"Vurduğu gol oldu! Aynı olgunluk sürerse..."

Fanatik gazetesi yazarı Cem Dizdar, Beşiktaş-Olympiakos maçını değerlendirdi.

Ajans Beşiktaş - Cem Dizdar bugünkü köşe yazısında özetle şunları yazdı:

Kritik önemdeki Marcelo’dan yoksun Beşiktaş’ın sahaya nasıl yerleşeceği merak konusuydu. “Bildiğimiz en iyi oyunu oynayacağımız kadroyla sahadayız” diyen Şenol Güneş, topu elde tutarak oynayan takımının güçlü ofansif özelliğinden taviz vermedi. Böylece topu önde ve elde tuttukça ‘zayıf görülen’ stoper bölgesine yük binmesini engelledi.

(...)

Goller Arena’ya saklanmış

İkinci yarıda mecburen ‘tempo ayarı’na giden eksik Beşiktaş, topu eline alan rakibine karşı ilk çare olarak ilk yarının çok top ezeni Oğuzhan’la Necip’i değiştirdi. Çünkü görünen o ki, ilerleyen dakikalarda stoper bölgesine yük binecek gibi duruyordu ve Necip bu durumu engelleyecek kenardaki yegane isimdi. Ve o da Atiba ile sırt sırta verince takımı yine dik duruma getirdi. Öyle ki, onun sahaya adım atışının ardından Beşiktaş’ın sayısal eksikliği hissedilmez oldu. Meğer deplasmandaki ilk maçta girilip atılamayan goller dün akşama saklanmış! Hani derler ya, “Vurduğumuz gol olsun” diye. Öyle de oldu. Gecenin iyilerinden Babel’in golünden sonra çözülen rakibe karşı perdeyi Talisca-Cenk işbirliği kapattı.

Aynı olgunluk sürerse...

Oyun iştahı, arzusu bir yana oyuncularının kişisel repertuvarlarını takım korosuna en doğru biçimde adapte eden Şenol Güneş, ofansif oyundan taviz vermeyerek çeyrek finale sükseli bir takım götürüyor. Bunda da en önemli etki, kazandığında bile o maç özelindeki eksiklere dikkat çekip onları onarmaya gayret eden bir donanıma sahip olması. Beşiktaş, bu olgunluğunu koruduğu sürece dün akşamkine benzer gösterişli skorlar da kaçınılmaz olarak gelecektir.