Ajans Beşiktaş - Westeros’ta kış nasıl çetin ve zorlu geçiyorsa Süper Lig de öyle olacak gibi görünüyor. Dört ya da beş takım şampiyon olmak için kapışacak. Tıpkı Game of Thrones dizisinde Westeros’a hakim olmak için savaşan haneler gibi. Cevaplarını farklı zamanlarda alacağımız iki soru var: Şampiyonluk ve taht kimin olacak?
Lannisterlar her ne kadar yedi krallığı yönetse de Galatasaray iki sezondan beri ligde krallığını ilan edemiyor. Ancak Lannisterlar ile birçok benzer yanları var. Mesela iki tarafın da sembolü aslan. Bu, göze çarpan ilk özellik olsa da hem Lannisterlar hem de Galatasaray istediklerini elde edebilmek için yüklü harcamalar yapmaktan kaçınmıyor. Bir zamanlar sahip oldukları altınlarla refah içinde yaşayan Lannisterlar, Demir Banka’ya olan borcunu ödeyebilmek için Highgarden’ı işgal etti. Kulağa tanıdık geliyor mu? Borcunu ödeyebilmek için Riva’yı satan Galatasaray da bu sene şampiyon olmak için oldukça fazla para harcadı; tıpkı Targaryenlara karşı olan savaşı kazanabilmek için para harcayan Lannisterlar gibi! Ancak Lannisterların aldıkları paralı askerler pek de fark yaratacağa benzemiyor. Galatasaray ise Badou N’diaye, Gomis, Belhanda, Fernando ve Mariano gibi transferlere para saçsa da ilk iki haftadan gördüğümüz kadarı ile eski ritmini bulmuşa benziyor. Bu isimler de bir Euron Greyjoy etkisi yaratıp Galatasaray’a tacını kazanmasında yardımcı olabilir mi hep beraber göreceğiz.
Fenerbahçe’nin Targaryenlar kadar güçlü olmadığı kesin, zira sahanın üstünde uçup ateş püskürtecek üç ejderhaları yok! Ancak Giuliano, Valbuena ve Isla onların yerini bir nebze de olsa tutabilir. Bir zamanlar sahip olduğu şampiyonluğa kavuşma arzusu Daenerys Targaryen’ın Demir Taht’ı alma arzusu kadar fazla olan Fenerbahçe, istediğini alabilmek için hiçbir şeyden kaçınmayacak gibi duruyor. Üç ismin yanı sıra kadrosuna Soldado, Dirar ve Mehmet Ekici’yi katan Fenerbahçe’de “Greyworm” Kameni’nin yıllardır kendisine hizmet eden “Jorah Mormont” Volkan Demirel ile kıyasıya bir rekabete gireceği kesin. Dany, macerasının başından beri Drogo, Dario gibi isimleri kaybetti. Fenerbahçe de geçen sene takımın en iyi iki oyuncusu olan Lens ve Kjaer’i kaybetse de “Zincirkıran, Ejderhaların Annesi, Khaleesi” Daenerys gibi gözünü hedefe dikmiş durumda. Fenerbahçe sezon sonunda “2017-18 şampiyonu”, “Dört Yıldızlı”, “Brezilya’nın 10 numarasının takımı” gibi unvanlara sahip olur mu sizce?
Evet, Üstatlar herhangi bir hanedanlık değil. Savaşın içinde değiller. Onlar Yedi Krallık’ı koruyan, gözeten ve herkesin sözünü dinlediği insanlar. Beşiktaş da iki sezondur şampiyon olup doğruların kendisinde olduğunu, başarı için yaptıklarının geçerli olduğunu gösteriyor. FEDA sezonundan beri yapılan doğru işlerle belini doğrultmaya başlayan Beşiktaş, eksiklerini tamamladı ve Avrupa’da geçen sezondan fazlasını isteyebilir. Ancak “Düşmeye en yakın olduğunuz an zirvede olduğunuz andır” derler. Beşiktaş da doğrularından ve başarılarından ötürü rehavete kapılırsa Sam’i dinlemeyen Baş Üstatlar gibi hata yapıp büyük bir faciaya sebep olabilir. Yönetim, hastaları iyileştiren Üstatlar gibi Beşiktaş’ın da hastalıklarını bulup transferlerle tedavi etmeye çalışıyor. Bakalım Şenol Güneş son iki sezonda olduğu gibi bir kez daha ligin “Baş Üstat”ı olabilecek mi? Eğer bunu yapar ve Avrupa’da başarılı olursa onun adına Eski Şehir’deki kütüphanelerde bulunmak üzere bir kitap yazılabilir.
Kuzey’in Kralı-Kuzey’in Oğlu. Pek de fark yok? Dizinin başından beri başlarına gelmedik şey kalmayan Starklar, yıllardır badireler atlatan ve kaostan kurtulamayan Trabzonspor’a benziyor. İyi başlayan sezonlar, Robb’un başarılı başlayıp kötü son bulan isyanı; Ned Stark’ın ölümü, 2011’de kılpayı kaçan şampiyonluk ve çok daha fazlası! Ancak gelecek bu sefer daha aydınlık görüküyor. Kuzey’in Kralı Jon savaşta hangi tarafı seçeceğini bilemezken Trabzonspor’un 50’nci yılında hedefi açıkça belli: Şampiyon olmak! Jon’un Demir Taht’a oturup oturmayacağı bilinmez ancak yıllar sonra Trabzon’a geri dönen Burak Yılmaz Gol Krallığı Tahtı’nın en büyük adaylarından. Geçen sezon iyi bir kadroya sahip olsa da beklentileri karşılayamayan Trabzonspor’da bu sezon Ersun Yanal’ın hedefi belli. Yatmadan her gece Arya gibi isimleri sıralıyor olabilir: “Şenol Güneş, Igor Tudor, Aykut Kocaman, Abdullah Avcı…”
Güneyde hanedanlar krallık için kapışırken kuzeyde başka bir tehdit doğuyor: Ak gezenler. Burada Game of Thrones gibi güney-kuzey ayrımı yok, tek bir şehir var. İstanbul devleri transfer bombalarını patlatırken, geçen sene sürpriz bir şekilde şampiyonluğa oynayan Başakşehir’in bu sezon en az Avrupa’yı hedeflediği kesin. Kadrosunun eksik bölgelerini Chedjou, Clichy, Elia gibi isimlerle tamamlayan Başakşehir aynı zamanda Gece Kralı gibi eski rakiplerini de kendi safına çekti: Gökhan İnler ve Kerim Frei. Geçen seneki kadrodan en büyük eksiklikleri yollarını ayırdıkları Yalçın Ayhan ve Roma’ya giden Cengiz Ünder. Yine de Başakşehir tıpkı Ak gezenler gibi gittikçe güçlendi ve kadrosunu genişletti. Yani olası bir eksiklikte bu sefer başları fazla ağrımayacak, tıpkı her geçen gün sayıları artan Ak gezenler gibi. Bakalım “Gece Kralı” Abdullah Avcı yönetiminde gerçek tehdidin kendileri olduklarını gösterebilecekler mi?
“Ölen bir şey bir daha ölmez” der Greyjoyların mottosu. Peki küme düşmekten kılpayı kurtulan bir takım tekrar bu tehlikeyi yaşar mı? Bursaspor’un da Game of Thrones hanedanlarından Greyjoylar gibi eski günlerini mumla aradığı kesin. Bir zamanlar denizlere korku salan Greyjoylar, şu an savaşta iki farklı tarafta yer alıyor. Bursaspor ise ligdeki savaşta kendini kurtarmaktan fazlasını aramayacak, tıpkı eski Greyjoy kralı Balon gibi. Bursaspor’un bu sene ne Yara ne de Euron gibi macera aramayacağı kesin. Balon gibi başlarını dertten uzak tutmayı deneyecek olsalar da bir kez daha Theon gibi tehlike üstüne tehlike yaşama olasılıkları yok değil. Gerçi Paul Le Guen’in hepsinden daha aklı başında olduğu kesin. Her ne kadar “Boğulmuş Tanrı”ları olmasa da takımın “kaptanı” Batalla bir kez daha takımını açık denizlerdeki fırtınalardan sağ salim çıkarabilir. (FourFourTwo)