Ajans Beşiktaş - Geçen sezon Beşiktaş taraftarları için büyük duygu değişimleriyle geçti. Abdullah Avcı idaresindeki siyah beyazlılar sezona iyi bir giriş yapamamıştı. Taraftar, Fikret Orman yönetiminden memnun değildi, kulübün gelirlerinin "çarçur" edildiği konusunda fikir birliği vardı. Yükselen protestolarla başlayan süreç 24 Eylül 2019'da Fikret Orman'ın istifa kararı almasıyla sonuçlandı. 20 Ekim 2019'da yapılan seçimde ise başkanlığa Ahmet Nur Çebi seçildi ve yeni bir sayfa açıldı.
Çebi ile birlikte Avcı'nın Beşiktaş'ı taze kan buldu, takım önemli bir galibiyet serisi yakaladı. Taraftar umutlanmıştı. Ancak iç sahadaki Yeni Malatyaspor maçında kaçan pozisyonlar ve alınan mağlubiyet, siyah beyazlı futbol takımının tekrar kırılgan bir yapıya bürünmesine sebep oldu. Puan kayıpları peş peşe geldi, Beşiktaş'a gönül verenler eleştiri oklarını bu kez Abdullah Avcı'ya yöneltti. Sonunda Avcı ile de yollar ayrıldı.
Yeni bir teknik direktör arayan Ahmet Nur Çebi başkanlığındaki yönetim, karar verirken çok zorlanmadı. Taraftarın da beklentisi doğrultusunda "Camianın evladı" Sergen Yalçın'ı teknik direktörlüğe getirdi. Beşiktaş taraftarının büyük desteğini alan Sergen Yalçın, Kara Kartallara çok daha hücum ağırlıklı bir futbol oynattı ve bir dönem puan durumunda alt sıralara gerileyen Beşiktaş'ı 3'üncü sıraya yükseltmeyi başardı. Yalçın idaresindeki Beşiktaş, Şampiyonlar Ligi elemeleri oynamaya da hak kazandı.
Beşiktaş'ın yoğun gündemini gazeteci Serdar Sarıdağ değerlendirdi. İşte Sarıdağ'ın değerlendirmeleri;
''BAĞIŞ KAMPANYASI BEŞİKTAŞ'I BÜTÜNLEŞTİRDİ''
''Beşiktaş'ın 'Bırakmam Seni' adlı bağış kampanyasında umulandan fazla bir gelir elde edildi. Kampanya devam ediyor. Şu an için bir son kullanma tarihi yok. Çünkü kampanya maddi değil manevi bir yola doğru girdi. Bence en önemlisi, camia içerisinde bütünlük sağlamak adına böylesine manevi kazanımları elde etmek.
İşin iç karartıcı gerçeklerine bakacak olursak, evet uzun vadede mali tablo hiç iyi gözükmüyor. Şeffaf ve temelleri sağlam bir ekonomik yapı oluşturulur lakin böyle bir oluşumda işte yukarıda bahsettiğim manevi bütünlüğün de sağlanması lazım. Ancak o zaman bu mali prangalardan kurtulursunuz.''
''TÜM GELİRLER BORÇLARA GİDİYOR''
''Beşiktaş'ın limit sorunu olmasa bile, yönetim ayağını yorganına göre uzatmak zorunda fakat ortada yorgan da yok. Üstünüzü örtebilecek bir mali örtü yok. Gelen ne varsa o da borca gidiyor. Şu an için taşıma suyla değirmeni çeviriyorlar. Yönetim de bunun geçici bir çözüm olduğunu biliyor. Bu nedenle ellerindeki tek koz olan futbola yatırım yapmak zorundalar.
Bu yatırım bazen transferle bazen de altyapıdan yetiştirdiğin gençlerle olur. Örneğin, kalede Ersin var. Forma giymeden önce piyasa değeri 300-500 bin TL arasındaydı. Fakat şu an 3-5 milyon TL arasında. Bir diğer örnek Rıdvan Yılmaz. Sergen Yalçın'ın verdiği şans sayesinde kendini gösterdi. Alman Stuttgart Kulübü, Rıdvan'ı transfer etmek istiyor. Senede iki tane böyle genç çıkartırsanız ve transferde emekliliği gelmiş isimler yerine daha geleceğe dönük hamleler yaparsanız, sportif ve ekonomik başarıyı birlikte yürütürsünüz.''
''ERSİN, SERGEN YALÇIN'IN BİRİNCİ TERCİHİ''
''Yeni sezonda Ersin, Beşiktaş Teknik Direktörü Sergen Yalçın'ın birinci kaleci tercihi olacak. Ona geldiği günden beri çok inanıyordu. Rıdvan Yılmaz da, eğer bir kulüp, Beşiktaş yönetimini memnun edecek şekilde bonservis bedeli önermezse Beşiktaş'ta kalacak.''
''TÜRK FUTBOLUNUN FAY HATLARI KURCALANIYOR''
''Futbolda 10 senede yaşanacak değişimi neredeyse birkaç haftada yaşıyoruz. Türk futbolunun altyapısı böylesine köklü değişiklikleri bir seferde kaldırabilecek güçte değil. Futbolun fay hatlarını bu şekilde kurcalarsanız, ufuktaki depreme engel olamazsınız. Çok riskli kararlar alınıyor. Risk aldığınızda adaletli kararlar da veremeyebilirsiniz. Ülke futbolu bu kadar yoğun maç temposunu belki kaldırabilir ama çok hasar görebilir. İçerisinde futbol oynamamış insanların çoğunlukta olduğu yapılar, çökmeye mahkumdur. O yapılardan da futbol aklı çıkmaz maalesef.''
''AMAÇ KULÜPLERİN BORÇLANMASINI ÖNLEMEK''
''Şunu unutmayalım, öncelikli amaç kulüplerin aşırı borçlanmasını engellemek ve mali açıdan kulüplerin nefes alabilmesini sağlamak. Buna kimse itiraz edemez. Fakat salgın sonrası ligi niye oynattık? Kulüplerin para kazanması için. Çünkü salgın yüzünden kulüpler olumsuz etkilendi. Bence TFF, transfer limitlerini belirlerken, bu salgın dönemini de göz önünde bulundurmalıydı. Ayrıca, transfer limitinin sıkıntılı olduğunu bile bile pahalı transferler yapan takımların şikayeti de, bana çok mantıklı gelmiyor. Transfer limiti sorunu olmayan Galatasaray, daha önce görüştüğü Mert Hakan Yandaş'ı; transfer limiti sorunu olmayan Trabzonspor ise Novak'ı, transfer limiti sorunu olan Fenerbahçe'ye kaptırıyor. Bunun cevabını bir türlü bulamıyorum.''
'BEŞİKTAŞ CAMİASI SERGEN YALÇIN'IN ARKASINDA OLMALI'
''Sergen Yalçın'ın futbolculuğu döneminde de Beşiktaş'ı yakından takip ediyordum. O gece 'fazla eleştirme' diye bir espri yaptı. Sergen Yalçın her zaman hayata bu pencereden bakar. Mizah ile etle tırnak gibidir. Kendisi de bir zamanlar yorumculuk yapıyordu ki çok başarılıydı. O günlerdeki yorumlarında da mizahı, kelimelerinin arasına serpiştirirdi. Samimi olduğunuz sürece Sergen Yalçın iletişime çok açık bir insandır. Onun Beşiktaş'taki geleceği parlak. Bu camianın yetiştirmiş olduğu ve yaşı Sergen Yalçın'dan büyük olan tüm futbol adamları Sergen Yalçın'ın arkasında olmalıdır. Beşiktaş, daha önce Rasim Kara ile yakaladığı böyle bir şansı bu kez iyi değerlendirmelidir.'' (Aydınlık Gazetesi - Semih Nişancı - Serhat Yurtçiçek)