Gürel Yurttaş
Galatasaray'ı kutlarım, çok cesur oynadı!
Şaşırdınız değil mi başlığı okuyunca...
"Adama bak, 3-0 yenilen takımı kutluyor!" dediğinizi duyuyorum sanki!
Ya da... Tersten bir şeyler demek istediğimi sanıyorsunuz değil mi?
Hayır hayır!
Ben sahiden de kutluyorum Galatasaray'ı. Çünkü Yeni Malatya gibi oynamadı!
Beşiktaş, Yeni Malatya ile golsüz berabere kaldığında neler söylemişlerdi unuttunuz mu? Unuttuysanız madde madde hatırlatayım:
- Beşiktaş artık bitti!
- Beşiktaşlı futbolcular başarıya doydu, isteksizler!
- Beşiktaş kötü bir takım oldu!
- Bu Beşiktaş'tan bir şey olmaz!
Oysa yanlış yorumlardı bunlar. Çünkü Beşiktaş'ın karşısında futbol oynamak isteyen bir takım yoktu ki futbol oynasın! Beşiktaş'ın karşısında 11 kişiyle defansa çekilmiş, taktiğini rakibini oynatmamak üzerine kurmuş, bol faullü oynayan bir takım vardı. Hele ikinci yarıda top Beşiktaş'ın yarı alanına kaç kez geçmişti hatırlıyor musunuz?
Galatasaray ise çok cesur oynadı!
Gerçi ilk yarıda daha çok savunmada kalmayı tercih etti ama...İkinci yarıda açılınca karşısında Şampiyonlar Ligi takımını buldu.
Galatasaray oynatmamak yerine oynamak isteyince... Beşiktaş oynadı. Ve aradaki fark ortaya çıktı.
Unutmayın... Beşiktaş ligde bundan sonraki maçların hepsinde böyle oynayamayacak! Çünkü karşısına Yeni Malatya gibi biraz da sert yaparak oynatmamak taktiği ile başka takımlar da çıkacak. O maçlarda erken bir gol attın attın, atamazsan eğer galibiyetler zor olacak.
Ama artık kimse "Beşiktaş bitti, kötü takım, bunlardan bir şey olmaz" gibi yorumlar yapamayacak.
Çünkü Galatasaray maçı bir kez daha gösterdi ki... Beşiktaş Türkiye liginin en iyisi, bir numarası. Aksini iddia etmeye kalkan olursa hala gülün, geçin! Onları kimse ciddiye almayacak.
Evet... Galatasaray cesur oynamasının, Beşiktaş'ın üzerine gitmeye kalkmasının, ilk golü yedikten sonra daha da açılmasının faturasını ucuz ödedi yine de... Tarihi bir fark olacakken maç 3-0 bitti.
Her dakika pozisyon, bazı dakikalarda çifte pozisyon! Buna kim dayanabilir ki? Muslera gibi bir kalecinin bile başı döndü. Herhalde Fabri ve Pepe dışında pozisyona girmeyen yok gibiydi. Sağdan, soldan, ortadan... Orkestra şefi Oğuzhan! Kafa yiye yiye pes etmeyen, tekmelerden yılmayan Tolgay Aslan... Top çalmada rekor kıran Atiba... Kenarlarda Quaresma - Babel... İleride Cenk Tosun! Durmadılar, durdurulamadılar.
"Sağbek" Gökhan Gönül kaç atağa kalktı, kaç kez bindirme yaptı? Bir araya sayayım dedim, şaşırdım! Hızına yetişemedim, yoruldum, kaldım!
"Stoper" Tosic "gizli santrfor mu? Hırsından topu ısıracaktı, bu olmayınca sağ ayağıyla 90'a taktı!
Her biri... Siyah beyazlı futbolcuların her biri birer Kartal'dı!
Bu arada... Bir de şu var: Arkadaş bu kadar gol kaçar mı?
Hadi bu maçta pozisyon bolluğu yarattınız? Ya yaratamayacağınız maçlarda? O pozisyonların bir tanesini bile zor bulduğunuzda kaçırırsanız ne olacak?
Bakın Negredo'ya... Girdi oyuna, kaleciyle karşı karşıya kaldığında ne yapılacağını uygulamalı ders niteliğinde gösterdi.
İşte budur Quaresma! İşte budur Medel! İşte budur Babel! İşte budur!
Sonuçta... Kutluyorum Beşiktaş'ı. Futboldan soğumaya başlayan Türkiye'ye son iki, üç yıldır futbolu sevdirdi diye... Galatasaray karşısındaki futboldan zevk almayan yoktur herhalde.
Kutluyorum Şenol Güneş'i... Teknik direktörlerin tartışıldığı dönemde ders veriyor herkese. Futbolcuyu nasıl kullanacağını biliyor, taktik dersen kralını uyguluyor. Kararlarına herkes saygılı. Negredo gibi bir adam bile yedek kaldım diye küsmüyor! İstersen son dakikada girsin oyuna, öyle motive ki çıkıp, golünü atıyor. Oğuzhan kulübede bekliyor bekliyor, ilk onbirde görev aldığında bir ağzıyla kuş tutmadığı kalıyor.
Kutluyorum Fikret Orman'ı... O stadı, bu takımı, şahane ortamı yaratan bir numarayı. Sağol başkan, varol başkan. Beşiktaşlılar adına 10 tam puan.