SEÇİMLERİMİZ

Alişan Çakmakoğlu

Hayatımızda yapmış olduğumuz seçimler, tercihlerimiz kaderimizi belirler. İş hayatındaki seçimlerimiz ya daha çok yükselmemize, ya yerimizde saymamıza ya da bizi daha aşağı çekebilir. Özel hayatımızdaki seçimlerimiz çok mutlu olmamıza da yol açabilir ya da tam tersine. Yatırım alanındaki seçimlerimiz bizi zenginde yapabilir fakirleştirebilirde. Aralık ayında da Beşiktaş’ta bir seçim olacak. Beşiktaş Genel Kurul Üyeleri yeni başkanını seçecek. İşte burada yapılacak seçim Beşiktaş’ın kaderini belirleyecek. Ya kendi özüne dönecek Beşiktaş, arşa çıkacak ya da daha karanlık günlere geçiş yapacak. Süleyman Seba sonrası neredeyse bir çeyrek asır geçti. Serdar Bilgili ile başlayan yeni dönem aslında çöküşün zeminini hazırladı. O Serdar Bilgili’nin yönetiminde yer alan iki isim Yıldırım Demirören ve Fikret Orman sırasıyla Başkanlık koltuğuna oturdular. Son olarak Orman yönetiminde yer alan Ahmet Nur Çebi ile devam eden süreç geçtiğimiz gün son buldu. Bu süreci üç kısa kelime ile ifade etmek gerekirse birisi çukuru kazdı diğeri gömdü, ötekisi de toprağı kapatıp üzerine kireç döktü. Şimdi çok önemli, tarihin belki de en büyük dönemeci geldi çattı. Tıpkı Kartalların yeniden doğuş serüveni gibi. Beşiktaş ya yeniden doğacak ya da dönüşü olmayan sonu yaşayacak. Beşiktaş’ın yeniden doğması içinde yapılması gereken şey çok basit. Beşiktaş’ı özüne döndürecek, kazanan, her zaman kazanmak isteyen bir anlayışla yönetecek, ekonomik, psikolojik üstünlüğü kazandıracak adaya oy vermek. Beşiktaş’ın başkanına, yöneticine, kimse el hareketi çekemeyecek, Beşiktaş’ın oyuncusuna, hiçbir gazeteci, muhabir, yorumcu algı yapamayacak, TV’lere çıkan eski hakemlerden kimse lan’lı konuşamayacak. Beşiktaş’ın Başkanı buna izin vermeyecek. Tüm bunları düşününce geriye tek bir isim kalıyor. Sayın Genel Kurul Üyeleri seçimlerini yaparken sadece Beşiktaş’ı düşünerek hareket etsinler. Umarım ne demek istediğim anlaşılmıştır.