İnsan biraz mahcup olur
Yeni Şafak yazarı Ergin Aslan Milli Takımı ve Stefan Kuntz’u değerlendirdi.
Ajans Beşiktaş - Yeni Şafak yazarı Ergin Aslan Milli Takımı ve Stefan Kuntz’u değerlendirdi. Milli Takımın Faroe Adaları maçında aldığı mağlubiyeti, futbolcuları eleştirdiği yazının işte detayları…
Lige verilen araları oldum olası sevmem. Hele bir de bu aralarda Milli Takım kötü sonuçlar aldıysa ortalık toza dumana bulanır. Yine o günlerden geçiyoruz. Ancak bu sefer “kötü” diye tabir edilecek bir durum yok ortada. Yani Lüksemburg’dan 3 gol, Faroe Adaları’ndan 2 gol yiyip kazanamamayı tarif ederken kötü sıfatı hafif kalır. Futbol tarihimizin önemli rezaletlerinden bir tanesi yaşandı. Topun ağzında teknik direktör Stefan Kuntz var. Memlekette adettir; Ahmet’e laf söylemeye gözü kesmeyenler onun altındaki Mehmet’e söyler. Mehmet üzerinden Ahmet’le olan hesabını görür.
HEDEF SAPTIRMAYIN
Stefan Kuntz’un Türk Milli Takımı için yetersiz olduğunu çok defa söyledim. Hele bu maçlardan sonra kalkıp bize Türk futbolunun yapısal sorunlarını anlatmaya başlaması, gerginliğimizi iki katına çıkardı. Birbirinden tutarsız cümlelerle, kadro tercihini anlatırken oyuncu ve organizasyon kalitesizliğini dile getirdi. Hedefinde spor medyası vardı. “Sorunların temeli onlar” demeye getirdi. Bu ülke futbolu bu ülkede futbol ortamı çok karışık, çok çetrefilli. Biz bunu biliyoruz elbette. Ama senin de üst düzey bir takım için teknik direktörlük kariyerine yazacağın 2 cümle yok. Şimdi gelmiş, Lüksemburg ve Faroe Adaları rezaletlerinden sonra hedef saptırıyorsun. Yapısal sorunlar, bu iki maçtan sonra mı konuşulur? Bu maçları kazanmak için kulübede Klopp olmana gerek yok. Bu maçtan sonra sadece mahcup olunur.
MASAYA VURMAK NEDİR!
Ardından Milli Takımlar Sorumlusu Hamit Altıntop aldı sazı eline. İki cümle bekledim, “Bu maçların izahı yok. Türk halkından özür dileriz. Gerekli değerlendirmeyi yapacağız” deyip, birkaç gün sonra sakin kafayla olup bitene dair açıklama yapması. Öyle mi oldu? Tabi ki hayır. Hamit Altıntop, Kuntz’a göre vitesi çok daha artırdı medyaya yüklenirken. Dersin ki sahaya 11 medya mensubu çıkmış, ne savunmada ne hücumda varlık göstermiş, Milli Takımlar Sorumlusu da onlara fırça atıyor. Önce elleri cebinde konuşuyor, sonra elini cebinden çıkartıp masaya vura vura devlet televizyonunda, süreci eleştirenlere hesap soruyor. Gündemi bu iki maçtan çıkartıp bambaşka bir yere taşıyor. Hamit Altıntop, Alman Milli Takımı’ndan sorumlu olsa, hesap vermesi gerekirken çıkıp masaya vura vura hesap sorabilir mi? Beckenbauer’in, Rummenigge’nin organizasyonunda çalış da başarısızlıktan sonra masalara vura vura konuş bakalım. Bu nasıl bir üsluptur. Bu nasıl bir zeytinyağı gibi üste çıkmaktır.
Yorumcu eleştirdi diye mi savunma, arkasına atılan topa yetişemedi, yorumcu eleştirdi diye mi kaleci hatalı çıkış yaptı, yorumcu eleştirdi diye mi hücumda organize olunamadı. Ben spor medyası harikulade demiyorum, lakin elma ile armudu karıştırmayın. Kendi sorumluluk alanınızdaki başarısızlığın hesabını verecekken hesap sormaya kalkarsanız, bir dakika derler!
FUTBOLCULARIN HALİ!
İki çift laf da futbolcu kardeşlerime; Bu mahcubiyeti sizin, herkesten çok hissetmeniz lazım. Lüksemburg ve Faroe Adaları’nı yenmek için ne teknik direktöre ne idareciye ihtiyacınız var. Milli formayı giyme şerefine nail olmuşsunuz ama 2 maçta bunun hakkını veremediniz. Siz de gidin bir köşede mahcup olun. Büyükleriniz gibi hem suçlu hem güçlü görüntü vermeyin. Bu süreçte yapılacak en mantıklı iş bir köşede bu maçların mahcubiyetini yaşamaktır. (Yeni Şafak)