Eray Emin Aydemir
“Kocaman” Güneş
Ezeli rakip Fenerbahçe karşısında alından derbi galibiyetini Beşiktaş açısından hayata geri dönüş olarak yorumlayabiliriz.
Maçtan önceki genel tabloya baktığımızda her şey Beşiktaş’ın aleyhineydi. Bayern Münih maçında alınan olumsuz sonuç, takımın genel form düşüklüğü yetmezmiş gibi medya üzerinden Beşiktaş’a yürütülen kara propaganda çalışmaları ve hakemlerin rezil performansları Fenerbahçe’yi maçın favorisi durumuna getirmişti.
Ancak Beşiktaş camiası yaşanan bu olumsuz tabloya rağmen 7’den 77’ye kenetlenerek ve bir büyük camia nasıl olur herkese göstererek Fenerbahçe’yi yenmeyi başardı.
Hem de ne yenmek!
Maçın henüz başında ofsayttan atılan golle (hakem hatası olduğunu kesinlikle düşünmüyorum) Fenerbahçe öne geçirken Beşiktaş golün santrasının ardından Fenerbahçe’yi sahadan sildi. Aciz duruma düşen Fenerbahçe skoru korumayı hedeflese de ikinci yarıda Vida’nın golü bir anlamda Fenerbahçe’nin oldukça rahatsız bir şekilde izleyeceği korku filminin fragmanıydı.
Güneş yeniden doğdu
Ardından sahada bir satranç oyunu başladı. Beşiktaş rakibinin üzerine yüklenirken gözler Aykut Kocaman’a çevrildi ancak kritik hamleyi bir futbol ustası Şenol Güneş yaptı. Golü atan Vida’yı oyundan alıp Negredo’yu oyuna dahil etmek tamamen usta bir teknik direktör işi. Şenol Güneş’in bildiğimiz taktisyen Güneş’e geri dönmesi bir anlamda Kara Kartalların Fenerbahçe’nin ipini çekeceğini müjdeliyordu. Aykut Kocaman ise Şenol Güneş’in bu ustaca hamlelerini endişeyle izleyen çırağı gibiydi. Taktiksel olarak meslektaşına “Kocaman” bir ders veren öğretmen Şenol Güneş’i gördük bugün.
Quaresma, Quaresma
Futbol güzel oynandığında bir oyundan daha çok sanatı andırıyor. Quaresma Türk futbol tarihinin gördüğü en özel sanatçılardan biri. Fenerbahçe kanatlarını felç etti. Attığı gol eski Quaresma’yı hatırlattı bizlere. Portekizli “ben bu takımın yıldızıyım ve bunu herkese göstereceğim” diyerek çıkmış sahaya. Onu izlemesi büyük zevk.
Havada durdu şahitleri var
Maçın özel isimlerinden birine değinmesek hata olurdu. Medel gerçekten çok ilginç bir oyuncu. Kusursuz oynadı. 2.1 metreye zıplayıp vurduğu kafa Fenerbahçe’nin öne geçmesini önlerken bir anlamda maçın en kritik anlarından birine tanık olduk. Lakabı pitbull ama bence bal porsuğu kendisine daha uygun. Çılgın, tek kelimeyle profesyonel ve hiçbir şeyden korkusu yok.
“Mini mini bir kuş” polemiği
Günlerce medyada yazılıp çizilecek bir polemiğimiz daha oldu. Hayırlı olsun. Konu çok uzatılacak ama şunu söylemem yeterli olacaktır. Saygı görmek istiyorsanız nasıl davrandığınıza dikkat edin. Yıllarca Şampiyonlar Ligi’ne gidememiş bir ekip resmi kanallardan Bayern Münih marşı çalarsa bu yaklaşımı sonuna kadar hak eder. Üzülmece darılmaca yok.