Ajans Beşiktaş - İşte Ömer Üründül'ün bugün Sabah Gazetesi'nde yer alan köşe yazısı:
Ersun Yanal, Hatay hezimetinden gerekli dersleri çıkarıp sonrasındaki G.Saray maçıyla yeni bir oyun modeline döndü. 10 kişiyle kendi alanında tek blok halinde iyi yerleşimli bir alan savunması ve de bölüm bölüm etkili kontrataklar... Sergen Yalçın bunları bildiği halde tuzağa düştü. Sürekli çok pas, oyun karşı alana yıkılmış ama pozisyon yaratacak tek varyasyon yok. Aslında bir gerçek var; Beşiktaş da dahil ligimizdeki bütün takımlar set oyununda yetersiz. Ljajic'in bir şutu dışında ilk yarıda tek net pozisyon rakibin geriden çıkarken topu Larin'e hediye ettiği andı. Larin de pas vermeyi düşünmeyip çok da kötü vurunca fırsat kaçtı. Ardından Antalya'dan mükemmel bir kontratak golü geldi.
İkinci devre Beşiktaş tempoyu da baskıyı da arttırdı. Sonra Sergen Yalçın'dan hamleler geldi. Ama bütün uğraşlara rağmen bir türlü üretkenlik sağlanamıyordu. Çünkü rakip çok başarılı, konsantre ve disiplinli bir alan savunması uyguluyordu. Ondan sonra sahneye hakem Alper Ulusoy çıktı. Çok komik bir ikinci sarı ile Veysel'i ihraç etti. Ve bu pozisyonda kazanılan serbest atış da golle sonuçlanınca artık beraberliği dahi zor kurtaracak Beşiktaş'a uzunca bir zaman için galibiyet şansı gelmişti. Ama Beşiktaş bu büyük hakem hediyesini de değerlendiremedi ve iki puan kaybetti.
Sahanın yıldızı kaleci Boffin idi. En kötü oyuncusu da Aboubakar... Zaten dikkat ediyorum iyi alan savunması yapan takımların stoperleri de iyiyse Aboubakar etkisiz kalıyor. Sezon başından beri medyanın büyük bölümü 'Ljajic nasıl oynamaz?' diyordu. Fizik açıdan çok güçsüzdü ve onun için oynamıyordu. Biraz güçlendi, dün ilk 11'de çıktı. Ne değişti?
Maalesef MHK'ye üzülerek yazıklar olsun diyorum. Hakemlerin büyük takımlara yaptıkları eyyamlar insanları futboldan soğutuyor ve Türk futboluna zarar veriyor. Hiçbir VAR uygulaması olmadan maç nasıl 7 dakika uzadı anlamak zor...