Sivasspor - Beşiktaş maçı hakkında yazılan 15 köşe yazısı
Beşiktaş Süper Lig'in 17. haftasında deplasmanda Sivasspor ile karşılaştı. Karşılaşma Sivassporun 2-1 üstünlüğü ile bitti. İşte maç hakkında yazılan köşe yazıları.
115
Beşiktaş maça istekli başlamasına, oyuna ve topa hakim olmasına rağmen Quaresma’nın kaptırdığı, Fabri-Pepe ortak hatasında golü kalesinde gördü. Beşiktaş’ı rakiplerinden ayıran en önemli özelliklerden, her oyuncunun kafasında hücum etmek, boş oyuncuyu en kısa zamanda bulma çabası gibi işler zaman zaman Sivasspor’u kendi kalesinin önüne kadar kapatmalarını sağladı. Ancak bazen Tolgahan, bazen de bir kaleci gibi kurtarışlar yapan Ziya sayesinde Sivasspor Talisca’nın yaptırdığı, Negredo’nun attığı penaltı haricinde gol yemezken az ama öz hücum eden taraftı.
Başakşehir gibi... İkinci yarının hemen başında yedek kulübesini devreye sokan (ki bana göre çok erken oldu) Şenol Güneş, en önemli hamlesi Cenk Tosun’u sahaya sürüp, topla oynama seviyesini maximuma çıkartmasına rağmen golü bir türlü bulamadı.
Hemen hemen tüm oyuncuların Tolgahan’ı yoklaması ve Babel’in gayretlerine rağmen son vuruş becerisi konusunda sınıfta kalan bir Beşiktaş izledik. Samet Aybaba yönetimindeki Sivasspor ise haddini bilerek nasıl futbol oynanır, Başakşehir maçından sonra Beşiktaş’a karşı da adeta ders verir gibi gösterdi.
Savunmayı açamıyorlar Emre Kılınç’ın öne çıktığı maçta kaleye gittiği her atağın kıymetini bilircesine sonuçlandıran ve attığı ilk kornerde golü bulan Sivasspor mütevazı kadrosuna rağmen çok önemli bir galibiyet daha almayı başardı. Beşiktaş tarafında sezonun başından beri lig maçlarını adeta ikinci plana atmanın sıkıntısını, iyi savunma yapan her rakibine karşı aldığı kötü sonuçlara ligin son maçında da devam ederek kötü bir dersle ilk yarıyı kapattı. (Fanatik gazetesi / Erman Özgür)
215
Dün akşam oyuncular, hakeme ve birbirlerine karşı saygılı bir maç oynadılar. Herhangi bir gerginliğin olmadığı maçta, hakemlere de iki pozisyon dışında fazla iş düşmedi.
Maçın 4. dakikasında Quaresma’nın ortasında Pepe’nin kafa vuruşu gol oldu ancak Bahattin Duran ofsayt bayrağını kaldırdı. Pozisyonda Pepe’nin vücudu az farkla önde ve dolayısıyla ofsayt bayrağı doğru görünüyor.
24’te Çakır Beşiktaş lehine doğru bir penaltı çaldı. Talisca topu sürerken elbette rakibini kollayarak penaltı almaya çalışıyor. Sivaslı savunma oyuncusu Bjarsmyr ise Talisca’nın ekmeğine yağ sürüyor. Dikkatli olması gerekirken, dikkatli davranmıyor ve Talisca’ya çarparak onu düşünüyor. (Deniz Çoban / Fanatik)
315
Şampiyonluk hesapları yapan Beşiktaş, moralli geldiği Sivas’tan eli boş döndü. Baştan sona üstün oynayıp, bir çok pozisyonu harcayan Güneş’in ekibi; biri kale, diğeri savunma ikramından yediği iki golle üç puan bıraktı. Devrenin son maçında 3 puan kaybeden Kartal, zirve yarışında büyük yara aldı. Müthiş motivasyon içinde beraberliğe oynayan Aybaba’nın takımı ise sürpriz galibiyet ile ilk yarıyı tamamladı.
Asist Fabri’den Kartal maça fırtına gibi girdi. Pepe’nin kafa ile attığı golde ofsayt tartışılır. Hakem iptal etti. Bu Beşiktaş’ın hızını kesmedi. Risk alıp ilk yarım saat içinde gol atmak için yüklendi. Tam istediğini almak için pozisyon bulduğu dakikalar içinde topu ağlarında gördü. Kone’nin şutunda Fabricio sektirdi, Rybalka boş kaleye bıraktı: 1-0. Henüz 5’nci dakikada gelen gol zaten soğuk olan havaya, buz kestirtti..
Güneş’in ekibi kontra atağa yönelik futbol oynayan Sivas’ı abluka altına aldı. Devrenin büyük bölümü karşı alanda oynandı. Negredo, Talisca ile iki net gol kaçtı. İki tane de, aynı isimlerin pozisyonunda kaleci Tolgahan geçit vermedi.
Talisca penaltıyı çekip aldı Gökhan ve Quaresma sağ kanadı çok etkili kullandı. Solda Adriano ve Babel ikilisi ise tam tersi görüntü çizdi. 26’da Gökhan’ın pasında Talisca akıl dolu penaltı aldı. Brezilyalı yıldız, rakibin geldiği anda topa dokundu. Kontrolsüz gelen Bjarsmyr penaltıya sebep oldu. Negredo’nun ceza vuruşu skora denge getirdi. Samet Aybaba, eşitlikten sonra takımını daha cesur oynatmaya başlattı. Ancak orta alanda baskı yiyen Sivas, sadece uzun paslara kalınca pozisyon üretemedi.
Hamleler yetmedi İkinci devre maç Kartal’ın istediği gibi gitti. Daha çok pas, hızlı atak denemeleri, kalabalık hücum... Cenk, Oğuzhan ve Lens hamleleri... Bir çok pozisyonda ya rakibe takıldılar, ya da final vuruşlarında etkisiz kaldılar. Sivasspor da tehlikeli kontra ataklarda golü kovaladı. 83’te ceza alanı içinde yaşanan karambolde Cyriac düzgün vuruşla maçın skorunu belirledi: 2-1. (Orhan Yıldırım / Fanatik)
415
Sezon biterken soğuk duş, Havada, Yerde, Sahada, Tribünde, Sivas’ta, İstanbul’da, Renksiz takımın siyahına kalp, beyazına sevdasını koyan her bedende… Sivasspor iyi kapandı, Şenol Hocanın dediği gibi, Ama Sivasspor nasıl çalıştıysa Şenol hoca o kadar görmemiş, Beşiktaş kapanan savunmalara karşı oynayamıyor. Nasıl olsa kazanırız fikri olmuyor, Neden mi? İstatistikler diyor ki Beşiktaş yenik duruma düşünce kazanamıyor. Ne bekliyordunuz ki, tabi ki kapanacak kontra arayacak.
Fabri hareketli yakalanınca topu sektirdi, Akla yumruklasa sorusu geldi. Pozisyon penaltıdan ne kadar uzaksa Cüneyt Çakır da o kadar pozisyondan. Medel-Atiba ikilisi ne alaka, Oğuzhan niye kenarda? Beşiktaş formda Cenk’i neden kenarda oturttu bir koca yarı, Dinlenmeli dersen eğer dost, geçen hafta sonradan girmedi mi? Negredo, bu takımda Cenk’ten sonra gelir… Ama; Lakin gol arıyorsan neden Negredo kenarda, ikili oynanmaz mı bu maçta, Neden çıktı, en iyi kafacı, 13 korner, 30 orta kim vuracak kafayı ceza sahasında, Orta alan aksıyor, kanatlar çok orta yaptı ama Queresma gerçekten bu mu?
Sivasspor oyunu kontrol edemeden kazandı, Beşiktaş’ın yedekleri sarsıcı isimlerdi, Beşiktaş bastırdı ama sonuca uzak kaldı, Lakin “di” ekinde kaldılar… Tatili 2-1’lik yenilgi Beşiktaş’ın her bireyi için haram ediyor. Bu yenilgiden ders çıkarılır da, Ders için ödenen bedel ağır olur mu zaman gösterecek… (Emre Tilev / Fanatik)
515
Dakika 46, ilk yarının en iyilerinden Negredo sahada yok, Cenk var. Halbuki Negredo ile Cenk’in bir arada oynaması gerekirdi. Beşiktaş, 20’ye yakın korner, 25 şut atmış ancak tabelada 2-1 mağlup. Soğuk duş etkisi oldu. Şenol hoca, Osmanlı maçı kadrosunu bozmayıp, havanın ağırlaştırdığı sahada oynamak istedi.
Ancak karşısında da Beşiktaş’ın beynini, kalbini, ruhunu çok iyi bilen bir hoca vardı. O kişi de Samet Aybaba. Şenol hoca, görüntüde kanatları çok iyi kullanıyordu. Ama nasıl? Daha çok sağ tarafta Quaresma ile Gökhan, bal vermeyen arı gibiydi. Topun sibobunu arıyorlar. Anladığım kadarıyla Negredo’da da 46. dakikada sağ tarafın bu işgüzarlıklarından olacak kulübeye çekildi.
Kaprislerinin kurbanı... Aslında Şenol hoca, Quaresma’ya çok sabretti. Acaba korktu mu? İnsanın aklına ilk o geliyor. Çünkü tanıdığım Şenol hoca, bildiğini okuyan bir insan. Dünkü sahanın oyuncusu Lens’ti. Ama 82. dakika oyuna alınan bir oyuncudan ne beklersiniz? Beşiktaş için soğuk bir duş oldu. Fabri’den beklenmeyen hata, forvet de takım oyunundan uzak.
Şenol hoca biraz da kaprislerinin kurbanı oldu. Takımı ile uğraşması gerekirken, hafta içinde milli takım açıklamaları çok geç ve hiçte hoş olmadı. Onlar artık geçmişte kaldı... Ancak belli ki Şenol hocanın aklı halâ orada.
Kalbimiz cız ediyor
Anladığım kadarıyla Nevzat Demir’de yaşananlardan Şenol hoca bir an önce kurtulmak istiyor. Bu arada olan da Beşiktaş’a oluyor. Ancak kimse farkında değil. Dün Beşiktaş adına olumlu bir gelişme Medel ve Gökhan Gönül, ancak hoca bir şeyin farkında değil. Lens ve Oğuzhan’ın kafaları çok karışık bunu bilsin. Tarihe bakıyorsun, anıları tazeliyorsun, insanın kalbi cız ediyor. Yöneticilerden özel ricamız, özünüze dönün. (Yemen Ekşioğlu/ Fanatik)
615
Beşiktaş'ın deplasman takıntısı bitmedi... Sivas'ı diğer puan kayıplarından ayıran önemli bir fark var. Sivasspor savunma yaparak, oyunu soğutarak değil savaşarak ve hak ederek Beşiktaş'ı yendi. Siyah-beyazlı oyuncular ev sahibi kadar pozisyon üretemediler. Quaresma ve Babel üretkenlikten uzaktı. İlk yarıda sahanın iyilerinden Negredo'nun Quaresma ile ilgili şikâyeti oldu. Haklıydı... Quaresma orta yapmadan önce slalomlarla sadece rakibi değil Negredo'yu da bozdu. Şenol Güneş'in sürekli kazanan takımı ödüllendirir gibi sahaya sürmesini anlıyorum. Ancak bir takım sık sık deplasmanda puan kaybediyorsa bir deplasman takımı ve çözümleri oluşturabilir. Quaresma'yı dışarıdaki maçlarda dinlendirerek başlayabilir. Aynı şekilde Talisca'yı da... Dün Talisca, Babel ve Quaresma'nın oyundan alınmasını beklerken ilk yarının en iyisi Negredo çıktı. İkinci yarı oyuna girenler de ihtiyaç olan dinamizmi gösteremedi. 49 orta girişiminde bulunan Beşiktaş, kanatlarla golcüleri buluşturamadı. Orta sahada ayakta kalan taraf ev sahibiydi oldu. Beşiktaş mağlubiyeti, attığı kadar kaçıran Sivas da galibiyeti hak etti. Cüneyt Çakır'ın da penaltı kararı doğruydu ve çok iyi bir maç yönetti. (Fatih Doğan / Sabah)
715
Cenk Tosun, Beşiktaş’ın Şampiyonlar Ligi’ne takdim ettiği bir yıldız golcü... Ama gelin görün ki artık ne çalımları, ne şutları, ne de kafa vuruşlarıyla Beşiktaş’a beklenen katkıyı sağlayamıyor. Sadece Cenk değil... Babel, Talisca ve Negredo da öyle. İspanyol’un penaltıdan attığı gole bakmayın. Akan oyunun içinde beklenen etkinliği yok. Beşiktaş’ın yedinci beraberliği alarak tatile çıkacağını hesaplarken gördük ki ev sahibi Sivasspor ilk kornerini, Cyriac da takımının galibiyet golünü atıyor. Altıncı dakikada Kone uzaktan vuruyor. Fabri önüne düşürüyor topu... Rybalka yetişip Pepe’den de önce vurarak takımını öne geçiriyor. Gol galerisinden çıkıp oyunun akışına baktığımızda Beşiktaş’ın topa sahip olmada (yüzde 70-yüzde 30)’luk bir oranla Sivasspor’u adeta ezdiğini, kornerlerde 13/1 seri atışlarla Sivasspor üzerinde inanılmaz bir baskı oluşturduğunu söyleyebiliriz. Ama gerçek sadece istatistiklerle oluşmuyor. Sivasspor, oyunun akışına, istatistiklere, her şeye inat maçı kazanıyor.
Peki Beşiktaş neden yenildi? Bence takım oyununu doğru ve çabuk oynarken, o çabukluğun ve baskının karşılığını alamadığı için... Evet, Beşiktaş takım oyununda çok kaliteli bir ekip. Ama o kalitenin üstüne bireysel katkıları da eklemek gerekmez mi? Beşiktaş’ta eksik olan bu. Beşiktaş ceza alanında yeterli şutu atamıyor. Baskın pozisyonlarla savunmanın dengesini bozup skoru kolaylaştıramıyor. Cenk, Negredo, Talisca, Babel ceza alanı içinde hiç de etkili değil. Öte yandan maç boyunca en etkin Beşiktaşlı olarak topla buluşan Quaresma, ezbere ortalar yapıyor. Arka direkte kimse yok. Beşiktaş’ın santrforları (önce Negredo, sonra Cenk) rakip stoperlerin (Medjani, Mattias) kucağında çaresiz. Babel buluştuğu her topta fazladan bir çalım, fazladan bir pas uğruna gol şansını sürekli törpülüyor. Medel - Atiba ikilisi beklenen etkiyi sağlayamıyor. Beşiktaş oyunun merkezinde Sivas kalesinden dönen topları yeniden hücuma sokuyor, anladık!. Peki yaratıcı katkı? Yok. Hele Atiba, oyunu çabuk oynayacağına topa basıp faul kazanma derdine düşüyor.
Şenol Hoca, seri puan kayıplarını bir türlü engelleyemiyor. Bunun temel nedeni hücumdaki etkisizlik, yetersizlik. Beşiktaş çok basıyor, çok hırpalıyor ama oyundan kopan savunmasıyla da ağır bedeller ödüyor. Hocanın yaptığı değişiklikler de garip. Negredo - Cenk değişikliği (Dk.46) erken, Atiba - Oğuzhan (Oğuzhan Dk.69) bence geç müdahalelerdi. Yine gecikmiş bir değişiklik... Quaresma- Lens (Dk.79) Portekizli yine asabiyetle terk ediyor sahayı... Aslında klişe oyununa bakıp daha önce Lens’i sürebilirdi sahaya. Anlaşılır şeyler değil bunlar. Sivasspor maçı yine de bilek hakkıyla kazandı. Onca baskının altında ezilmediler... Çok az fırsat yakalayıp çok iyi değerlendirdiler. Kaleci Tolgahan da olağanüstü bir maç çıkardı. Rybalka, Kone, Medjani ve Ziya Erdal da maçı maç yapan oyunculardı. Dünkü sonuçla Beşiktaş’ın şampiyonluk şansını kaybettiğini söyleyebiliriz. Dokuz köyden kovulabilirim ama, söylemek zorundayım. Bu kadar çoklu rekabette böylesine puan kaybını hiçbir takım kaldıramaz! (Atilla Gökçe / Milliyet)
815
Şu istatistikleri bir masaya yatıralım öncelikle... Topla oynama oranları yüzde 70 Beşiktaş, yüzde 30 Sivasspor... Şut Sivas 11, Beşiktaş 25... İsabetli şut 7 Sivas, 10 Beşiktaş... Pas oranı yüzde 88 Beşiktaş, yüzde 64 Sivas... İsabetli pas 494 Beşiktaş, 163 Sivas... Toplam orta 49 Beşiktaş, 5 Sivasspor... Korner 15 Beşiktaş, 2 Sivasspor.
Rakamsal üstünlük hep Beşiktaş’tan yana, ne var ki skorboard eğer arızalı değilse 2-1 Sivasspor’u işaret ediyor!... Negredo’nun penaltı golü dışında tam tamına dört net pozisyonu var, var olmasına da, hepsi kaleciye teslim misali! Talisca ve Cenk Tosun final vuruşlarında biraz dikkatli olsalar, Kartal’ın üç puana kanat çırpması işten bile değildi. Şenol Güneş, farklı Osmanlı galibiyetinin kadrosunu bozmadı, doğru da yaptı... Gelin görün ki, o kadro Güneş hocayı mahcup, etti, Kartal sezonun ilk yarısını mağlubiyetle kapadı, zirve yarışında geri vitese taktı!
Beşiktaş, iç hatlarda bizi de yanıltıyor artık, taraftarı da bir güldürüyor, bir üzüyor! Ancaakkk her şeye rağmen kadrosuyla, tecrübesiyle Beşiktaş şampiyonluğun en büyük adaylarındandır bizce... Ne var ki, iç hatlarda bu kadar üreten, ancak bu üretimleri gollerle taçlandıramayan Beşiktaş’tan başka takım var mı, merak ediyorum! Valla arkadaşlar Kartal’a nazar değmiş, acaba kurşun mu döktürsünler!
Düşünün özellikle ilk yarıda rakibine öyle bir baskı kurdu ki Kartal, hani nefes alacak fırsat bırakmadı. Gelin görün ki, onca baskıya karşın kalesinde ilk golü yiyen yine Beşiktaş... Bir terslik var bu işte arkadaş.... Hani beceriksiz desek, ayıp ederiz, Devler Ligi’ndeki temsilcimize... Peki iç hatlardaki bu gel-gitlere ne diyeceğiz? Düşünün Sivasspor ilk korner atışını 83’te kullandı, onu da gole çevirdi ve maçı üç puanla kapadı. Peki, 15 korner kullanan Beşiktaş bunlardan gol çıkaramıyorsa, bunun suçlusu kenar yönetim değil, futbolculardır.
Fakat teknik adamların skoru değiştirecek etkili kramponlarda fazla oynamalarına karşıyım. Yani, Cenk Tosun kenarda olmamalı, Quaresma oyundan alınmamalı... Tabii ki kaçırılan fırsatları herkes gördü, biz de... Güneş hocayı bu anlamda hiç kimse suçlayamaz... Bunu üretenlere ve kaçıranlara sormalı!
Sivasspor hiç de öyle savunmasına yaslanmadı, takım savunmasını öne çıkardı, oyun disiplininden uzaklaşmadı, fırsatlar kovaladı, iki gol atarak üç puanı hanesine yazdırdı.
Maçın hakemi Cüneyt Çakır’a gelince... Beşiktaş lehine çaldığı penaltı, sanırım tartışmaları da beraberinde getirecek yine. Bizce penaltı, bazı kesimlere göre pozisyon gri! Bakalım otoriteler ikiye mi bölünecek, yoksa penaltı konusunda birleşecekler mi? (Bilal Meşe / Milliyet)
915
BEŞİKTAŞ ligin ilk yarısının son maçında Sivas gibi zorlu bir deplasmanda gerçekten zorlandı. Şenol hoca geçen hafta içerde oynadığı gibi bir sistemle, Medel-Atiba ikilisi ile başladı maça. Geçen hafta söylemiştim. İçerde işe yaradı ama zorlu bir deplasmanda nasıl olacak ona bakmak lazım diye. Zor oldu işte.
İLK yarıda da ikinci yarıda da çok pozisyon buldu Beşiktaş ancak bildiğimiz Beşiktaş gibi değildi. Özellikle Sivasspor atakları sonrasında dönen toplarda takımı atağa kaldıracak oyuncu arayışı göze çarptı. Oğuzhan veya Tolgay gibi takımı atağa kaldıracak bir ismin yokluğu, kontra atağa kalkan Sivasspor karşısında çok etkili olabilirdi.
DİSİPLİNDEN UZAK!
KANAT organizasyonlarını ve hızlı hücumları çok iyi uygulayan iki takım savunmanın arkasına atılan hemen hemen her topta tehlike yarattı. Maça Babel, Talisca ve Quaresma kötü başladı. Kaleci Fabri de topu kontrol edemeyince 1-0 geriye düşen siyah-beyazlılar hakem Cüneyt Çakır’ın mide bulandıran penaltı kararı ile beraberliği sağladı.
OĞUZHAN’IN eksikliğini 68’de gören Şenol hoca bu değişiklikle maçı ne kadar kazanmak istediğini de gösterdi bizlere. İkinci yarı ile birlikte deyim yerindeyse Sivasspor kalesini döven Beşiktaş savunma disiplininden de zaman zaman uzak kaldı son dakikalarda. Sivasspor kalecisi Tolgahan Acar’ın da hakkını vermek lazım, kariyer maçını oynadı dün.
MAÇIN her dakikasını “Beşiktaş atacak” diyerek izledim. Ama bu kez atan Sivasspor oldu. Süper Lig’ in ilk yarısını böyle puan kaybı ile bitirmek olmadı. Bu kayıp Beşiktaş adına çok büyük kayıp oldu. Ancak ikinci yarı her takım için ilk yarıdan daha farklı olacak bunu da unutmamak lazım. Kazananlar kaybedecek, kaybedenler kazanacak. Bu köprünün altından çok sular akacak. (Gökhan Dinç / Vatan)
1015
Önce Demir Grup Sivasspor maçına değinelim... Beşiktaş yine, kaybetmemesi gereken bir deplasmanda üç puan bıraktı. Şenol Güneş, Osmanlıspor maçını sadece farklı bir skorla değil güzel bir oyunla da kazanan kadroyu, dünkü maçta da bozmadı. Yanlış diyemeyiz fakat bu kadro, her maçın kadrosu olması halinde, yanında bazı riskleri de getirir. Türkiye sınırlarından girdiği günden beri, Talisca'nın çok üstün yeteneklere sahip olduğunu, hepimiz dile getirdik. Lakin çok azımız, Brezilyalı futbolcunun henüz takım oyunu oynayabilecek ve de takıma 10 numara katkı sağlayacak seviyede olmadığını belirttik. O varsa Beşiktaş 10 kişidir. Onun yanındaki Quaresma'nın da varlığı, zaman zaman mevcut kadroyu, 9 kişiye düşürmüşlüğü olmuştur. Bu durum Vodafone Park'taki maçlarda sırıtmayabilir ama zorluk derecesi yüksek deplasmanlarda 32 iki dişini birden gösterir. Osmanlıspor maçında, neredeyse tek ön liberolu sisteme sahip Başkent ekibinin gücü, Lawal'ın erken sarı kart görmesiyle düşmüştü. Bu durum Beşiktaş Teknik Heyeti'nin serap görmesine neden olmuştur. O günkü maç, Talisca ve Quaresma'yı aynı anda idare edebildi fakat dünkü maç, bu gerçeği berrak bir şekilde gösterdi. Serap değil kabustu.
Bu mantık dışı puan kayıplarının bir başka nedeni ise, Beşiktaşlı futbolcuların, bu tür maçlara, final maçları gibi bakamamasıdır. Sanki, erkenden okula gitmesi için uykudan uyandırılmış talebe gibi, uyur gezer bir halleri vardı. Uyanık olmazsan, avucunun içindeki puanları alıp giderler. Arkasından bakakalırsın. Uykudan uyanmak için, mecburen Quaresma ve Talisca'nın ayaklarındaki yeteneğe beklersin. Quaresma demişken, dün Negredo yerden göğe kadar haklıydı. Portekizli oyuncunun bir kenara çekilip, uyarılması gerekir. Ama bu uyarıyı Şenol Güneş değil, bir sağlık heyetinin yapması lazım. Quaresma o topu ileri - geri çektikçe, ceza sahasındaki arkadaşlarının omuriliğindeki disklerde, neredeyse kayma olacak. Kendinizi Negredo'nun yerine koyun. Tam ileriye atılıyorsunuz, hoooop tekrar geri. Sonra birden bire yine ileri. Sorarım size: Hangi bel, sırt ve bacak kasları bu durum karşısında sağlam durabilir? Kasları geçtim, insanın akıl sağlığı bile yıpranır. Peki Beşiktaş şampiyon olur mu? Olabilir elbette. Şöyle bir kadro hangi takımda var. Üstelik bu takımın başında son iki senenin şampiyon hocası var. Ayrıca o hoca, Şampiyonlar Ligi'nin en çok konuşulan hocalarından biri. Tribün desen, muhteşem ötesi. Camia ise köklü mü köklü. Sırayla gidecek olursak; Talisca ve Quaresma bundan sonra asla ilk onbirde yan yana olmamalı. İç saha dahil, ligin ikinci yarısındaki tüm maçlar zor geçecektir. Bu takım bazı maçlarda, Quaresma ya da Talisca'yı idare edebilir ama ikisi aynı anda çok zor. Haa.. maç içerisinde skor avantajı elde edersin o zaman başka.
Gelelim Atiba'ya... İki sene önce sosyal medyada şöyle bir ifade kullanmıştım: Bilic dönemindeki bir Veli, şu anki Atiba'yı keser. Vay sen misin böyle yazan? Evet Atiba şimdiden efsaneler arasına girdi fakat Şenol Güneş'in akışkan oyunu, dikine oynayabilen aynı zamanda ara paslar atabilen orta saha oyuncuları ister. Atiba, Bilic'in oyununun vazgeçilmezi. Güneş'in oyununda ise zaman zaman el freni olabiliyor. Peki onun yerine kim geçer? Amerika'yı yeniden keşfetmeye gerek yok. Medel bu iş için biçilmiş kaftan. Şilili ikinci yarıda daha fazla süre almalı. Medel'in yanı ise Tolgay ya da Oğuzhan. Önlerine gelecek ise işte en önemli nokta burası. Kesinlikle devre arası bir 10 numara alınmalı. Bunu klasik 10 numara olarak düşünmeyin. Dilimizde tüy bitti. Sezon başında alınmış olsaydı, iyi bir Sosa bu takımdaki herkesi oynatırdı. Sosa tarzında bir oyuncu Beşiktaş'ın kayıp tılsımıdır. Bonservisi elinde ise al Juan Mata gibi birini. Bonservisi elinde ise al Fellaini gibi bir adamı. Ünlü olmasına da gerek yok. Forvet arkası oynayabilen, kanatlara kaçabilen, defansif yönü de olan yani yeni bir Sergen yeni bir Sosa yeni bir Delgado bulunmalı. Yok biz Talisca ile idare ederiz denilirse, şampiyonluğu geçtim, ikincilik bile risk altındadır. Beşiktaş artık pas oyununa dönmeli. Bu oyun Medel, Tolgay, Oğuzhan, Atiba ve yeni 10 numarayla geri dönebilir. Size çok basit bir örnek vereyim. Dün Talisca'ya penaltı yapılmasa, o top nereye gidecekti bir daha seyredin. Brezilyalı topla ilk buluştuğu anlarda, meşin yuvarlağı içerideki arkadaşına çıkarmalıydı. Çünkü gerçek 10 numaralar öyle yapar. Bu boşluğu da Arda Turan ile doldurmaya çalışırsanız, hüsrana uğrarsınız. Onun yeteneğine saygım sonsuz fakat uzun süre oynamamışlığı büyük risktir.
Bir diğer önemli konu; Beşiktaş ligin ikinci yarısında kendi işine bakmalı. Şenol Güneş bunu iyi yapıyor. Tüm takımı rakiplere değil kendi işine bakmasını sağlıyor. Fakat camia öyle değil. Camia içerisindeki taraftar, yönetim, kongre üyeleri ve futbolcuları yine bir bütün halinde olmalı. Nerede kalmıştık diye twit atan Fatih Terim konuşulurken, "Kimler geldi kimler geçti" diye klibin sosyal medyada gezmesi, Beşiktaş'ın enerjisini almaktan başka bir işe yaramaz. Eğer enerjini boşaltmak istiyorsan, sezon sonundaki şampiyonluk balosunu bekleyeceksin. Son sözlere gelecek olursak, Beşiktaş hala bu ligin en ciddi şampiyon adayıdır. Çünkü en iyi hücum hattı Beşiktaş'ta. Bu hattı aktif hale getirilirse, inanın yenilen goller konuşulmaz bile. Bu fay hattını hareketlendirecek tek unsur ise alınacak bir 10 numara. Ortada enseyi karartacak bir durum yok. Beşiktaş'ın futbol aklı, bu durumun üstesinden gelecek zekaya sahiptir. (Serdar Sarıdağ / Milliyet)
1115
Evet, Sivas maçında da oyunun hakimi yine güçlü oyunu seçen Beşiktaş'tı ama Samet Aybaba'nın farkı, net bir planının olmasıydı. Bazen kendinizden daha güçlü, becerikli ve yetenekli takımları bir plan dahilinde yenebilirsiniz. Topun hakimi Beşiktaş'tı, belki oyunun genelinde de bu böyleydi ve oyuna hakimlerdi ama ama planı olan kazandı. Bazen daha zayıf olmak planı uygulamayı etkilemez. Sivas ekibi güçlü ve etkili bir savunma yaptı. Oyunun geneline yaymakta sorun yaşasalar da çabuk ataklar geliştirebildiler. Ayrıca bir de duran toplar... Etkili olarak bir tane dahi bulmuş olsalar dahi bu fırsatı iyi değerlendirdiler.
Oyunun genel hikayesi böyleydi. Dün akşamın özeline gelirsek aradan geçen saatlere rağmen hala Negredo niye çıktı, anlamış değilim açıkçası... Zaman zaman Şenol hocanın harika yönettiği, götürdüğü maçları gördük ama bunu anlayamadım. Kenar ortalarında etkili bir santrfordan faydalanma ihtimalinden niye bu kadar çabuk vazgeçti hoca? İki santrforlu oyun oynama şansından Şenol hoca çok erken vazgeçti diye düşünüyorum.
Bunun yanı sıra dünkü oyunun gereği Oğuzhan'dı, oyunun gereği bazen maçın getirdiğinden farklı olur. Daha erken bir Atiba-Oğuzhan değişikliği lazımdı. Adeta Ozi'nin bölgesinde oynayan bir Atiba izledik. Orada sürprizleri daha çok olan Oğuzhan'ı daha uzun süre kullanmak gerekirdi. Bir de bir takımın 35-40 tane orta yapmış olmasını iyi oyun diye değerlendirmek doğru değil. Orta ile değerlendirirseniz diğer fırsatlardan vazgeçtiğinizi gösterir. En iyi oynadığınız Galatasaray ve Osmanlıspor maçlarında sadece kenar orta değil, merkezdeki pas oyunuyla bunu çeşitlendirmişti.
270 dakika... Beşiktaş'ın kısaca deplasman, açarsak etkili ve güçlü savunmalar fobisi artık ayyuka çıktı. Yeni Malatya, Kayseri ve şimdi de Sivas. Son 3 lig deplasmanında oynadığınız 270 dakikada sadece iki gol atabilmişsiniz. Bunlar da penaltıdan gelmiş. Bu sorgulanması gereken bir durum. (Metin Tekin / Sabah)
1215
BEŞİKTAŞ hızlı ve kararlı bir başlangıç yaptı. Ancak Fabri’nin hatasıyla kalesinde golü gördü. Sivas’ın golünün ardından maçı tek kaleye dönüştüren siyah-beyazlılar, rakip ceza sahasına adeta çullandı. Kaleci Tolgahan’ın iyi oyunu, Ziya’nın kritik müdahaleleri, zaman zaman da doğru adrese ulaşmayan final pasları kalabalık savunmayı açmak için yeterli olmadı.
BEŞİKTAŞ kapanan takımlara karşı bocalıyor. Çünkü sadece kenar ortalarıyla pozisyon arıyor. Quaresma iyi hoş da sadece orta yapmak yetmiyor. Deplasman maçlarında golü ve asisti yok. Ayrıca 40’tan fazla orta yapacaksınız, 15 korner kullanacaksınız ve yüksek toplarda stoperin üzerinden çıkıp vurabilecek santrforu 45’te oyundan alacaksınız. Şenol Hoca sanıyorum “Keşke Negredo’yu bu kadar erken çıkarmasaydım” demiştir.
ŞAMPİYONLUK ÇOK ZOR
AVRUPA’NIN en golcü, üst düzey takımlarının hiçbiri orta yaparak hücum sonuçlandırmıyor. Merkezden savunma arasına ve arkasına koşular, 2’ye 1’ler, hücumda hareketlilik eksik. Tabii şunu da ekleyelim, Talisca’nın da performansı son derece yetersiz.
DURUM net bir şekilde ortada: Beşiktaş’ın deplasmanlardaki kazanma arzusu iç sahadakinden çok uzak. Nasıl olsa kazanırız duygusu çok tehlikeli. Dış sahada kayıp puan 15. 9 deplasman maçında sadece 3 galibiyet var. Kredisi kalmadı denilen haftalarda dahi Malatya, Kayseri ve Sivas’tan eli boş döndü.
AÇIK konuşalım, ligin ikinci yarısında rakipler çok hata yapmazsa veya Beşiktaş anormal bir performans sergilemezse bu kadar puan kaybıyla şampiyonluk çok zor. (Güntekin Onay / Vatan)
1315
Son haftalardaki gol kısırlığını yeni uyguladığı sistemle Osmanlıspor maçında çözmüştü Şenol Hoca. Neydi o sistem? Atak anında mümkün olduğu kadar kalabalık halde rakip ceza sahasına dolmak. Rakibin hızlı çıkışlarını da Medel ile durdurmak. Bu kurgudan sonuç alan Güneş, Sivasspor deplasmanında da aynı şeyi denedi. İlk yarı boyunca yüzde 70 oranla topa sahip oldu Beşiktaş. Yediği gol, kaleci hatası. Fabri'yi ilk yarıda birkaç kez görebildik. Biri bu goldü. O mesafeden gelen şutu sektirmek yakışmadı Fabri'ye. Sivasspor golü erken bulunca maç, son haftalardaki Beşiktaş maçlarının benzer halini aldı. Tek kale... 9 kişiyle kendi ceza sahası içerisinde duran Sivasspor'da Ziya belki de kariyer maçını oynadı. Beşiktaş adına ilk yarının en iyisi sürekli arayış içerisinde olan ve savunmayı yıpratan Negredo idi. Quaresma'nın ilk topları kullanmayıp, sürekli rakibi yatırma isteği, forvetler için çok zor bir durum. Pozisyon alamazsınız. Nitekim çok pozisyonda öyle de oldu. Negredo sonunda Quaresma'ya isyan etti. Haklıydı da. Penaltı golünü de atan İspanyol ikinci yarıda Şenol Güneş tarafından oyundan alındı. Ben bunun nedenini anlamadım. Gol lazımken, forvet takviyesi yapacağına, etkili bir forvet çıkartıp, bir başka forvet alarak neyi değiştirmiş oluyorsunuz? Eğer bir sakatlık yoksa bence büyük bir teknik adam hatasıydı bu değişiklik.
Beşiktaş ikinci yarıda da aynı baskıyı sürdürdü. Ancak yapılan değişiklik Beşiktaş'ın pozisyon bolluğunu sekteye uğratmıştı. Ara ara hızlı çıkışlar yapan Sivasspor, genelde kendi ceza sahası önünde oynamayı tercih etti. Dakika 75'e dayandığında oyun yine sıkışmış, Quaresma aldığı topları hovardaca kullanıyordu. Buna rağmen 80 dakika sahada kaldı. Bu kadar orta yapacaksan, hava hakimiyeti yüksek Negredo neden sahada değildi? Bir umut olarak oyuna giren Oğuzhan da bu sezonun genelinde olduğu gibi yine oyuna hiç katkı yapamadı. Sayısızca kornerden sonuç alamayınca Sivasspor maçın son anlarında bulduğu ilk kornerde öne geçti. O saatten sonra geçmiş olsun zaten. Beşiktaş iyi oynayarak soyunma odasına 1-1'le girdiği maçı, ikinci yarıda kazanma ihtimali çok yüksekken, teknik direktörün hatalı tercihleriyle kaybetti. Ligin ilk yarısını 30 puanla bitirince, ikinci yarıdaki şampiyonluk mücadelesi oldukça zor bir hal aldı. (Ergin Aslan / YeniŞafak)
1415
Quaresma, Şenol hocanın başını yiyebilir! Dikkat!.. Şenol Güneş kalibresinde bir teknik adamın bir oyuncuya bu kadar taviz vermesi anlaşılır gibi değil. Sivas'a gidiyorsunuz, elinizdeki verilere göre deplasmanların en etkisiz elemanı Quaresma; sıfır gol, sıfır asist! Bu şartlarda teknik adam olsanız aynı oyuncuya bir şans daha mı verirsiniz yoksa alternatifleri mi denersiniz? Peki Lens ve Orkan olsanız oynamayı bekler misiniz? Bu iki sorunun cevabı çok önemli… Beşiktaş 50'ye yakın, yani rekor sayıda orta yapmış, bu ortaların büyük bölümü Quaresma'dan!? Beşiktaşlı oyuncuların iyi ya da kötü vurdukları toplam on top var, peki diğer ortalar nereye ve kime yapıldı?
Yani, yanisi şu, bana kaç orta yaptığını anlatma, benim forvetlerimi kaç kez topla buluşturduğunu söyle! Quaresma orta yaparken kendi santraforunu doğduğuna pişman ediyor! Bir sağa, bir sol çek, olmadı bir daha çek, yahu santrforun Cristiano Ronaldo olsa ne olur, Alvaro Negredo olsa ne olur?
İsyanında haklıydı Şenol hoca 45. dakikada pek değişiklik yapmaz, dün yaptı! 50 orta gelen maçta santraforunu çıkardı, beklenen neydi, çift santrafora dönmesi; çünkü maç onu istiyordu! Garip! Hocanın bu gerçeği görmemesi mümkün değil; bu işte bir iş var! Negredo maç içinde Quaresma'ya, haklı olarak isyan etmişti, ya devre arasında da isyanını sürdürdü ve oyundan çıkarıldı ya da başka bir şey!
Beşiktaş, Quaresma sorununu çözmeden ne Lens-Orkan ikilisini kazanabilir, ne Talisca eski haline dönebilir, ne de huzur bulabilir!. Benim için durum bu. Öbür taraftan sosyal medyada, Beşiktaşlı maskesi takan bazı Galatasaraylı ve Fenerbahçeliler "Şenol Güneş istifa" muhabbeti başlattılar ama kimse yemedi! Şenol hoca devre arasında bu takımı toparlar, sezon sonunda da evvelAllah yine şampiyon olur. Yeter ki Quaresma konusunda net bir tavır takınsın. Çünkü o konuda verdiği tavizler diğer oyuncuları olumsuz etkiliyor. Net! (Turgay Demir / Fotomaç)
1515
Çift kişilikli’ insanlar misali çift karakterli bir maç izledik birlikte. Maçın ilk devresi bana şunları yazdırdı...
Oyunu ‘sıkıcılaştırarak yenilmemeye ayarlı takım’ların bol olduğu ülkemizde Sivas ve Beşiktaş gibi futbola saygılılar da var. Dün kazanmaya oynayan, bunun için planları olan, o planlar için ciddi ciddi çalıştığını belli eden iki takım vardı sahada. Gerçi, erken ve beklenmedik gol Sivas’ı biraz “Acaba bundan sonra ne yapsak?” ikilemine itmedi değil. Ve bunu da zaten istim üzerinde olan Beşiktaş’a karşı ‘oyun üstünlüğü’nü kaybederek ödediler ve penaltıdan golü yediler. Dikkat edildiyse devre boyunca Beşiktaş her tür hücumu denedi ve bunu yaparken ceza sahası içine maksimum oranda oyuncu gönderdi. Bu nedenle gol olmasa da her atak gösterişli, rakibi tedirgin edici ve izleyenler açısından seyirlikti. Bu durumun en önemli dayanağı ise Medel-Atiba iklisinin sağladığı ‘güvenlik bandı’ oldu. Bu ikili, ilk devre boyunca özellikle Gökhan Gönül’ün kanat oyuncusuna dönüşmesini sağladı. Tolgay ve Oğuzhan gibi iki önemli ezber yerine sahaya Medel’i süren Şenol Güneş, Osmanlı maçından itibaren takımı Bayern Münih’e hazırlıyor gibi görünüyor. Beşiktaş, güncellediği bu oyun düzeniyle Bayern karşısında da yapması gerektiği gibi daha güvenli ve daha tehditkar bir havaya bürünüyor.
Gayretlerin haklı karşılığı... Şimdi de ikinci devreyi içeren maç bitimi yazdıklarım... Soyunma odasında öyle şeyler olmuş olmalı ki, devreye tuhaf bir değişiklikle (Negredo-Cenk) başlayan Beşiktaş’ın içinden ‘oynamayan bir takım’ çıktı. Bir şeyler yapmaya çalışır gibi yapan ama yaptıkları içinden gelmeyen birileri dolaşıyordu sahada.
Bağlantıları kopuk, yeteneklerine fazlaca güvenen, düzenini, tertibini kaybetmiş bir takım. Bu durum aşırı efor harcamadan sadece futbolun doğrularını yerine getirmeye gayret eden Sivas’a maçı getirmeye yetti. İkinci golün dışında kaçırdıkları düşünülünce gayretlerinin haklı karşılığını da aldılar.
Moral değerler sorunu Beşiktaş’ın ise ligin ilk devresi biterken çıplak gözle görülen bir ‘moral değerler’ sorunu yaşıyor. Beni arayan çoğu Beşiktaşlı arkadaş aynı soruyu sordu, “Ne oldu böyle?” Yanıtlarını da bir başka sorunun içine yerleştirmişlerdi; “Negredo bir ara Quaresma’ya çıkıştı. Acaba sorun orada mı patlak verdi?” İşler yolunda giderken Şenol Güneş’in tuhaf değişikliğini düşündüğümde böyle düşünen arkadaşları ‘haksız’ bulamıyorum. (Cem Dizdar/ Fanatik)