinin çıkartarak verdiği karar anları enfes, futbolculara kızdığı anlardaki bakışları ise unutulmazdı..
Fransa’da olamadığımız için TV’ye ve tabii Babel’e Talisca; Talisca’ya Atiba, Atiba’ya Talisca diyen bir spikere “mahkumduk”..
1-0’dan sonra Beşiktaş’a bir haller oldu. Bir türlü top tutamadı Siyah – Beyazlılar..
İkinci yarı hata yarışına giren Beşiktaşlılar üst üste gelen 2 gole engel olamadı. Fabri’nin yaptığı hata ise futbol okullarında “kaleci dersi” olarak gösterilmelidir..
Bir kaleci hangi hareketi yapmamalı dersi.
2 dakikada 2 gol yediler..
Sanki futbolcular ağabeylerinin eski günlerini özlemişlerdi..
Skor 2-1’e geldiğinde bile Beşiktaşlılar maç sonucuna razı gibi oynadılar.
İlk yarı gol yiyen rakibe 2. golü atabilseydi bambaşka bir sonuç olacaktı.
Ancak dünyanın hangi takımında olursa olsun bir takımda bu kadar kişisel hata yapılmaz.
Yaparsanız el oğlu da cezayı böyle keser..
Eksiklik avantaj getirecekken, getiremedi..
Getirmedi değil, getiremedi..
Artık İnönü’ye bekleriz.