"Tek suçlu... Sergen Yalçın... Hadi oradan, gidin işinize!"
Beşiktaş'ta bu sezon yaşanan kötü gidişin çözümleri aranırken, Milliyet Gazetesi yazarı Bilal Meşe, çözümün taraftarda olduğunu yazdı.
Ajans Beşiktaş - İşte Bilal Meşe'nin bugünkü Milliyet Gazetesi'nde yer alan yazısı:
"Sergen Yalçın’ı yakından tanıyanlar iyi bilir. Öyle günü kurtarma politikası hiç gütmez. Kelimeleri eğip bükmez, içinden ne geçiyorsa aynen dilindedir. Yani başarısızlığın üstünü örtmeye çalışmaz, birileri gibi tribünlere oynamaz!
Bir atasözümüz var; “Doğruyu söyleyeni dokuz köyden kovarlar” diye... Bu söz tam da Sergen Yalçın’a göre!
Elbette bu oyunda özeleştiri olacaktır... Ne var ki bunu ulu orta yaparsanız vay halinize! Beşiktaş’ın tablosu kuşkusuz negatif. Kadro kalitesiyle, oynadığı futbol hiç ama hiç örtüşmüyor, ters orantılı!
Sergen hoca da buna vurgu yapıyor, dert yanıyor! Efendim iki haftadır maç sonu konuşmalarına kızanlar, eleştirenler olabilir, onlara da saygı duymak gerekir. Başarı nasıl ortak ürünse, başarısızlıkta da herkes payına düşeni alacak! Öyle kaçmak yok!
Demem o ki herkes oturup, aynaya bakacak, özeleştirisini yapacak! Nitekim Sergen Yalçın, bu konuda da gayet açık konuştu, sorumluluğun tamamen kendisinde olduğunu söyledi. Ki ben buna katılmıyorum, asıl aktörleri yok mu sayacağız?
Tek suçlu Yalçın mı?
Farklı Giresun yenilgisi gördük ki, Sergen Yalçın kanadında bardağı taşıran son damla oldu, maç sonunda karamsar bir tablo çizdi! Ne yapsın, her şey güllük gülistanlık mı Allah aşkına? Hadi penaltı neyse, Necip’in kızarmasına ne diyeceğiz? Üstelik top rakip sahada... Sergen hoca ne yapsın, kenardan ona kement mi atsın? Kartal’da özgüven yerle bir olmuş, buna bir de eksik kalışı ekleyin, son kaçınılmazdır!
Tek suçlu... Sergen Yalçın... Hadi oradan, gidin işinize!
Başkan Ahmet Nur Çebi’nin özellikle geçtiğimiz sezon takımla ilgili yaptıkları ortada, gizlisi saklısı yok. Yabancıların çok olduğu takımda ‘paranın’ ne kadar önemli olduğunu anlatmaya gerek var mı! Bir gün alacakları geciksin, hoppp doğru UEFA’ya, o kapıyı çalarlar!
Bizimkiler malum, biraz sırtını sıvazla, üç ay ödeme fark etmez! İşin özeti, Başkan Çebi, takımın başarıya ulaşması için varını yoğunu ortaya koydu, evlerini ipotek ettirdi, her gün Ümraniye’ye para taşıdı.
Sonuç ortada... İki büyük kupa...
Başkan Çebi’ye bravo
Üstelik kadro öyle aman aman değil... İki ay forvetsiz oynadı Kartal! Beşiktaş’ın alt yapısından yetişen ve Kartal’ı şampiyonluğa uçurarak bir ilke imza atan Sergen Yalçın’dır... Öyle detaya falan bakmam, sonuca bakarım, sonuca...
Hazır atasözlerinden yola çıktık, devam edelim... “Dere geçilirken, at değiştirilmez...”
Tıpkı bugüne göre... Nitekim Başkan Çebi ile Sergen Yalçın buluştular, Kartal’ın son durumunu masaya yatırdılar, görüşmeden yola devam kararı çıktı. Valla bravo başkana... Dere geçilirken, at değiştirenleri gördük, hem de kaç tane at! Dişe dokunur ortada bir başarı yok!
Sergen hocanın, gerek başkan katında, gerekse camia ve taraftarın gözünde müthiş bir kredisi var, kolay kolay bitmez. Evet, Kartal zirvenin çok uzağında, fark kapanır mı, kapanmaz mı bilemiyoruz!
Sezon başında transferlere baktım, Kartal’ın Devler Ligi’nde ‘misafir’ takım olmayacağını savunurken, Süper Lig’de ise ‘banko’ şampiyon gösterdim... Kartal, Avrupa’dan elendi, ligde ise karanlığa kanat çırpıyor! Ben de herkes gibi ters köşe oldum!
Düşüncesi bile kötü!
Taraftarın tepkisine herkes saygı duyacak... Neticede ortada karamsar bir tablo var, alkış tutacak halleri yok!
Ancaakkk, önemli olan kötü günde takıma sahip çıkmak değil mi? Kaldı ki Beşiktaş’ın taraftarı vefalıdır, öyle kolay kolay takımını yalnız bırakmaz. Galatasaray’ın ligde durumu farklı mı, hayır... Tribünler tıklım tıklım...
Keza Fenerbahçe...
Ya Beşiktaş? Neredeyse boş tribünlere oynuyor! İnanın en çok buna şaşırdım... Hadi Giresun maçını geçtik... İnönü ‘de 16. hafta Kartal, Kayserispor ile oynayacak... Bırakın futbolcuları protesto etmeyi, o maçta tribünleri doldurun, takımı sonuna kadar destekleyin, farkınızı ortaya koyun. Biliyorum, yaparsınız... Takımın size gereksinimi var, sizinle birlikte bu takım ancak ayağa kalklar!
Yoksaaaa! Düşüncesi bile kötü!"