Ajans Beşiktaş - Beşiktaş’ın Fenerbahçe ile deplasmanda karşı karşıya geldiği mücadele, 2-2 sona erdi. Akşam Gazetesi yazarı Alen Markaryan, Fenerbahçe – Beşiktaş maçını değerlendirdi. İşte o yazı...
"Önder Karaveli bu maçın ağırlığını kaldırabilir mi diye sordular bana. Ben de "Ağırlık Önder Hoca'nın omuzlarında değil ki ağırlık futbolcuların vicdanlarında." dedim. "Zira onların borcu var Beşiktaş'a" diye de tamamladım. Bakalım, ağırlık ölçü birimi mi, yoksa vicdan birimi mi, yaşayalım görelim. Maç başladı, 3 dakika top göstermedi Beşiktaş. Öne doğru yüklenip Fenerbahçe'yi çıkartmadı sahasından. Bu zaman dilimi içinde Ghezzal'ın frikiği direğe çarpıp dışarı çıkarken orta alandaki ilk toplara basma hünerlerimizi sergilemeye başladık. Sonra Türk futbol tarihinin en rezil çalınan penaltısına tanık olduk. Fırat Aydınus, hakemlik tarihinin en kepaze penaltı kararını verdi. Utanma kalmamış! Bir fırsat olsa da penaltı çalayım matematiğiyle sahaya çıkılmış. Yazıklar olsun. Ben futbolcu olsam, iştahım kalmaz, hakeme inancım kalmaz. Kalmaz arkadaş, kalmaz. Ne futbolu yazasım var ne futbolcuların oynayası... Anlayın çalınan penaltının skandallığını. Bir de penaltı gol olunca stattakiler 'Gol' diye sevinmez mi! Valla futbolculara helal olsun, "İyi dayanıyorlar" diye söylenirken, Josef'in bazukası Beşiktaş'tan duyuldu. Öyle bir gol ki, nasıl anlamlı bir gol, anlatamam. 1-1'den sonra ceza sahasına düşen her F.Bahçe atağında, Fener seyircisi penaltı diye Fırat Bey'e baskı yapmaya başladı. Buldular tabii madeni! Sonra ikinci F.Bahçe golü geldi. Fırat Bey'in madeninden bahsederken bizim Vida'nın maden yatağını unuttuk tabii! Bu kaçıncı hata Vida? Devre biterken iki laf da yayıncı kuruluşun spikerine edeyim. Fener taraftarı aralıksız küfür ederken, taraftar güzellemesi hangi akla hizmettir! Sonra edilen küfürlerde sesi hep kısardınız yayıncı kuruluş. Şimdi? Hayır olsun! İkinci yarı Oğuzhan'ın oyuna girmesi, Pjanic'in hep dikine oynaması, ayağa yapılan toplar, topu çabuk kapma, hep artılarıydı Beşiktaş'ın. Eksik olan gol alanlarına girişti. Art arda frikikler ve arzu. Rıdvan'ın muhteşem ortasını seyrettik. Daha da muhteşem olan Josef'in kafasıydı. Bir kısrak başı gibi uzanıverdi. Ve tabelaya eşitlik geldi: 2-2. İstekli oyun nasıl da belli ediyor kendini. Deplasmanda en önemli nokta, ev sahibi seyirciyi futbolunla susturmaktır. Beşiktaş onu yakaladı bir ara. Hamleler! Hamleler! Dakikalar 80'i gösterdiğinde F.Bahçeli topçuların oyun olarak üstünlük sağlayamaması sinirlenmelerine, Sinirlenmeleri de futbol dışı hareketlerine sebep oluyordu. Oyunu böyle soğutmayı düşünmüşlerdi herhal! Düşledikleri gibi de oldu. Akan sürede başka gol ve yaratılan başka bir penaltı olmadı!"