John Benjamin Toshack'tan Beşiktaş itirafları
Beşiktaş'ın eski teknik direktörlerinden John Benjamin Toshack, Türkiye ve siyah beyazlı kulüple ilgili açıklamalarda bulundu.
Ajans Beşiktaş - Beşiktaş'ın eski teknik direktörlerinden John Benjamin Toshack, otobiyografisinde Beşiktaş ve Türkiye günlerine de değindi. Galli Teknik adam Benjamin Toshack, Türk futbolu ve Beşiktaş'ta geçirdiği dönemle ilgili övgü dolu ifadeler kullandı. İstanbul'un futbol için özel bir şehir olduğunu belirten terübeli futbol adamı, Türkiye'de birçok şey öğrendiğini söyledi.
"TÜRKİYE'DE ÇOK ŞEY ÖĞRENDİM"
"Türkiye eşsiz bir ülke. Orada çalışmak istiyorsanız etrafınızda neler olup bittiğinin farkında olmalısınız. Türkiye'ye gitmek Londra'dan Manchester'a, hatta Galler'den İspanya'ya gitmek gibi bir şey değil. Nerede olduğunuzu ve kiminle uğraştığınızı, oyuncuların nasıl olduğunu ve arkanızda neler olup bittiğini anlamalısınız. Batı Avrupa'dan birinin Türkiye'de hayatta kalması kolay değil. Türkiye deneyimi hocalık açısından benim için çok önemliydi. Ülkedeki insanların farklı kişilikleri ve zihniyetleri hakkında çok fazla şey öğrendim. Sadaece çalıştığım futbolcular değil, gazeteciler, teknik direktörler, başkanlar ve taraftarlar hakkında da çok şey öğrendiğimi düşünüyorum. Tüm bunlar İstanbul'da bulunduğum süre boyunca ayakta kalmamı sağladı."
"İSTANBUL MUAZZAM BİR ŞEHİR"
"İstanbul muazzam bir şehir. Beşiktaş'a geldiğimde beni boğazın kıyısındaki Swiss Otel'e yerleştirdiler. Sahilde oturup işimi yapardım. İnsanların nasıl hareket ettiğini izlemek için kafelere otururdum. Bazen vapura binip karşı tarafa geçerdim.Sahildeki balık restorantlarına oturur yemek yerdim. Tarihi yerlerini de çok sevdim."
"DERBİLERDE ÇILGIN ATMOSFER VARDI"
"Türkiye'de muazzam bir koşuşturma var ve İstanbul futbol için çok özel bir şehir, Ülkedeen büyük üç kulüp var - Asya yakasındaki Fenerbahçe ve Avrupa'daki Galatasaray ve Beşiktaş. Gerek futbolu aralarındaki maçlarda izliyorsunuz. Beşiktaş'tayken en çılgın atmosferler derbi maçlarında yaşanırdı."
"İNÖNÜ STADI, ŞEHRİN EN GÜZEL YERİNDEYDİ"
"Pele, Beşiktaş'ın eski zemini olan İnönü'de Santos'da oynamıştı ve oynadığı en güzel stadyumlardan biri olduğunu söylemişti. Şehrin en güzel yerindeydi İnönü Stadı. Boğazı hemen görebiliyordunuz."
"BEŞİKTAŞ'IN NE KADAR BÜYÜK BİR KULÜP OLDUĞUNU GÖRDÜM"
"Deportivo'dan ayrıldığımda İngiliz kulüplerinden teklifler aldım. Southampton'dan Rupert Lowe ile konuştum, Francis Lee ve Mike Summerbee ile Manchester City için konuştuk. İstanbul ve Beşiktaş çok daha ilginç geliyordu. Kulübün başkan yardımcısı Serdar Bilgili'den bir telefon aldım. Barça'da bulunan ve onu benimle temasa geçiren Bobby Robson ile konuşmuş. Serdar Bilgili başkanlık koltuğunu Süleyman Seba'dan devralacaktı. 2 yıllık sözleşme imzaladık. İstanbul'a geldiğimde gördüğüm her şeyden çok etkilendim. Beşiktaş'ın ne kadar büyük bir kulüp olduğunu hemen gördüm."
"FATİH TERİM'İN GALATASARAY'INI GEÇMEK KOLAY DEĞİLDİ"
"Beşiktaş'a geldiğimde Galatasaray ligi etkisi altına almıştı. Fatih Terim'in Galatasaray'ı geçmek hiç kolay olmayacaktı. Türk Spor Yazarları Kupası'nda Galatasaray'a 6-0 kaybettiğimizde feci bir başlangıç yapmıştık. O maçta çok sinirlendim. Fatih Terim'e o gün hakemlerin farklı muamele uyguladığını hissettim."
"YERLİ FUTBOLCULARLA SORUN YAŞADIM"
"Ertuğrul Sağlam ve yaratıcı orta saha oyuncusu Mehmet Özdilek dışında yerli futbolcularla sorunlar yaşadım. Yaşadığım en büyük problem o zamanki yerli futbolcuların oyunun taktik bölümünde iyi eğitilmemesiydi. Antrenörler dört ya da üç arka çizgi oyuncusuyla oynamaktan korkuyorlardı, çünkü Türk futbolcular çok kolay bir şekilde konsantrasyonlarını kaybediyorlardı. Bu yüzden adam adama savunmayı uyguladık."
"AMOKACHI ÇOK ÜNLÜYDÜ"
"Transferlere elim değmedi. Ben geldiğimde çoktan bitirmişlerdi transferi. En iyi oyuncumuz Yordan Letchkov gibi görünüyordu ancak ara sıra etkili oldu. Disiplinli bir oyuncu değildi. Bu sebepten ilişkimiz kötüydü. İleriye dönük planlarım arasında yer alan Nihat Kahveci vardı. Benim döneminde ilk 18'e giriyordu. Müthiş bir sağ ayağı olan patlayıcı bir oyuncu, süper bir yetenekti. Daniel Amokachi, Türkiye'de çok ünlü bir oyuncuydu. Topu almayı ve ve savunmayı arkasında koşturmayı çok severdi."
"TÜRKİYE'DE YABANCI TEKNİK DİREKTÖR OLMAK ÇOK ZORDU"
"Beşiktaş'ta mutluydum. Neredeyse iki yıl orada kaldım, ki bu kolay olmadı. Uzun zamandan beri tanıdığım Real Madrid başkanı Lorenzo Sanz'dan bir telefon aldım. Real Madrid, La Liga'da 6. sıradaydı. Benim takıma geçmemi istedi. Türkiye'deki geleceğim konusunda bir belirsizlik vardı. Teklifi kabul etmek mantıklı geldi. Türkiye'de yabancı teknik direktör olmak çok zor. Sürekli baskı altındasınız. Camia çok kısa zamansa çok iyi sonuçlar görmek istiyor. Bu nedenle yabancı hocalar ve yabancı oyuncular için hiçbir zaman yeterli sabır yok. Vicente del Bosque'a bakarsanız, 2004'te Beşiktaş'a geldi ve 8 ay sonra gitti. çünkü taraftarlar ve basın onun futbol hakkında hiçbir şey bilmediğini söyledi. Sonra kazandığı başarılar ortada. İstanbul'da geçirdiğim süre boyunca çok şey öğrendim. Kelimenin her anlamında çok başarılı bir deneyimdi. İki büyük kupa kazandım ve bir Türk takımıyla Avrupa macerası yaşadım." (Futbol Arena)