Ajans Beşiktaş - Oyuncu Altan Gördüm, Beşiktaş Dergisi Ekim sayısına konuk oldu. İşte röportajın bazı kısımları;

“Adanalıyım ben. Küçükken ilk hatırladığım Adana Demirspor, hala da bir yanım Adana Demirspor’dur. Bilirsin, özel bir takımdır. Futbolda şu aralar pek başarılı olmasalar bile Adana Demirspor güzel bir takımdır. Bir gün akrabalarımız Fenerbahçe-Beşiktaş maçını dinliyor. Biri Fenerli, biri de Beşiktaşlı... Beşiktaşlı olanı daha çok severdim, maçın gidişatı da bizim için pek iyi değildi. Baktım üzülüyor, dedim ki “Üzülme, ben de Beşiktaşlıyım”. İşte böyle başladı. Küçük abim, büyük abim, kardeşlerim; hepsinin Beşiktaş’a sempatisi vardı ve iyi birer Beşiktaşlı oldular.”

“Ben kendimi “Mülkiyeli” olarak görüyorum. Ama reji eğitimi almış olmak isterdim. Oyunculuğu bilen bir yönetmen, yönetmenliği bilen bir oyuncu olmak isterdim. Oyunculuğu doğuştan gelen bir yetenekle, iyi bir yönetmenle çözebilirsiniz. Yıllar içinde de sürekli bu işin içinde bir şeyleri öğrenirsiniz. Ancak teknik bilgi başka bir şey. Mesela duygularla bir şiir yazabilirsiniz ama roman yazmak için, öykü yazmak için teknik bir bilgi gerekir. Yönetmenlikte de bu böyledir.”

“Dönem oynarken oyunculuk tavrını günümüzün jestleriyle göstermemek lazım. Dönemin sosyolojisini iyi bilmek lazım. Mesela Yeniçeriler “Allah Allah” diye saldırır ama “çak” diye beşlik hareketi yapmazlar. Sadece fes ya da kaftan giyerek dönemin ruhunu veremezsiniz. Mustafa Kemal, Kazım Karabekir, İsmet İnönü sadece asker olarak değil, birer bilim adamı olarak yetiştiler bana göre. Her biri birkaç dil bilen, felsefi düşünebilen, aynı okuldan mezun olmalarına rağmen farklı fikirler üretebilen insanlardı. Yani fark yaratabilmek lazım, meselelerinin derinine inebilmek ve merak duygusunu geliştirmek gerek.”