Eray Emin Aydemir
Akıllı olmak lazım!
Önce Beşiktaş açısından bardağın boş tarafına bakalım.
İlk olarak seksen dakika siyah-beyazlı ekibin üstünlüğü ile oynanan bir oyun var. Bu üstünlük çok daha etkili bir hücum performansını hak ediyor. Ancak ne yazık ki Cenk Tosun’un etkisiz oyunu ve diğer hücum oyuncuların kötü pas performansı skorun 1-0’da kalmasına sebep oldu.
İkinci önemli nokta Atınç kardeşim… Kesinlikle özellikleri olan bir defans oyuncusu ancak Almanya ona pek yaramamış. Gördüğüm kadarıyla yeteneklerinde azalma var. El bombası gibi, iyi niyetli ancak her an elde patlayabilir.
Üçüncü nokta serbest vuruş kullanıcıları... Eğer direkt olarak kaleye vurulacak bir yerde ise serbest vuruş yani gol olma ihtimali yüksek ise o topa vuracak futbolcunun ismi Talisca’dır Quaresma değil!
Bir diğer önemli konu ise oyuncu değişiklikleri… Quaresma’nın en etkili olduğu bölümde oyundan alınmasına anlam veremedim. Oyundan çıktıktan sonra da Beşiktaş’ın topa sahip olma oranının düştüğünü gördük. Bu düşüşte rakibin Quaresma korkusunun ortadan kalkmasının da etkisi büyük.
Son nokta ise Vodafone Arena’daki tribünler… Bir türlü rayına oturtamadık. Rakip cesaretlenmiş ve oyuna son 10 dakikada da olsa ağırlığını koyarken bir hafta önce yendiğin Galatasaray’la uğraşmanın ne mantığı var?
Gelelim bardağın dolu tarafına…
Babel maçın görünmeyen kahramanıydı. Çapraz koşuları hem rakibi yordu hem de arkadaşlarına boş alan yarattı. Zaten gol de sol kanattan Adriano’nun yaptığı orta sonucu geldi. Maça tutuk başlayan Gökhan Gönül’ün de yaptığı doğru koşu ve güzel gol vuruşu skoru Beşiktaş’a getirdi.
Tebrik edilmesi gereken bir diğer isim ise Marcelo’ydu. Atınç’ı sarartan Kwauke’yi etkisiz hale getirdi.
Sonuç itibariyle alınan 3 puan Beşiktaş açısından çok önemli. Şampiyonluk için bir adım daha atıldı. Yine de iş matematiksel olarak bitene kadar sürekli tetikte ve akıllı olmak lazım.