Yaratılmak istenen algı belli; "Beşiktaş'ı şampiyon yapacaklar." Buna dış etkenlerin değil, futbolcuların gücü yeter. Ama şunu unutmamak lazım, yıllarca hakkı yenen bir takımdan bahsediyoruz. Yani şampiyon yapamazlar değil, yapmazlar.
Beşiktaş takımı iyi futbol oynuyor. Bunu herkes kabul ediyor zaten. Fakat algılar farklı. Her deplasman öncesi "bu maç, namağlup ünvanı gidecek" lafları dolaşıyor. Elbet dişli bir takım çıkıp yenebilir. Beşiktaş kötü oynayabilir. Lakin kimse olası şampiyonluk rakiplerinden bahsetmiyor. Bir beraberlikle Cenk, Olcay ve Fabri günah keçisi. Sonuç, rakibin potaya girmesini isteyen dış güçler başarılı oluyor. Tabi bu oyunlara alet olanların sayısı az değil.
Şampiyonluk söylemleri rehaveti beraberinde getiriyor. Daha ligin kaçıncı haftası? Kim ister Fenerbahçe'nin yarıştan erken kopmasını? Beşiktaşlı futbolculara "Biz zaten çıkar kazanırız rahatlığı" oturmaması gerekiyor. Bu çok ciddi sıkıntı yaratır. Olmadan oldu havası, en tehlikelisi. Şenol hoca bu işe dur diyecektir şüphesiz.
Taraftara büyük görev düşüyor bu süreçte. Sosyal medya üzerinden yaratılan algılara destek değil, köstek olmalılar.
Ülkemiz futbolcusu maalesef haftada 3 maç oynayamıyor. Buna uygun değil ülke futbolu.
Nazlanmalar başlayacaktır. Gayet normaldir. Ama ne fazla değer verin, ne de gol yedi veya kaçırdı diye futbolcunuzu köpek balıklarının önüne atmayın.
Efendilik her zaman kazanır. Lafım Yok. Ama bu slogan yüzünden "siz hani efendiydiniz" dedirtmemek gerekiyor. Sahi slogan demişken aklıma geldi. Çok mu gerek var bu tarz olaylara? "Feda"nın ayrı bir güzelliği vardı. Anlamı vardı. Herkes kimin ne olduğunu biliyor zaten. Yaptırılan ezbere marşlar ve bu tarz popülist sloganları oldum olası sevemedim. Babamızdan öğrendiğimiz "iyi insan olmadan, iyi Beşiktaşlı olunmaz"dı bizim sloganımız. Bırakalım bu çivisi çıkmış dünyada iyi insanlığı öğretelim çocuklarımıza. Sonra efendilik kendiliğinden geliyor zaten.