Ajans Beşiktaş - Yaşı 32 ama sahada gençlere taş çıkartırcasına savaşan bir isim Adriano Correia. Bitmek tükenmek bilmeyen enerjisi ile arkadaşlarına güç katan Brezilyalı, kendisi hakkında bilinmeyenler, hocası Şenol Güneş ve daha birçok konu ile ilgili Habertürk’e samimi açıklamalarda bulundu.

Şenol Güneş ile aran nasıl? Şenol Hoca’nın en belirgin özelliği nedir?
"Şenol Güneş gerçekten değerli ve farklı bir insan... Kapısı oyunculara her zaman açık... Bir teknik adam için en önemli özellik bu. Bazen saygıdan dolayı insan bir adım geride kalabiliyor. Oyuncu ile ilişkisi önemli. Antrenörün, futbolcu ile ilgili bilmesi gereken şeyler var. Futbolcunun da öyle... Çok tecrübeli. Futboldaki geçmişi belli...

Bizim için babacan, sembol bir isim. Bizim kendi aramızdaki ego çatışmasını önleyen insandır Şenol Güneş. Çünkü ego, iyi bir şey değil. Çünkü takımı bölebilir. Bu egoyu bastıran hocamızdır. Bizi aynı hedefe çok iyi şekilde hazırlıyor. Oyuncuyuz, iyi günlerimiz ve kötü günlerimiz var. Aynı gemideyiz. Hoca bunu hep hatırlatıyor. Hep iyi niyetli olarak yanımızdaki arkadaşımıza yardım etmek lazım. Hoca herkesten alacağını alıyor."

Futbola nasıl başladın? Çocukluğunda ne gibi zorluklar yaşadın? Ümidini kestiğin zamanlar oldu mu? Futbolcu olmasaydın hangi mesleği seçerdin?
"Çocukluğum zor geçti. Brezilya’da birçok çocuk gibi zorluklar yaşadım. Büyük çoğunluk gibi hayalim futbolcu olmaktı. Herhalde 9 yaşındaydım, belki de daha ufaktım. Babam futbolcu olmasa da futbolu çok severdi. Hafta sonları hep oynardı. Babamın böyle olması benim de oyuncu olma isteğimi tetikledi. 9 yaşında futbol okuluna başladım. Babamın çalıştığı şirketin yan tarafında okul vardı orada başladım. Hafta içi futsal, hafta sonu normal sahada...

Her geçen gün hayalime ulaşıyordum. Profesyonel olmak için her şeyi yapıyordum. İstek içimde büyüyerek devam etti. Kafama birçok soru işareti geldi. Birçok kez bırakmayı düşündüm. Salon futbolunda oynadığım Parana Kulübü’nden atıldım. Annem ve babam hep destek verdi. Annem bana ‘Sakın durma, devam et. Sen işini düzgün yaparsan muhakkak sonuç alacaksın’ dedi. Bazı aileler destek vermiyor, bazıları ise tam tersi. Bana hep inandılar. Bana kuvvet verdiler. Anne ve babadan başka kimse çocuğa güç veremez.

Salon futbolundan beni göndermeleri bana ayrı bir şans kapısı açtı. Bir arkadaşım beni Coritiba’ya götürdü. 14-15 yaşlarındaydım. Seçmeye girdim. 80 oyuncu arasından 2 kişi seçildi, biri bendim. Teknik kapasitemi artırdım. 2 sene 17 yaşına kadar genç takımda oynadım. Sonra beni A takıma aldılar. O sezonu bütün maçlarda oynayarak tamamladım. Futbolcu olmasaydım mimar olabilirdim.

Hayat felsefen nedir?
"Hayatı basit yaşarım. Hayallerimi gerçekleştirdikten yani futbolcu olduktan sonra anne ve babama iyi bir hayat vermek istiyordum. Babam bisikletle işe giderdi. Onlara söz vermiştim. Ablam da bana daha iyi bir hayat vermek için hep çok çalıştı çift mesai yaptı. Bu durum beni daha da güçlendirdi. Ben de onlara şimdi elimden geldiğinin en iyisini veriyorum. Bana cesaret verdiler her zaman.

Çocukluğumdan beri hayat tarzım değişmedi. Allah’a şükür birçok şeyim var. Ekonomik olarak iyi ve sakin durumdayım. Ailemle beraber yaşamayı seviyorum. Tatillerde ailemi ziyaret ediyorum, akrabalarımı ziyaret ediyorum. Normal insanlar gibi yaşamayı seviyorum. Marketlere gidiyorum. Şükretmek benim için önemli. Şükrettiğiniz zaman işleriniz daha kolay oluyor. Allah daha çok veriyor insana. Ben de bu alışkanlığı çocuklarıma aşılamaya çalışıyorum."

Beşiktaş futbolculuk anlamında senin için son durak mı?
"Buradan nereye gideceğimi hiç düşünmedim. Burada devam edebiliyorsam etmek isterim. Tabii ki kulübün de kararı önemli. Ama bugün itibarı ile çok mutluyum. Geçen sezonki maç tempomu yakalamak istiyorum. Geçen seneden daha iyi işler çıkarmak isterim."

Geçen seneden daha zor olacağını biliyordum. geçecek?
"Kendi kendimizi, otokontrolümüzü sağlamamız lazım. 2 yıl üst üste şampiyon olduk. Doğal olarak, doymuşluk ve rahatlama olabilir. Ama şampiyon olma arzusunu en yukarıda tutmamız lazım. Kulüp altın çağını yaşıyor. Kulübün ileri dönük projesi çok kuvvetli... Biz oyuncular olarak bu kulübün değerini bilip kendimizi bu fotoğrafın içine atmalıyız. Futbol değişken ve dönemsel bir oyun. Hazır elimizde şampiyon olma şansımız varken bunu değerlendirmek lazım.

Nelerden hoşlanırsın? Bundan sonraki hedeflerin nedir?
"Müzik dinlemeyi seviyorum. Şimdi sportif direktörlük kursuna başladım. Ben de bir öğrenciyim artık, online olarak ders alıyorum. İstanbul’daki mekânları geziyorum, zevk alıyorum. Gelecekte Beşiktaş’ta görev almayı düşünüyorum. Şimdi bile tecrübemle arkadaşlarıma elimden geldiğince yardım ediyorum. İleride kesinlikle burada çalışmak istiyorum. Bu büyük camianın yükselmesine, dünyanın devleri arasına girmesine yardım etmek için emek vermek isterim.

Barcelona gibi dev bir kulüpte oynadın. O günlerin nasıl geçti? Rüştü’den sonra Arda da oraya transfer oldu. Barcelona’da oynamak çok mu zor?
"Barcelona’da  hem kötü hem de iyi dönemlerim oldu. Sakatlıklar yaşadım. Bunlar olmasa daha çok oynayacağım zamanlar olurdu. Guardiola, Luis Enrique gibi teknik adamlardan çok şey öğrendim. Kendimi şanslı hissediyorum. Barça’ya her zaman minnettarım. Böyle bir kulüpte oynama şansı verdikleri için. Unutulmaz günler yaşadım. Birçok oyuncu o soyunma odasında bulunmak ister. Özellikle Guardiola ile birlikte tarihin parçası olmaktan gurur duyuyorum. Her oyuncunun hayalinde Barcelona vardır. Benim de oydu. Bunu başardım.

Barcelona’da da diğer büyük kulüpler gibi baskı var. Buradaki gibi 23 kişi var. Girmek kolay değil. Devamlı yüzde 100’ünü verecek durumda olman lazım. Yüzde 100 olmadığın zaman Beşiktaş da olsa Barça da olsa takıma girmen çok zor. Arda’nın durumu zor... Çünkü  başlangıcı zor oldu. Bence Arda’nın Barcelona’nın 11’inde oynayacak yeteneği var. İlk geldiğinde 6 ay oynamamıştı. Ondan sonra yeniden maç temposunu yakalamak zordur. Sonrasında da sakatlıklar yaşadı. Ama bu zorlukları aşacağına inanıyorum. Bizim bildiğimiz Arda Turan olacaktır."