Samsun Cumhuriyet Başsavcılığı: "Beşiktaşlılar sahaya girmedi. Girenler Konyaspor taraftarıydı"
Milliyet gazetesi yazarı Atilla Gökçe Beşiktaş-Atiker Konyaspor maçı sonrasında yaşananları değerlendirdi.
Ajans Beşiktaş - Usta gazeteci Atilla Gökçe bugünkü köşesinde şu ifadeleri kullandı: Samsun Cumhuriyet Başsavcısı Sayın Ahmet Yavuz ile konuştum. Beşiktaş - Konyaspor Süper Kupa maçıyla ilgili anlattıkları düşündürücü. Zaman zaman şaşkınlıktan kendimizi alamıyoruz. Öncelikle “Güvenlik zafiyeti görülüyor” biçimindeki sözleri, sakin hukuk diliyle açıklanan bir gerçeğin altını çiziyor:
“- Şahsen bu maçı statta izledim. Maç boyunca süren taşkınlık ve gerilimin sonunda olay çıkacağı belliydi. Bu maçta Passolig’in uygulanmaması, sorumsuz kişilerin stada girişine yol açtı. Daha önce de TFF tarafından organize edilen kupa maçlarında Passolig uygulanmamasının olumsuz etkilerini gördük. O maçlardan sonra (Antalya/Eskişehir) etkili cezalar verilebilseydi, Samsun’da olay çıkmazdı...”
Yavuz’un verdiği bilgilere göre olayda “görevi ihmal” gibi suçlar da söz konusu olabilir. Özellikle patlayıcı, yanıcı maddelerin (fişek ve çatapat) stada sokulmasında “organize” kuşkuları var. Örneğin, o fişekler koltuklara konulan formaların altında saklanmış. Yavuz, “Forma kolilerinin aranması, kontrol edilmesi gerekirdi” diyor. Sayın Başsavcı’nın görevlendirmesiyle 2 savcı İsmail Oran ve Periha Polat birlikte çalışıyorlar.
Peki gözaltına alınan kişi sayısı kaç?
10 civarında... Dokuz da olabilir on bir de! Olaya karışan kişi sayısının 2000 civarı da olduğu dikkate alınırsa, bu sayı çok düşük. Sayın Başsavcı, “Anlaşıldı ki maça taraf olan illerden (Konya/İstanbul) saldıran, görevliye direnen, kamu malına zarar veren çok kişi gelmiş. Özel güvenlik için 2200 kişi talep edilmiş, 1200 kişi görev almış. İşimiz çok zor. Elimizde delil oluşturacak kamera görüntüleri var. Bu görüntülerden kopya alınacak. Laboratuvarda göz taraması, yüzlerin tanınması için yerel polislerle (Konya/İstanbul) işbirliği yapılacak. Sahaya girenler Konyaspor taraftarları... Beşiktaş taraftarları sahaya girmedi. Aksi durumda çok daha feci olaylar yaşanabilirdi. Biz her şeye rağmen tüm tribünlerden görüntüleri alıp inceleyerek değerlendirme yapacağız” diyor.
Sayın Ahmet Yavuz, maçtan önce Beşiktaş kampını da ziyaret etmiş. Tanıştığı yöneticilerle birlikte çay, kahve içmişler. Orada gördüğü manzara ilginç... Taraftar grupları adına gelen kişilere, üzerinde sadece takımların adları yazılı kayıtsız biletler veriliyormuş. Sadece Beşiktaş ya da Konyaspor olarak ayrılmış yerler için düzenlenen numaralı biletler. Oraya oturanların kimliği meçhul. Neyse ki kamera görüntülerinde arızadan doğan (!) eksikler yok. Sadece 40 bin liralık laboratuvar ödeneğine ihtiyaç var. O da sorun değil. Asıl sorun cezada: Spor Hukukçusu dostum Alpay Köse, Asliye Ceza’da yargılananların 100 ila 500 TL para cezasıyla serbest kaldığını söylüyor. Sayın Savcı da “Bu iş para cezasıyla olmaz” diyor.
Başsavcı Sayın Yavuz’un başka bir kuşkusu da var: “Peş peşe yaşanan bu olaylar, özellikle Samsun’da neden büyüdü? Belki de eski spor bakanının başarısına ve Samsun’a yaptığı hizmetlere karşı, yeni bakana siyasal bir tavır da olabilir!.” Haydii. Buyurun buradan yakın... Ne demişti Simon Kuper: “Futbol asla sadece futbol değildir!” Doğru... Biraz da siyasettir.
Orman yangını (!)
Beşiktaş’ın Lyon maçlarından sonra UEFA’dan aldığı haksız ceza belli ki Başkan Fikret Orman’ın canını yakmış. Samsun olaylarında Beşiktaş taraftarı sahaya inmediği halde cezalandırılmalarının adaletsizlik olacağını vurgulayıp “Dünyayı ayağa kaldırırım” diyor. İşine gelen “tehdit” algısıyla yorumluyor bu sözleri. Ortada tehdit yok, gerçekler var. TFF kurullarında maalesef tutarsızlıklar söz konusu. Hukuk, PFDK ve Tahkim Kurulu kararları çelişkilerle, farklılıklarla dolu. Etik Kurulu’nun yaptığı işleri de bilmiyoruz. Orman’ın sözleri önceden incinmiş bir insanın uyarısı olabilir. Tehdit değil!
Çimdik
Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım Lens için “Gitsin diye dua ettik” demiş. Kiralık futbolcu zaten gider. Görüşmezsin, teklif yapmazsın olur biter. Duaya gerek yok. Yüce Allah’ı boş yere meşgul etmeyelim, di mi!