Şenol Güneş'in teknik adamlığı ve kariyeri tartışılmaz. Bir süre necip Türk spor medyası giydiği takım elbiseye kafayı takmıştı ama bu boş adam lakırdılarına herkes gülmüştü. Şenol hoca bu adamlara göre şu an iyi giyiniyor mu bilinmez. Ancak taraflı tarafsız herkes Şenol Güneş'i ve Beşiktaş'taki aile yapısını takdir etmeli. Monaco maçında Talisca'yı kızağa çekmesi, medyaya yansımasa da oyuncuyla yaptığı görüşmeler ve başkan Fikret Orman'ın bir başkan gibi değil de bir baba gibi futbolcularla ilgilenmesinin sonucunda Talisca normal ayarlarına geri döndü. Göztepe maçını da bir gol ve bir asist ile tamamladı.

Göztepe ligin en özel takımlarından biri. Tamer Tuna'nın pozitif futbol felsefesini iyi benimsemiş oyunculara sahip. Beşiktaş'ın Monaco yorgunluğundan faydalanıp oyuna ilk yarı boyunca hükmettiler. İkinci yarıda ise Beşiktaş biraz Beşiktaş gibi oynayınca maç koptu. Dört haftalık puan kaybının ardından Alanya ve Göztepe gibi zorlu deplasmanlardan altı puan çıkarmak önemli. Beşiktaş, Şampiyonlar Ligi'nde başarı hedeflediği kadar ligde de şampiyonluğu iliklerine kadar istiyor. Siyah beyazlıların ligin ilk yarısını ya lider ya da liderin 1-2 puan gerisinde kapatacağını düşünüyorum.
 

Hakemlere alkol kontrolü!
Beşiktaş'ın ve ligin genel seyrinden bağımsız olarak hakemlere ayrı bir parantez açmak lazım. Kara Kartallar'ın maçını seyrederken bir yandan da gözüm Sivasspor maçındaydı. Cüneyt Çakır öyle bir penaltı kartı verdi ki tüm futbol paydaşlarına sabır diliyorum. Hüseyin Göcek ise yine bildiğiniz gibi. Beşiktaş'ın yediği gol ofsayt. Hadi burada ihale yardımcıda diyelim. Ancak Talisca'ya yapılan faulü atlamak bambaşka bir deneyim. İşin esprisi bir yana TFF hakemlerine bir "ne oluyor arkadaşlar" desin.  Bu gidiş gidiş değil.