Eskilerin en moda sözüydü “damarlarımı kessen siyah - beyaz akar,” “damarlarımı kessen sarı - kırmızı akar.” benzetmeleri. Tuttuğu takıma sevgisini böyle anlatırdı insanlar. Peki ya şimdi? Şimdi de bunun gibi anlatıyorlar ama eskilerden bir farkları var. Canları sıkıldığı zaman, damarlarından akan kanın rengine küsüyorlar. Yeni moda bu!
Beşiktaş, Burak Yılmaz’la anlaştı ya şimdi; küsmeye başladılar Beşiktaş’a. Bakmayın küsmek dediğime, maça gelmeyeceklermiş; öyle küsmek. Burak Yılmaz, Beşiktaş’tan gidene kadar da gelmeyeceklermiş! Ben de Oğuzhan’ı sevmiyorum, gitmeyeyim maçlara. Sen de Quaresma’yı sevmiyorsun, gitme maça. Şenol Güneş’i sevmeyenler de gelmesin, Fikret Orman’ı beğenmeyenler de.
Nerede kaldı o zaman sizin Beşiktaş sevginiz? Onu bunu sevmiyorsunuz diye, asıl aşkınız Beşiktaş’ı yalnız mı bırakıyorsunuz? Bırakın. Beşiktaş’ı sevenler, Beşiktaş’a yeter.
Düşünsenize; tüm Süper Lig takımları mali açıdan kötü durumda ve satılacak. Çocukluk aşkınız Beşiktaş, yabancı bir sermayeye satılırsa Beşiktaş’a mı gönül koyacaksanız? Yapmayın efendiler. Beşiktaş sevginizi, aşkınızı bir kişiye bağlamayın. Kişiler gelip geçer, Beşiktaş ise 115 yıldır aynı yerde duruyor.