Beşiktaş - Trabzonspor maçı heyecan ve mücadele anlamında taraflı tarafsız herkesi futbola doyurdu.

Kıran kırana geçen karşılaşmada  iki takımın da tabelayı değiştirmek için canla başla mücadele etmesi futbol adına güzel…

Önce konuk ekip Trabzonspor’a değinelim.

Yaratıcılık anlamında Mehmet Ekici dışında kısır bir kadrosu var. Ancak rakibin pas hatalarını değerlendirip hızlı hücumla rakiplerini cezalandırmayı hedefliyorlar. Beşiktaş maçında da bunu bir kez başardılar. Eksikleri olan ancak büyük maçlara iyi konsantre olan bir ekip Bordo Mavililer…

Beşiktaş cephesi ise mücadeleye etkili başladı. İlk 20 dakika oyunu domine eden, rakibine top göstermeyen bir takım izledik. Aboubakar eğer karşı karşıya kaldığı pozisyonda gol yapabilse maç 3-0 olacak ve oyun kopacaktı. Ancak kaçırılan gol ve Trabzonspor’un hemen ardından farkı 1’e indirmesi Beşiktaş’ı sıkıntıya soktu.

Oğuzhan ve Tolgay’ın hücum organizasyonlarını iyi kurgulayamaması Beşiktaş’ın hücum isteğini tamamen Quaresma’nın omuzlarına bindirdi. Bu sıkıntıya rağmen Beşiktaş zaman zaman pozisyon üretti ancak Aboubakar bugün kötü gol vuruşlarıyla saç baş yoldurdu.

Şunu söylemek lazım. İkinci yarıda Trabzonspor’un net bir penaltısı verilmedi. Yine ikinci yarıda Quaresma’nın rakibine yaptığı müdahale istemeden yapılmış olsa dahi kırmızı kart. Hakem iki pozisyonu da iyi değerlendiremedi. Bu da Beşiktaş’a yaradı.

Atiba ve Fabri’ye ayrı bir paragraf açmak lazım. İki oyuncu da galibiyette büyük pay sahibi oldular. Zaten Beşiktaş tribünleri de bu iki oyuncunun hakkını verdi.

Beşiktaş oyun ve saha düzeni olarak olumsuz sinyaller verdi. Ancak sakatlıklar ve ardı ardına oynanan zorlu maç takviminin bunda etkisi büyük. İlerleyen haftalarda Beşiktaş’ın daha iyi organize olacağını düşünüyorum. Aksi halde tehlike kapıda.