Şansal Büyüka: "Beşiktaş, Kadıköy'den Aslantepe'ye gelememiş"
Milliyet Gazetesi Spor Yazarı Şansal Büyüka, Galatasaray-Beşiktaş karşılaşmasını değerlendirdi.
Ajans Beşiktaş - Spor Toto Süper Lig'in 31. haftasında Beşiktaş, deplasmanda Galatasaray'a mağlup oldu ve şampiyonluk yolunda ağır bir yara alarak, şampiyonluk şansını mucizelere bıraktı. Milliyet Gazetesi Yazarı Şansal Büyüka, müsabakayı kaleme aldı;
Galatasaray, bildiğimiz, tanıdığımız, alıştığımız Galaasaray gibi başladı... Aslantepe’nin Aslan’ı gibiydi... Tıpkı bundan önceki maçlarda olduğu gibi... Bizi şaşırtan, hayal kırıklığına uğratan Beşiktaş oldu... Perşembeden pazara üç gün geçmişti ama sanki Beşiktaş bu üç gün içinde Kadıköy’den Aslantepe’ye gelememişti...
Oysa Aslantepe’de oynuyorsan, karşında Galatasaray varsa, bire bin katacaksın, pozisyonunu çok dikkatli alacaksın, fırsat yakalarsan “hovarda“ gibi harcamayacaksın.
Galatasaray çok iyi başlayıp, Beşiktaş tanınmayacak kadar kötü ve güvensiz başlayınca daha ilk dakikalardan oyunun Galatasaray’a döneceği belli oldu... Buna rağmen futbolun cilvesi Beşiktaş’a “Bir gol at, maça ve oyuna dön” diye bir şans tanıdı... Ancak Negredo çok net pozisyonda çok acemi bir vuruş yapınca Beşiktaş ayağına gelen bu fırsatı da tepti. Galatasaray golünün geleceği belliydi. Gökhan’ın aksadığı sağ kanatta önde Rodrigues, arkadan gelen Nagatomo ile Beşiktaş savunmasının dengesini yerle bir etti. Fernando golünde Nagatomo‘nun gerilerden bindirip savunmanın arkasına sarkarak topla buluşup asist yapması, futbolun ve maçın en çarpıcı hareketiydi...
Gol sonrası da fazla değişen birşey olmadı. Beşiktaş hücuma çıkarken topların tamamına yakınını kaptırdı, Galatasaray bu kaptığı toplarla bir derbide yakalanması pek de kolay olmayan pozisyonları arka arkaya buldu. Ama kıymetini bilmedi, bilemedi...
Öyle ilginç bir maç oldu ki, futbol kötü oyununa rağmen Beşiktaş’a gülen yüzünü göstermeye devam etti. Maicon’un ters kafa vuruşunda bu kez Babel kaleci Muslera ile karşı karşıya kaldı. Hemen yanında boş kaleye vuracak olan Quaresma... Babel vermedi, vurdu. Ama dağlara taşlara... Ardından Babel’in yetişemediği. Sonra Feghouli’nin tam “atıyorum” derken Medel‘in ayağının mucizeye uzanışı ve mutlak bir golü önleyişi. Bir derbide görülmeyen, yaşanmayan ne varsa sanki hepsi bu maçtaydı.
Gomis’in bir inadı var, bir çabası, ısrarı var. Nitekim bu ısrar, bu mücadele ile Tosic’i kırmızı, takım lehine de bir penaltı geldi. Gomis’in ısrarı tamam da, Tosiç nasıl olur da rakibini bu kadar kolay kaçırır. Ama futbol şansı Beşiktaş‘a gülmeye devam ediyordu. Gomis topu üst direğe nışanladı. Ama “görünen köy kılavuz istemez“ misali ikinci golün geleceği belliydi. Üstelik Beşiktaş bir eksik kalmış ve savunması bu kadar dağınık oynarken. Nitekim gecenin iyilerinden Rodrigues beklentileri boşa çıkartmadı. Sonuçta Galatasaray çok hakettiği bir maçı belki de beklediğinden de rahat kazandı. Galatasaray şampiyonluk yolunda dev bir adım attı. Ancak haftaya kendini kupadan eleyen Akhisar deplasmanında. Galatasaray’ın deplasman arızası biliniyor. Şampiyon olmak istiyorsa “teklememesi” gerekiyor... Beşiktaş derseniz perşembe kupayı kaybetti, üç gün sonra şampiyonluğu büyük tehlikeye attı. Her yer Aslantepe olsaydı Galatasaray çoktan şampiyondu. Beşiktaş’ta ağır hasar var...