Hayri Cem
TFF İLE BJK ARASINDAKİ SAVAŞ SÜRÜYOR
Ajans Beşiktaş - Daha ligin ilk iki haftasında hakemler, Beşiktaş’a karşı uyguladıkları haksız kararlarla niyetlerini belli ettiler. Geçen sezonki düşmanca tavrın bu sezon da devam edeceği ortaya çıktı. Yasin Kol’un tavrı ve kararlarını yanlış kategorsine sokmak mümkün değil; tamamen yanlı idi.
Beşiktaş başkanının TFF’ye gösterdiği tepkinin ardından, TFF Başkanı Büyükekşi basın toplantısı
yaparak, hakemlerin arkasında olduğunu söyledi. Bunu söylerken de haddi aşarak, eliyle masaya
vurup, sesini yükseltti. Bu tepkisi belli ki Beşiktaş’a ve başkanınaydı. Daha sonra, Beşiktaş camiasının
gösterdiği tepki üzerine geri adım atarak, Beşiktaş’ı kast etmediğini söyledi.
Laf ağızdan çıkar; arkasında duramayacağın laflar etmeyeceksin. Ya da çıkıp, mertçe hangi kulübü kast
ettiğini açıklayacaksın. Bunu da yapamıyorsan inandırıcılığın kalmaz.
TFF Başkanı tüm futbol liglerinin başkanıdır. Genellikle seçimle yönetime gelirler. Seçilmiş başkanlar
da kendilerini seçen kulüplere ve camialara karşı saygılı olmak zorundadırlar. Dolayısıyla TFF
Başkanının, “Beşiktaş’ı kast etmedim” lafının hiçbir değeri yoktur. Zira o davranışı hiçbir kulüp ya da
camiaya gösteremez. Bu tavır demokratik yollarla seçilmiş değil, atanmış yöneticilerin tavrıdır.
TFF Başkanı sadece Beşiktaş’tan değil tüm futbol camiasından özür dilemelidir.
MHK’NIN YANLI TAVRI
Merkez Hakem Kurulu Yasin Kol’u bir süre dinlendirecekmiş.
Dinlendiği sürede futbolu mu öğrenecek yoksa tövbe edip, günahlarından mı arınacak? Bu tür
hakemler kesinlikle iflah olmazlar. Onları camiada tutmak Türk futboluna zarar verir.
MHK’nın Yasin Kol’u dinlendirme kararı aslında bir ‘gaz alma’ operasyonudur. Toplumsal tepki
geçtikten sonra kaldığı yerden görevine devam ettirilecektir.
Bu arada MHK, Beşiktaş camiasının tepkisine karşı intikam sürecini başlatmış gözüküyor. Karagümrük
maçında verilen ve verilmeyen kararlar bu kuşkuyu güçlendiriyor:
Maç 0-0 iken Caner’in yaptığı hareket net penaltı idi. Orta hakem pozisyona çok yakın ve pozisyonu
gördüğünü iddia ediyor. Bunun bir başka anlamı da; VAR hakemlerine, “Ben kararımdan eminim,
pozisyonu izlemek için çağırmayın” demek istiyor. Böylece VAR hakemleri pozisyonu gördüğü halde
orta hakeme uyup, izlemek için çağırmıyor. Orta hakem de ‘Ben yanlış görmüşüm ama VAR
çağırmadı” diyerek kendini aklamaya çalışıyor. Yani tam bir çadır tiyatrosu oyunu. (Bu satırları
yazarken FB- Adana Demirspor maçını izliyordum. O maçta FB lehine verilen penaltıya bakın, bir de
Beşiktaş’a verilmeyene…)
Hakemlerin hata yapması doğaldır. Ama konuştuğumuz bu kararların, birer masum hata olduğuna
beni kimse ikna edemez. Bu kararlar yanlı ve bilinçli hatalardır. Arkasında bir güç olmayan hiçbir
hakem bu tür bariz kasıtlı hatalar yapmazlar. Kariyerlerinin tehlikeye gireceğinden korkarlar. Bu kadar
pervasızca hata yapmaya devam ediyorlarsa, arkalarında hatalarını destekleyen ve teşvik eden bir güç
var demektir. Bu güçlerin kimler olduğunu ise bütün futbol camiası yakından tanıyor.
Belli ki TFF ve MHK Beşiktaş’a karşı savaş açmış. Bu savaşın kazanını olmaz. Kaybedeni ise TFF Başkanı ve Türk futbolu olur.
TEKNİK DİREKTÖRÜ YIPRATMAYALIM
Hakemler Beşiktaş’ı doğradı, biz Samet Aybaba’yı tartıştık.
Hakemler Beşiktaş’ı doğradı, biz Bilic’i tartıştık.
Hakemler Beşiktaş’ı doğradı, biz Şenol Güneş’i tartıştık.
Hakemler Beşiktaş’ı doğradı, biz Sergen Yalçın’ı tartıştık.
Hakemler Beşiktaş’ı doğramaya devam ediyor ve bizler de mevcut teknik direktörümüzü eleştirmeye
devam ediyoruz.
Bu kadar saf olmayalım arkadaşlar! Futbolun ‘derin yönetimi’ hedef şaşırtmak istiyor. Bunun için bazı
yorumcuları kullanarak gündemi değiştiriyor, bizler de bu oyuna geliyoruz.
Şimdi birlik olma zamanı. Hataları ile, sevapları ile, Başkanın, yönetimin, teknik direktörün ve
futbolcuların arkasında durma zamanı. Gerekenleri sezon sonunda nasıl olsa konuşuruz…