RB Leipzig-Beşiktaş maçı hakkında yazılan 11 köşe yazısı
Beşiktaş, deplasmanda Leipzig'i yenerek gurubunu noktaladı. Spor yazarları, bu karşılaşmayı değerlendirdi. İşte o yorumlar;
111
Tolga’nın bu maçta gösterdiği performans, Beşiktaş’ta bir oyuncunun bu Şampiyonlar Ligi yolculuğundaki en başarılı tekil maç performansıydı dersek herhalde yanlış olmaz. Sayabildiğim kadarıyla 7’si net 9 gol kurtarış yaptı. Maçın kaderini tek başına belirleyen adamdı.
Fabri’nin arkasında, herkesin aklındayken bir maça böyle damga vurabilmesini nasıl açıklayacağız? Hem bu maçın önem seviyesi hem de kabul edilmiş yedekliğin verdiği konforla mı? Belki... Kim bilir! Ama ne önemi var ki! Dün akşam herhangi bir kalecinin oynayabileceği en iyi oyunlardan biriyle sahne aldı. Tribünleri dolduran ama takımlarından istediğini alamayan Almanlara eve gittiklerinde anlatacakları sağlam bir hikaye verdi Tolga...
Golün sorumlusu Mitroviç
86’da yediği gole kadar gösterdiği performans Beşiktaş savunmasının maçın başından sonuna kadar yaptığı hataların kapanmaması anlamında faydalı oldu belki de. Mitroviç zaman zaman yaptığı son an müdahaleleriyle akılda kalmış olabilir. Ancak Tolga bu kadar çok gol çıkardıysa bunun başlıca sorumlusu çok ağır kalarak savunmanın dengesini bozan Mitroviç’ti. Tabii tek başına değil. Maça iyi başlayıp geçiş oyununda temel rol oynayan Medel’in hafiften oyundan düşüşü de bunda rol oynadı. Ancak ideal 11’den bu kadar uzakken bunlardan şikayet edecek değiliz.
Orkan güvenliydi!
Lens son vuruşlarda ham kalsa da Negredo’yla uyumlu olmaya çalıştı. Orkan gayet güvenliydi. Necip ve Pektemek de vasatlarının üzerine çıktılar. Ancak asıl önemlisi Talisca ve Oğuzhan’ın baskıyla mücadele etme becerileriydi.
Beşiktaş prestij maçını da kazanarak taşın da suyunu sıktı. Tebriği sonuna kadar hak ediyorlar. Tolga’dan, Şenol Güneş’e kadar... (Fanatik/Mehmet Demirkol)
211
Gazetelerde açıklanan ‘muhtemel kadro’ların çoğu Pektemek ve Necip’i öngörmezken, onlar sahada. Kendi adıma, böylesi ‘piyasa ekonomisi’ maçlarında katma değer beklentili oyuncuların, örneğin Cenk Tosun’un, sahada olması ‘ekonomi’ bağlamında önemli olurdu diye düşünüyorum. Elbette Şenol Güneş’in benden daha iyi planlama yapacağını belirterek konuyu açtığım gibi kapatıyorum.
Devrede bitebilirdi
İlk 30 dakikada gösterdi ki, sahadaki Beşiktaş rotasyonu bile oyun icrasında Bundesliga ikincisine pabuç bırakmayacak dirilikte. Açık verdi mi, verdi ama açığa da düşürdü. Beşiktaş’ta özellikle uzun süre tribününün ‘öfke paratoneri’ olan Tolga Zengin devre boyu savunma güvenliğinin merkezi oldu. Diyordu ki, “Bildiğinizi oynayın. Ben buradayım”. Lens topları kullanmadan Negredo’yu yan gözle arasa Porto’dan gelen haberlerin de etkisiyle maç devre sonunda bitebilirdi!
Aslan payı tutanın!
İkinci devre Talisca ‘zamanını kollarken’ yük iyiden iyiye Tosic/Mitrovic/Tolga üçgenine bindi. Futbolda ‘tutan’ ile ‘atan’/’attıran’ arasında ince bir çizgi vardır. O ince çizgi ‘an’larla ölçülür. Dün ‘atan’lar sayesinde kazanıldıysa da aslan payı ‘tutan’larındı. Beşiktaş bir üst turda ‘eler’, ‘elenir’ o kadarı bilinemez ama bu seviyedeki her takıma diş gösterecek donanımda olduğunu dün akşam net biçimde gösterdi. Anlamak istemeyen pişman olur. Benden söylemesi... (Fanatik/Cem Dizdar)
311
Maç başladığı andan itibaren sahada rotasyonlu ya da yedek demeye dilim varmadığı için Beşiktaş’ın diğer profesyonelleri, özverili bir performans sergiledi. Zordur uzun süre oynamadan kendini hazır tutmak. Ancak Oğuzhan, Tosiç, Talisca gibi sürekli şans bulanların haricinde tüm oyuncular bir Şampiyonlar Ligi maçını başından itibaren oynamışcasına mücadele koydular ortaya. İlk yarıda Lens’in bindirmelerinden birinde kazandığımız penaltı ile öne geçerken, Keita ve Bruma gibi dikine oynamayı başarabilen oyunculara karşı Tosiç, Mitroviç ve Tolga ile direndik. Fakat bu direnme işini ikinci devrenin başından itibaren fazlasıyla Tolga Zengin’e bıraktık. Beşiktaş’ın kaptanı da maçın adamı olacak bir performans gösterdi.
Talisca faktörü...
Porto’nun Monaco’yu yenmesi ile daha stressiz olan Leipzig, futbol adına iyi işler yaparken, Beşiktaş özellikle Mitroviç’in savunma hamleleri ile dikkat çektiği anlarda, çıkarken kaptırdığımız topta hazırlıksız yakalanarak golü yedi. Ama Beşiktaş grubun lideri olmasının tesadüf olmadığını, maçın iyilerinden Talisca’nın attığı golle bir kez daha gösterdi. Talisca maç boyunca baskı yediğimiz anlarda faul aldı, ayağındaki topları olumlu kullandı ve son olarak attığı golle de Tolga’dan sonra maçın en iyi oyuncusu oldu. Bu arada kısa süre almasına rağmen Orkan Çınar kumaşının kalitesini de belli eden bir oyun segiledi. (Fanatik/Erman Özgür)
411
Şenol Güneş, öncelikle doğru zamanda doğru yerde ve son derece normal bir rotasyona gitti. Şampiyonlar Ligi'nde liderliğini önceki maçta garantiledi, ligde hafta sonu müthiş bir derbi galibiyeti aldı ve yarışına devam dedi. Bu hamlelerin sonunda da Güneş, bazı oyuncularını dinlendirme kararı aldı. Beşiktaş için rotasyonda bundan daha doğru zaman olamazdı. Liderliği garantileyip üstüne üstelik bir de rotasyonlu geldiğiniz Almanya deplasmanından üç puanla dönmek, başarıyı perçinlemek anlamına gelir. Güneş doğru isimlerle doğru rotasyonu yaptı.
Öncelikle Tolga'nın harika bir maç çıkardığını belirtelim. Ligde şans bulamamasına rağmen, yaptığı kurtarışlar kendisi adına büyük bir başarı. Gösterdiği performansla "Ben işimi yapıyorum" mesajını verdi. Fabri'ye bir mesaj gönderdiğini düşünmüyorum. Bugün Beşiktaş teknik heyeti ve yönetimi, bu performansa çok sevinmiştir. Çünkü bu performans, Beşiktaş'ın iyi iki kaleciye sahip olduğunu gösterdi.
Tolga Zengin, uzun süredir oynamamasına rağmen çok iyi bir performans ortaya koydu. Oğuzhan Özyakup, Galatasaray derbisinden sonra bir kez daha kendisini sahada anlattı. Lig maçlarında gösterdiği performansla eleştirdiğimiz Lens, geniş alan bulduğu zaman nasıl oynayacağını bir kere daha bize gösterdi. Caner Erkin, uzun bir aradan sonra hala sıcak olduğunun izlerini bize verdi. Orkan'ın da kendini oyun anlamında çok iyi ifade ettiğini söylemek lazım. Hatasız bir 20 dakika oynayan Orkan vardı. Bu da ileriki günler için iyi bir mesaj.
Öncelikle "Kim çıkarsa çıksın" klişe lafı futbol gerçeklerinde çok doğru bir laf değil. Majör takımlar dediğimiz Münih, Chelsea, Real Madrid gibi takımlar çıkmadığı müddetçe Beşiktaş bu yolda birçok şeyin hayalini kurabilir. Bugün Almanya'da ligde ikinci olan bir takımı deplasmanda rahat bir şekilde yeniyorsanız, gücünüzü iyi ve net bir şekilde anlatıyorsunuz demektir. (Sabah/Metin Tekin)
511
Beşiktaş geçtiğimiz yıl Şampiyonlar Ligi'nde acı bir tecrübe yaşamıştı. Yenilgisiz girdiği son grup maçında Dinamo Kiev'e farklı yenilip umutları ve hayalleri ağır darbe almıştı. Şenol Güneş ve talebeleri son iki sezondur tecrübe ettikleri son maç sendromunu yaşamamak için Şampiyonlar Ligi'nde kendilerine bu sefer büyük bir keyif ortamı oluşturdular. Son maça Leipzig'in Redbull Arenası'na gruptan çıkmayı garantileyerek geldiler. Bu da yetmezmiş gibi Tosic dışında 11 yüzünü daha az gören oyuncularıyla çıkarak farklı bir meydan okuma yaptılar. Şenol Güneş'in "Sahada olacaklar olmayanlar kadar değerli ve bunu sahada gösterecekler" yaklaşımı kaderini Porto-Monaco maçına da endekslemiş Almanlar için tam bir anafordu. Beşiktaş adına Negredo'nun ayağından penaltıyla gelen erken gol Leipzig'in gençlerinin ilk yarıda ayaklarını birbirine doladı. Timo Verner'in, Necip'i hırpalayan bindirmeleri dışında Leibzigli oyuncular ne oyun, ne gol girişimi noktasında rakibine bir üstünlük kuramadı. Ancak kalede Tolga önde Medel olmasa en kötü ilk yarıyı beraberlikle kapabilirlerdi. İlk 45 dakikada Lens- Negredo uyumu biraz iyi olsa veya kaleye yönelme konusunda daha seri davransalar evsahibi ikinci yarıya çıkacak enerjiyi bulamayabilirdi. İkinci yarı zorunluda olsa Necip-Adriano değişikliği Werner'in durdurulması açısından gerekliydi. Adriano'nun girmesi ve Kaptan Tolga'nın üst üste kurtarışları takıma moral verdi. Direnç kırılabilirdi. Uzun süre kulübede bekleyen bir kalecinin bu seviyede performansı ve hazır oluşu takdiri hak ediyor. Güneş'in, Mustafa-Orkan değişikliğiyle ortasahayı güçlendirme hamlesine Hassenhüttl'ün Kaiser hamlesi geldi. Beşiktaş'ın Şenol Güneş yönetiminde, Şampiyonlar Ligi'nde galibiyete ihtiyacı olan bir takımı kendi evinde yenmesi tarihi bir başarıdır. Beraberlik yetmesine rağmen son dakikaya kadar gol araması alkışa şayandır. Türk futbol tarihi bu takımı altın harflerle yazar. (Fatih Doğan/Sabah)
611
Avrupa maçları öncesi kendi ligimizde rotasyonu görmüştük de Süper Lig için hem de Şampiyonlar Ligi’nde rotasyonla tanıştık dün gece! Şenol hocanın birçok as oyuncusunu İstanbul’da bırakmasını, Beşiktaş’ın sahaya çıkan 11’ini yadırgamadım ama yedek kulübesini görünce de şaşırmadım değil doğrusu. Ersin Destanoğlu, Fatih Aksoy, Orkan Çınar, Alpay Çelebi, Beşiktaş 18’inde... “Hoca takımına çok mu güveniyor? Başarının zevkini sürmek istedi de rotasyonu abarttı mı?” diye düşünmeden edemedim.
Rotasyon hepimizin gündemiydi de bir yandan da Şenol hocanın “Beşiktaş 11’i her zaman kazanmak için sahaya çıkar” sözü aklıma geldi. Maç başladığında da gördük ki rotasyonlu kadrosuyla Leipzig deplasmanında da galibiyeti düşünüyordu. Bir iki Negredo yoklamasının ardından kaçan Leipzig golü sonrası hemen penaltıyla golü bulan Beşiktaş’ı gördük.
Beşiktaş maçı istiyordu da Leipzig istemiyor muydu? Az da zorlamadılar. Keita ile Werner, Bruma ve Augustin ile sağdan indiler, soldan indiler. Mitrovic’e güvenip mi Beşiktaş’ın bu kadar üzerine geldiler bilemem ama defans arkasına da o kadar çok top attıklar ki... Direğe de takıldılar, ofsayta da... Allah’ı var hakem Kassai çok temiz maç yönetti.
Beşiktaş’ın eleştireceğimiz yönü yok mu, var. O da bu kadar çok pozisyon vermesi. Tolga bir ara tutukluk yapsa da öyle kurtarışlar yaptı ki... Öyle bir maç oldu ki, Beşiktaş ilk yarıda 3’ü de bulurdu, 3-3 de bitebilirdi.
Sonrasında ikinci yarı... Kalesinde yine devleşen Tolga... Sadece 45-60 arası 3 net kurtarış. Maçın genelinde bu sayı 8-9... Tüm kozlarını oynayan bir Leipzig...
Bu maç nasıl 1-0 bitecek diyordum ki, Mitrovic yine yaptı yapacağını! Ama Beşiktaş istiyordu bir kere... Rakibin oynamasına izin verdiler ama istedikleri anda da fişi çekebileceklerini gösterdiler. Sonuç da ortada, Beşiktaş’ın yazdığı tarih de... Rekorlarla gelen 2. tur. Bundan sonra ne zaman bir takımımıza nasip olur, kimbilir. Beşiktaş’ı alkışlıyoruz, artık ikinci turdaki rakibi bekliyoruz. Ve inanıyoruz ki ismi ne kadar büyük olursa olsun Beşiktaş kimse için kolay lokma olmayacak.
KASSAİ VE YARDIMCILARI
Maçın bir yıldızı Tolga Zengin ise diğeri de hakem Kassai ve yardımcılarıydı. Bizler böyle bir arenada hakkımızı yedirmeyen hakemlere alışık değiliz ne de olsa!.. (Habertürk/Meriç Müldür)
711
Eski Beşiktaş olsa formalite icabındaki bu maçtan bu kadar eksikle galip gelmesi zor derdik. Ama bu Beşiktaş’a bakıyoruz, motivasyonu zorlayan soğuk hava dahil, her türlü şartta oyunu istediği gibi yönlendiriyor, pozisyona giriyor ve son anda dahi olsa maçı koparıyor.
Sanki Leipzig’in değil de bizim takımın galibiyete ihtiyacı varmış gibi oynuyorlar. Hakikaten çok önemli bir karakter olayı bu. Hemen hemen tamamen değişmiş, Mitrovic, Necip, Mustafa, Tolga ve Negredo gibi bu sezon Şampiyonlar Ligi’nde 11 yüzü görmemiş birçok isimden kurulu bir düzenle çıkılan maçta yine galibiyet kovalanıyor. Bu alışkanlık artık Kartal’ın genlerine işlemiş.
Normalde ben Leipzig önünde işi çok önemsemeyecek, kendini yormayacak ve garanti oynayan bir takım bekliyordum. Ama Almanlar’ın özellikle ara paslarla Keita, Bruma ve Werner ile tehlikeli gelen ataklarını kesen noksansız bir savunma anlayışı, ortada Medel ve Oğuzhan’ın Atiba-Tolgay’ı aratmaması, Caner’in önünde oynayan orijini santrfor Mustafa’nın, 40 yıllık sol kanat oyuncusu gibi mücadele etmesi, Lens’in uzun bir aradan sonra kanadını etkili kullanması, hele hele adeta kaleyi unutan Tolga Zengin’in birçok gollük pozisyonu kesip devleşmesi takdire şayandı.
Yani anlayacağınız hakikaten Beşiktaş tam bir makine düzeninde oynayan takım olmuş. Pepe, Quaresma veya Babel oynamış veya oynamamış farketmiyor. Sahaya çıkan düzenin içindeki oyuncuların kafalarında tek bir şey var kazanmak da kazanmak... Adeta beyinleri yıkanmış.
Bunda da tabii ki payın büyüğü Şenol Güneş’e ait. Futbolcularını bu bilinçle yönlendiriyor. Dünkü prestij maçı için aslında çok fazla söylenecek bir şey yok kendi adımıza. Almanlar, Portekiz’den gelen farklı Porto skoru ile zaten oyundan ilk yarı soğudular. Onların için de maçın önemi sadece prestijden öteye geçmedi. İkinci yarı tamamen düşerler sanıyorduk ama aksine çok daha fazla takımımızın üzerine geldiler, golü de buldular. Bu yönden de tebriği hak ettiler.
Bakmayın Leipzig’in bu sonuçları aldığına, ilk kez Şampiyonlar Ligi tecrübesi yaşıyorlar. İlerki yıllarda adlarından çok şey söz ettirecek genç bir ekip bizleri bekliyor. Dün de ilk yarım saat ve ikinci yarı kötü değillerdi. Ciddi ataklar gerçekleştirdiler ancak hem Beşiktaş’ın erken gelen penaltı golü hem de bitirici özelliklerinin olmaması ister istemez onlar da bıkkınlık yarattı. Neyse takımımız gururla grup maçlarını tamamladı.
Bundan sonrası akıllar pazartesi günkü kura çekiminde olacak. Devler bizleri bekliyor ama inanın Real Madrid de Bayern de çıksa bu takım büyük sürpizler yapabilir. Elense bile savaşarak, onuruyla elenir. Yani önümüzde bir heyecan dalgası daha var. Hadi bakalım hayırlısı! (Habertürk/Kartal Yiğit)
811
Türk futbolu alışık değil böyle manzaralara. Gerek kulüp, gerek milli takım bazında ya ilk maçlarda veda ederiz turnuvalara ya da son maçta, "eğri gemi doğru sefer olur" kılpayı kurtuluruz elenmekten, turnuvalara veda etmekten. İlk kez böyle rahatız, gruptaki son maçımızı oynarken yola devam biletini çoktan almıştık. Ne güzel bir duyguymuş böyle maç izlemek. Dilerim bundan sonra Beşiktaş başta olmak üzere diğer kulüplerimiz ve elbette biricik milli takımımız benzer başarılar yaşar ve bizleri bu güzelliklere alıştırırlar. Beşiktaş çıtayı gerçekten yükseğe koydu. Artık Şampiyonlar Ligi'nde kulüplerimizin hedefleri bu çıtanın üzerine çıkmak olacak. Yani evet ilk hedef gruptan çıkmak ama Beşiktaş gibi çıkmak olacak. Olmalı da! Bize yaşattıkları bu gurur için Şenol Güneş ve futbolcularına, elbette Beşiktaş Yönetim Kurulu'na sonsuz teşekkürler. Vodafone Park'ı tüm rakipler için cehenneme çeviren ve takımına gerçek bir 12. adam katkısı yapan Beşiktaş taraftarına da sonsuz teşekkürler. İyi ki varsınız.
Teşekkürler Beşiktaş Bugün tüm Avrupa, hatta dünyanın büyük bölümü Beşiktaş'ın adını duyduysa Porto, Monaco, Leipzig'in olduğu grupta işini hepsinden önce bitirmesiyle duyurdu. Gerçekten teşekkürler çocuklar. Gururumuzsunuz. Bir futbolcu efsanesi olan Chelsea menajeri Conte'ye, "Benim her zaman tercihim en güçlü takım kimse onunla karşılaşmak. Barça, PSG veya Beşiktaş'a rakip olabiliriz. Bu maçlar içinde hazır olmamız lazım" dedirttiğiniz için bir değil, bin kez gururumuzsunuz. Gelelim maça... Babel, Quaresma, Gökhan, Cenk, Tolgay, Atiba yok buna karşılık ilk 11'de görmeye alışmadığımız kim varsa hepsi sahada. Peki bu şartlarda bunca eksikle 'Beşiktaş nasıl oynadı?' derseniz 'muhteşem' derim. Leipzig kazanmak zorundaydı, Beşiktaş bunu çok iyi kullandı sakin kaldı. Lens rüya gibi başladı, harika bir çalımla penaltıyı aldı ve Negredo usta işi bir vuruşla Beşiktaş'ı öne geçirdi. Daha fazlasını atacak pozisyonlarda bulduk çünkü Leipzig doğal olarak biz kalıyordu ve arkada açık bırakıyordu. Onların bildirmeleri de inanılmaz tehlikeli oldu, Ziraat Türkiye Kupası maçı dışında aylardır forma giymeyen Tolga tek kelimeyle harika bir maç çıkardı, 9 net gollük pozisyonu önledi. Beşiktaş'ın sadece ilk on birinin değil alternatif oyuncularının da Güneş sistemini son derece iyi uyguladıklarını çok zorlu bir deplasmanda gördük. Beşiktaş rekorları kırdı paramparça ederek ve hiç yenilmeden gruptan çıktı. Yolun açık olsun Kara Kartal. (Fotomaç/Turgay Demir)
911
BEŞİKTAŞ rotasyon yapmasına rağmen, formalite maçı oynamasına rağmen, Leipzig karşısında da etkili oynadı. İlk 15 dakika rakip kalede baskı kurdu. Tabii ki pozisyon da çok verdi. Tolga Zengin uzun süre oynamamasına rağmen önemli kurtarışlar yaptı. Dün gecenin kahramanıydı. Beşiktaş maça rahat çıktı. Şenol Güneş, Kayserispor maçını düşünerek doğru bir kadro çıkardı. Elindeki kadroyu çok iyi değerlendirdi Şenol hoca. Leipzig maçı için çok söylenecek birşey yok. Beşiktaş kendine yakışır bir şekilde oynadı. Negredo kendini bulmaya başladı. Zaman geçtikçe daha iyi olacak. Uzun zaman sonra Caner'in oynaması önemliydi.
HEPSİNİ KUTLARIM Defansta Tosic ve Mitrovic ikilisi çok pozisyon verdi... Ama herşeye rağmen Beşiktaş dün gece iyi bir sınav verdi... Bunu belirtmemiz lazım... Beşiktaş, Avrupa'da büyük bir başarıya imza attı... Şampiyonlar Ligi'nde adını son 16 turuna yazdırarak göğsümüzü kabarttı. Başta Teknik Direktör Şenol Güneş olmak üzere emeği geçenleri tek tek tebrik etmek istiyorum. Dilerim bir sonraki turda da aynı başarıyı yakalarlar... Helal olsun size çocuklar... Helal olsun size çocuklar...
TOLGA MAÇIN EN İYİSİ Beşiktaş'ın file bekçisi kalesinde devleşti.
MAÇIN EN KÖTÜSÜ WERNER Leipzig'li golcü dün çok kötü oynadı. (Takvim/Oktay Derelioğlu)
1011
Sadece prestij ve gelir açısından önem arz eden bir maça, üstelik de ligi düşünerek yedek ağırlıklı kadroyla çıkmak gayet doğal. Ne var ki bu saatten sonra Pektemek oynasa ne olur, oynamasa ne olur? Talibi olmadığı için takımda mecburen kalan bir futbolcu yerine Orkan başta oynasa fena mı olurdu? Orkan'ı iki yıl önce ilk yazan ve mutlaka alın diyen benim. Leipzig, Kevin Kampl'ın yönlendirdiği kurguyla Necip ve Mitroviç tarafından, özellikle de ikisinin arasına atılacak toplarla gol aramayı düşünmüş. İlk yarıda ofsayt gol, penaltı tartışmalı pozisyon dahil defalarca aynı organizasyonla geldiler. Gol atamamaları büyük bir futbol şansıydı. Dalga dalga geldiler çünkü Oğuzhan, Pektemek ve Talisca'dan kurulan bir orta sahada direnç olamazdı. Buna karşı Necip ve Medel pozisyon değiştirseydi Beşiktaş kopya hücumlar karşısında bu kadar zorlanmazdı.
KAPANIŞ TALİSCA'DAN Orta sahada top da tutamayınca Lens'in sürüklediği toplar dışında her çıkış duvara çarpar gibi geri döndü. 2. yarı, rakibin kendi solundan gelmesiyle kaldığı yerden devam ederek başladı ki rakip, Tolga iyi oyunu ve şansıyla da inanılmaz goller kaçırdı. Maçın çeyreği Beşiktaş'ın sağ defans yarısı olan çeyrek sahada oynandı. Necip'in yerine Adriano'nun girmesi de çare olmadı ve artık gol atmaları yeteneklerine kalmıştı ki Cenk'in çok hatalı olarak kaptırdığı topta sonunda ortadan golü attılar. Talisca attığı golle bize yeni bir zafer daha yaşattı.
MAÇIN EN İYİSİ TOLGA Takımını mağlubiyetten kurtardı.
MAÇIN EN KÖTÜSÜ MUSTAFA Türkiye'nin en iyi forveti diyenler utansın. (Takvim/Tayfun Er)
1111
Beşiktaş Şampiyonlar Ligi'nde gerçekten tarih yazdı. Ve tabelaya bakıldığında Fenerbahçe'nin topladığı puanı da geçerek büyük bir iş başardı. Hem de grubundan lider çıktı. Dün Almanya'da oynanan maçta rotasyona gidilmesine rağmen Şenol Güneş futbolcularına oyun felsefesini o kadar iyi işlemiş ki Leipzig karşısında müthiş bir mücadele örneği gösterdiler. Yedek kalmasına rağmen Beşiktaş kalesini koruyan Tolga gerçekten dün muhteşem kurtarışlar yaptı.
AFERİN SANA LENS Beşiktaş'ın puan kazanmasında en büyük rolü oynayanların başındaydı. Aferin Lens. İlk kez bu kadar seni istekli gördüm. Çok koştun, çok mücadele ettin. Çok pozisyon buldun ve penaltı yaptırdın. "İşte benim Lensim bu" dedim. Negredo 1470 gün sonra Şampiyonlar Ligi'nde gol attı. Eğer Talisca dün biraz daha güçlü olsa Lens ve Oğuzhan gibi mücadele etseydi Almanya'da daha büyük bir başarı elde edilebilirdi. Medel 404 gibi yapışkan, çok iyi top çalıyor ve rakibe iyi pres yapıyor. Aferin Mitrovic. Böyle bir maçta o kadar güzel kademeler yaptı ki bu maçta kendini kanıtladı. Beşiktaş aldığı bu başarıyla Türk futbol tarihine adını altın harflerle yazdırmıştır. Ben Beşiktaş'ın bu güvenle en az yarı finale çıkacağını düşünüyorum. Bunu fazlasıyla hak ediyorlar.