"Bu yenilgi Beşiktaş’ı fazla sarsmaz"
Milliyet gazetesi yazarı Şansal Büyüka, Fenerbahçe-Beşiktaş karşılaşmasını değerlendirdi.
Ajans Beşiktaş - Yazıyı yazarken Fenerbahçeli Janssen canlı yayına geldi. Görüşlerini yansıtırken “Çılgın bir derbi oldu” dedi. Gerçekten öyle... Beş kırmızı kartıyla, iki penaltısıyla, Şenol Güneş’in tribünlere gönderilmesiyle, verilen-verilmeyen kararlarıyla, bir saniye olsun düşmeyen tansiyonu ile gerçekten çılgın bir akşam, çılgın bir derbi oldu.
Fenerbahçe ne kadar kötü olursa olsun, ne kadar eksik olursa olsun, bir kez daha inandım ki, derbilerde bir büyüsü var. Kadıköy’ün derbiler adına “yıkılmaz” bir tarafı var. Beşiktaş’ı yenebilmek, futbol olarak, sonuç olarak Beşiktaş’a üstünlük sağlayabilmek çok kolay değil... Ama Beşiktaş özellikle ilk yarıda rakibinin işini kolaylaştıran çok ciddi yanlışlar yaptı. Hatta sağ kanatta kendisini imha etti. Beşiktaş’ın kabul etmek gerekir ki en güçlü özelliklerinden biri, kanatlarda son derece etkili olması... Ama baktık özellikle ilk yarıda sağ kanatta Medel müthiş aksadı. Daha ilk 15-20 dakikada Şenol Hoca “Keşke Necip’i oynatsaydım” demiş midir merak ediyorum. Medel gibi üst seviyede bir oyuncunun, Avrupa’nın en güçlü takımlarında forma giymiş bir oyuncunun, rakibine arkadan böyle acemice bindirmesi, hakeme penaltıyı çalma konusunda şans vermesi çok da kabul edilebilir değil... Önünde oynayan Quaresma’nın da kırmızı kartla oyun dışında kalması Beşiktaş’ın sağ kanadını adeta çökertti.
Beşiktaş sol kanadını geride bıraktığımız haftada, yani Caner-Babel ikilisini Porto takımı bile durduramamıştı. Ama Fenerbahçe, Giuliano’nun çok da defansif özelliği olmamasına rağmen, bu alanı özellikle ilk yarıda çok iyi kapadı. Öyle kapadı ki, İsla tek başına mücadele edip tek tehlikeye bile izin vermedi.
Fenerbahçe bununla da yetinmedi... Gene ilk yarıda, geri dörtlüsünün önüne de akıllı ve disiplinli bir duvar örüp, Beşiktaş’ın pas yapmasına, oyun kurmasına ve tehlike yaratmasına izin vermedi. Onar kişiyle başlayan ikinci yarıda roller değişti. Mehmet Ekici’nin çıkmasının ardından Fenerbahçe orta alan organizasyonunu kaybetti. Pas trafiğini ve üstünlüğünü yitirip, durup dinlenmeden gelen Beşiktaş ataklarını sadece uzaklaştırmaya çalıştı.
Beşiktaş’ın ciddi baskı kurduğu dakikalarda Fenerbahçe göbeğinde önce Souza, sonra Neustader sahneye çıktı. Ozan da akıldışı bir gol kaçırmasına rağmen sıkıntılı dakikaların çalışkan adamı olarak ortaya çıktı.
Caner’in ikinci yarıda biraz da içeri kaçmasından sonra olağanüstü çabası ve çalışkanlığı Beşiktaş’ın gol bulmasına yetmedi. Kameni’nin de hakkını teslim edelim. Tam 42 maç sonra Volkan’dan teslim aldığı bir derbide, kaleyi ve formasını sağlama aldı.
Benim anlamadığım, Beşiktaş eksik kaldıkça, Fenerbahçe’nin ışık hızıyla buna cevap vermesi ve kırmızı kartları görmesiydi. Oysa büyük ve usta takımların rakibin eksik kalışını avantaja çevirmesi gerekmez mi?
Hakem Ali Palabıyık elbette çok konuşulacak. Penaltıları ve kırmızıları haklıydı. Beşiktaşlı Negredo’nun bir golü adeta “güme” gitti. Ofsaytla uzaktan yakından ilgisi yok. Bunun faturası Ali Palabıyık’a mı çıkar, yardımcıya mı bilemem ama, bildiğim bu pozisyonda Beşiktaş’ı kötü yaktılar. Tabi bir de Hasan Ali’nin Cenk’e müdahalesinde ciddi bir penaltı tartışması var. Bu yenilgi Beşiktaş’ı fazla sarsmaz. Hesaplarını altüst etmez. Ama bu galibiyet Fenerbahçe’yi hayata, lige ve yarışa yeniden döndürdü.