Hayri Cem
Beşiktaş masaya nasıl yumruğunu vurur?
Ajans Beşiktaş - Beşiktaş’a karşı bir operasyon yapıldığını, bu operasyonun arkasında organize bir güç olduğunu geçen sezondan beri bıkmadan usanmadan yazıyorum. Hatta Adana Demirspor ile ligin ilk yarısında oynadığımız ve 3-3 berabere bırakıldığımız maç ile ilgili Ajans Beşiktaş’ta yayınlanan yazımın başlığı da “Organize İşler Bunlar” idi.
Uzun bir süre, BJK yönetiminin de bunun farkına varması için umutla bekledim. Nihayet, Başkan ve yönetim kurulu üyeleri de takımımıza karşı yapılan bu kasti hakem hatalarının organize bir iş olduğunun farkına vardı.
Peki, bu organize çeteyle nasıl mücadele edilecek?
Sert demeçler vererek bu işler düzelmiyor. Hele ki bu sert demeçler sürekli, her maçtan sonra yapılınca etkisini iyice yitiriyor ve karşımızdaki çete daha da cesaretleniyor. Ayrıca, taraftarın da yönetime karşı güveni hızla kayboluyor. Oysa bu gibi durularda camianın kenetlenip, mevcut yönetimin arkasında durması ve birlikte mücadele etmesi gerekiyor.
Mevcut yönetim, içine çekildiğimiz bu durumun iletişimini ne kamuoyu ile ne de camiamız ile yeterince yapamıyor. Oysa camianın desteğini almanın yolu şeffaf iletişimden geçer. Yaşanılan zorluklar camia ile net bir şekilde paylaşılmadan, camianın desteğini almak mümkün değildir. Şayet Beşiktaş yönetimi bu çeteler ile ciddi bir mücadeleye girişecekse, camianın desteğini alması şarttır. Bu destek olmadan girişilecek mücadele başarıya ulaşamayacağı gibi Beşiktaş’ımıza da zarar verir.
O halde ne yapılmalı?
Öncelikle, sivrisineklere değil, bataklığı kurutmaya odaklanmalıyız. Sadece hakemlerle mücadele etmek sorunu çözmez. Nitekim bu organize çete, sırf camianın ‘gazını almak’ için bazı miadını doldurmuş hakemleri kolaylıkla feda edebilir. Ama sorun başka hakemlerle devam eder.
Beşiktaş yönetiminin yapması gereken şey, TFF genel kurul yapısını ve bazı yönetmeliklerini değiştirmektir. Şimdi bana, kolay mı bunu yapmak, diyenler çıkacaktır. Elbette kolay değil. Ancak sistemi değiştirmeden yola devam edilirse bu sorun sonsuza kadar devam eder.
Artık herkes, siyasetin sporu şekillendirdiğinin ve istediği gibi manipüle ettiğinin farkında. Zaten ligin ilk sıralarını işgal eden takımların başkan ve yöneticilerine baktığımızda, bu yöneticilerin hepsinin iktidarla çok yakın ilişkileri olduğunu görüyoruz.
2023 yılında yapılması planlanan seçimler aslında bir çıkış noktası olabilir. Zira siyasilerin ligi dizayn etme çalışmaları da bir seçim yatırımıdır. Anadolu seçmeninin oyunu almak için, Anadolu takımlarının üç büyükler önünde ligi tamamlaması hedefleniyor.
Beşiktaş yönetimi kararlı ve radikal kararlar alırsa bu kaosu bir fırsata dönüştürebilir.
Nasıl mı?
Şimdiden, TFF’de yapılmasını istediği değişiklikleri belirleyerek, bu değişiklikler yapılmazsa ligden çekileceğini deklare ederek!
Seçim öncesinde iktidardakilerin böyle bir krizi yaşamak istemeyeceğinden emin olunuz. İktidardan gelecek tepkileri göğüsler ve kararlılık gösterirlerse, talep edilen değişikliklerin kabul edileceğinden eminim.
Buradaki en önemli sorun, Başkan ve yöneticilerin kendilerine ve şirketlerine yönelik yapılacak mali baskıları göğüsleyebilmelerinde yatıyor. Bu yüzden hep, iş insanı başkan seçilmesine karşı olmuşumdur. Rahmetli Süleyman Seba başkanın en büyük avantajı buydu; kaybedecek bir şeyi yoktu.
Beşiktaş böyle bir tavır içerisine girerse bazı yasal yaptırımlarla karşı karşıya kalacaktır. Örneğin; bir alt lige düşürülebilir, federasyon ve TV yayın gelirlerinin önemli bir bölümünü kaybedebilir.
Beşiktaş yönetimi, yürüteceği iyi bir iletişimle camiayı arkasına alırsa, bu sorunların üzerinden rahatlıkla gelebilir. Ayrıca, Beşiktaş’ın bu taleplerini iyi anlatabilirse başka kulüplerin desteğini de alabilir.
Yeter ki bu mücadeleyi sonuna kadar kararlılıkla sürdüreceği konusunda camiayı, kamuoyunu, diğer kulüpleri, TFF’yi ve siyasileri inandırabilsin.