Ajans Beşiktaş - "Gazetecilik zor zanaattır, sorumluluk ve riski yüksetir, öyle dışardan bakıldığı gibi kolay değildir!
“Maç bitti, yazı bitti’ sistemi sadece bizim için geçerlidir! Demem o ki, bizler zamanla yarışan gazetecileriz. Bu yoğun trafik nedeniyle bazı maçlarda kritik pozisyonları yorumlayamıyoruz, telaş nedeniyle gözümüzden kaçıyor maalesef!
Tıpkı Beşiktaş-Başakşehir maçındaki gibi, yani Bakhtiyor’un hastaneye kaldırılması! Jerome Opoku; adam kule, 1.90 boyunda, Bakhtiyor’a dirseği çakıyor, gelin görün ki o kocaman kokartlı Arda Kardeşler’in radarına girmiyor!
Bakhtiyor’un gözü patladı, burun kemiği kırıldı, üstüne üstlük faulü de Başakşehir kullandı! Hadi oradan, adam hastanelik olmuş, neymiş ilk faulü Bakhtiyor yapıyormuş, Kardeşler’in kararı doğruymuş! Yahuu çıldırtmayın insanı, o dirsek direkt kırmızı gerektirir, sadece ben değil, eski deneyimli hakemlerin ortak görüşü de bu, duydun mu eyy Kardeşler? İkili mücadelelerde arkadan elle itmek faul değil mi, gelin görün ki, bu konuda müthiş çifte standart var, yazmaya kalksak, yerimize sığmaz!
Görüyoruz ki, hakemlerin en rahat yönetim gösterdikleri takım Beşiktaş, nasıl olsa Kartal’ın ‘gıkı’ çıkmıyor, itiraz belli yere kadar! Nedir bu Kartal’ın sizden çektiği arkadaş? Sakın ola bana fanatik falan demeyin, kuralları sahada uygulayın ki, bizler de sizleri sakız yapmayalım. VAR’a söylenecek çok söz var, onlar da bir alem, yani ‘al birini, vur ötekisine ‘ misali!
Değerli meslektaşım, ağabeyim Faik Gürses, köşesinde müthiş bir benzetme yapmış: “Zannedersiniz ki maç hakemsiz oynanıyor. Ancak içeride biri var. Göğsüne de kravat niyetine FIFA kokartı takmışlar...” NOKTA!!!
Çalımbay’da özel madde var
İşte gerçek Beşiktaş taraftarı budur... Başakşehir maçında taraftarların Rıza Çalımbay hocaya sahip çıkmaları, onu bağırlarına basmaları örnek bir davranış biçimidir. Sizlerin Kartal sevdasını kelimelerle anlatamayız, zor günlerin taraftarısınız, durmak yok, devam...
Gelelim Rıza hocamızın sözleşme kısmına... Efendim öyle sanıldığı gibi geçici olarak gelmedi, tam tersi bir yıllık sözleşme yapıldı, bence de çok doğru bir karar. Ancak aralık ayında yapılacak kongrede işbaşına gelecek yönetimin elini rahatlatacak bir madde de konuldu sözleşmeye. Yani kim seçilirse seçilsin, sözleşmeyi feshetme yetkisi var, üstelik tazminat-mazminat söz konusu değil.
Başkan adayları, üç aşağı beş yukarı belli. Serdal Adalı yaptığı basın toplantısında Rıza Çalımbay ile yola devam edeceğini açıkladı, çok yerinde bir karar. Adalı ayrıca Mehmet Özdilek’i de seçilmesi halinde sportif direktörlük görevine getireceğini belirtti. Gerek Atom Karınca, gerekse Şifo Mehmet’in omuz omuza vererek Kartal Yuvası’nda büyük başarılara imza atacaklarına gönülden inanıyorum.
Sakatlıklar neden patladı?
Elbette doktor değiliz, tıp bizim alanımıza girmiyor. Ne var ki bu işin profesörü dostlarımız var, üstelik çoğu daortopedist... Özellikle Beşiktaş’ta neredeyse kronik hale gelen adale sakatlıkları gırla gidiyor. Doktorlar, “Bu kaslar zıplama, koşma, yürüme ve birçok vücut haraketlerinde başrol oynar. Adale sakatlıkları genellikle sprint koşularda, sıçramalarda ve ani hareketlerde ortaya çıkar.
Özellikle kısa mesafe koşularında bu tür sakatlıklar görülür” diyor.
Rotayı adeta revire dönen Kartal Yuvası’na çevirdik, araştırdık, sorumlularla konuştuk. Bu kadar sakatlığın temelinde aşırı yüklemelerin yattığını öğrendik. Şunu biliyoruz ki, yarışırken öyle aşırı dozda yükleme yapılmaz, yapılırsa Kartal’da görüldüğü gibi adale sakatlıkları birbirini kovalar!
Kafanıza göre takılamazsınız
Eyyy yayıncı kuruluş, eyyy o kurumun yetkili ve etkili isimleri, size sesleniyorum. Elinizde teknolojinin her türlü olanağı var. Peki kardeşim, bizler yorumcuyuz, en kritik pozisyonların tekrarını niye vermiyorsunuz? Tıpkı hakemler gibi, çifte standart uyguluyorsunuz!
Bizler de bu oyundan anlıyoruz, yıllardır içindeyiz, kuralları da biliyoruz. Öyle kafanıza göre takılamazsınız, birini verip, diğerini ‘es’ geçemezsiniz. İşinizi yapın işinizi, müşteriniz olduğumuzu da sakın ola unutmayın! Bir yandan hakemler ve VAR’la diğer taraftan da sizlerle mi uğraşacağız?