Ajans Beşiktaş - İşte Reha Kapsal'ın bugün Fotomaç Gazetesi'nde yer alan köşe yazısı:
Beşiktaş, son bir haftada 3. maçını oynadı. İki Konya maçından birinde 10 kişi kaldıklarında 75 dakika, kupa mücadelesindeki 120 dakikalık oyunlardan sonra zeminin her geçen dakikada daha ağırlaşıp, hem oyunun hem de görüş açısının sıkıntı olacağı bir maçta oyun başlangıcı coşkulu ve istekliydi.
İlk yarı yüksek tempoyla istedikleri skorla devre arasına girip maçı da bitirebilirlerdi. Bu pozisyonları da çok rahat buldular. Özellikle Beşiktaş'ın hücum organizasyonlarında diğer takımlara göre en temel farkı; rakibin hem orta saha ile savunma bloğu arasına çok rahat geçebilmeleri, bunun devamında da rakip savunmanın arkasına çok rahat sarkıp pozisyonlar üretmesi.
Beşiktaş'ın ki baskılı oyunu, pas ritmi, saha içi mücadelesi, çok çabuk yön değiştirmeleri, kanat organizasyonları, özellikle bunu sağ kanatta Ghezzal ve Rosier ile en iyi uygulamayı yapıp, ligimizde fark yaratan ikilisiyle bunu her maç üstüne koyarak geliştiriyor Siyah-beyazlıların bu kadar hücum çeşitliliğiyle çok net pozisyonlar yakaladığı zaman maçın 1-0 olduğu dönemlerde Gençlerbirliği maçı gibi son dakikalarda gol üretmek yerine daha önce pozisyonları değerlendirmesi gerekir. Çünkü Beşiktaş, 1-0 skoru almış gibi oynamıyor. O kontrollü ve skora dayalı tempoyu zaman zaman düşüren veya yükselten görüntüde değil. Sanki maçı 0-0 ya da gerideymiş gibi oynuyor. Buna mutlaka ilerleyen haftalarda dikkat etmeleri gerekir.
Çok iyi oynadığı maçta skoru son dakikalara kadar 1-0'da getiriyorsan, Ankara'da oyunun bitişine doğru iki gol bulunmasına rağmen esas 1-0'ken skoru artırılmalıydı. Vida cezalı, Montera da sakat olunca Necip ile Welinton, orta sahaya kadar çıkıp alan daralttılar.
Öndeki oyunculara baskı yapıp, koşu mesafeleri artmasın diye. Yalnız Gençlerbirliği hücumlarında birlikte oynamadıklarından oyun pratiği eksikliğinden bu pozisyonlarda birbirlerini tamamlayamadılar.
Rosier, ligimizde en formda savunma oyuncularından biri.
Geldiğinden beri büyük katkısı var takımına. Yalnız biraz daha baskı yediği zaman basit oynamasını bilmeli.
İki şey insanları yaptığı işte ayırır.
Bir, sorunun değil çözümün parçası olmak. Sergen Yalçın, takım saha içinde bir performans veremediği zaman krizi yöneterek, devre arası belki istediği oyuncular alınmadığı dönemde de bu süreci çok doğru yönetti.
İki, hayatta her şeye yeni bakış açısıyla yaklaşabilmek.
Sergen Yalçın, futbolculuğu döneminde kalmayıp, teknik adamlıkta kendini güncelleyen, özgür, orijinal, farklı, kararlı ve özgüveni yüksek görüntüsüyle takımını sezon başından gelinen noktaya kadar değiştirip, oyuncuların keyif aldığı, izleyenlere de keyif veren futbolun ve başarının baş mimarı oldu..