"Şov..."
Fanatik Gazetesi Yazarı Mehmet Demirkol, Porto-Beşiktaş karşılaşmasını değerlendirdi.
Ajans Beşiktaş - Beşiktaş’ın ilk yarıda ikili mücadele kazanma oranı yüzde 63’tü. Neredeyse üçte iki. Bu baskıyı kırmak isteyen Porto’nun özellikle akın yenileme ve akın sürekliliğini baltaladı. Oyunun dengesini Beşiktaş’a çeviren bu oldu. Devre arasında Corona ve Torres’in oyundan alınmasının temel sebebi de bu. Oyunu hücum alanında istedikleri gibi tutmakları mümkün olmadı. Buna Beşiktaş’ın geçiş oyunlarındaki başarısı da eklenince tadından yenmez oldu. Burada Oğuzhan, Babel ve Cenk’in rolleri önemli. Kalabalıktan topu çok iyi çıkardılar. Quaresma’yı bulunca da iş çözüldü. Oyunun sağ kanatta çözüleceğini öngörmek zor değildi. İlk yarıda öyle oldu. Orta sahada Porto oyunu aldığında Brahimi’yle Adriano’nun kanadında etkili geldiler. Ancak Beşiktaş çıkabildiğinde Telles’i takımdan koparıp orayı iyi kullandılar. Q7’nin Talisca’ya attırdığı gol birinci sınıftı.
Hamleler ilginçti
Porto istediklerini çok az yapabildi. Beşiktaş her seferinde baskıyı kırıp çıkmayı başardı. Cenk’in olağanüstü oyunu, driplingleri ve sonunda attığı gol ise bunun da ötesindeydi. Ancak ikinci yarıda iş değişti. Brahimi’yi biraz daha merkezden Beşiktaş’ı baskısını kırmak için kullandılar Danilo da biraz daha öne geldi. Şenol hocanın bu baskıyı kırmak için yaptığı hamleler ilginçti. Kağıt üzerinde Oğuzhan’ın pas becerisine ihtiyaç var gibi duruyordu. Ancak onu çıkarıp Medel’i oyuna aldı. Brahimi’nin hakimiyeti pasla değil sertlikle kırıldı. Sonra Q7’nin yerine Negredo. Babel-Cenk-Talisca’yı dizdi. Porto baskısı eridi.
Ayakta alkışlamalık
Adriano çok iyi oynamaya başladı. Conceiçao da risk alıp, Danilo’nun yerine Hernani’yi alıp son hamlesini yaptı. Beşiktaş topu vermedi. Bunun sonucunda da 3. gol dillere destan oldu. Başından sonuna kadar. Caner’den, Negredo’ya, ondan Babel’e kadar... Oyun anlamında şahane bir geri dönüştü. Ayakta alkışlamalık. (Fanatik/Mehmet Demirkol)