Hüseyin Eroğul
Hadi İnşallah
Bir zamanlar altın madeni gibi çalışıyordu Beşiktaş altyapısı. Bizim jenerasyonun büyük kısmını Beşiktaşlı yapan Rızalar, Gökhanlar, Feyyazlar, sonra Sergenler, Nihatlar hep aşağıdaki hummalı ve başarılı çalışmanın eseri olarak giydiler siyah-beyazlı formayı. Beşiktaş’ın altyapıdan yetiştirdiği oyuncularla şampiyonluklar yaşaması kulübün kültürü haline geldi bu kupalı jenerasyonlar sonrası.
Daha sonra duraklama devrine girdi Beşiktaş özkaynağı, üretemedi. Zaman zaman Necip, Batuhan, Muhammet, Atınç gibi oyuncularla saman alevi gibi parlasa da sürdürülebilirlik sağlanamadı. İçlerinden bir tek Necip, bir de kulübe para kazandırarak Almanya’nın yolunu tutan Atınç kalıcı oldu. Neredeyse 20 yıldır altyapı, A takıma ciddi bir fayda sağlayamadı.
O eski günlere geri dönmek için bir sürü girişimleri oldu kulübün ama bütün hamlelere karşı ne Sergen, ne de Nihat ayarında bir altyapı oyuncusuna forma giydiremediler. Bir ara Messi çıkarır gibi olduk ama gece kulüplerinden zor çıkardık çocuğu. Batuhan’dan umutlandık, sonra utandık. Mehmet Sedef, İbrahim Kaş gibi isimler Anadolu’da bile tutunamadı neredeyse. O nesilden İstanbul’da kalabilen bir tek Adem Büyük oldu.
BEFAM girişimiyle yine bir ümitlendik, o da tutmadı. Gordon Milne’i altyapının başına getirdik, yine olmadı. En son Fatih Terim’e yakınlığıyla bilinen bir futbol adamına emanet ettik Fulya’yı. Görev süresi boyunca yukarıya bir tane oyuncu verdiğini göremedik.
Bütün bu girişimlerden ağzı yanan Beşiktaş yönetimi üfleye üfleye yeni bir girişime başlıyor şimdi. Birkaç sene önce konteynırlara mahkum edilen oyunculardan Messiler, Ronaldolar çıkarmanın hayalini kuran altyapıda ciddi değişiklikler var artık. Oyuncularına verimli bir çalışma ortamı sunamadığını kabul eden ve ilk fırsatta Fulya’nın çehresini değiştiren Fikret Orman, planlarının ikinci aşamasına geçmiş durumda.
Bugünlerde altyapıda hummalı bir çalışma var. Bir altyapı ekibine gerekli olan her şey en ince ayrıntısına kadar düşünülüp yeniden tasarlanmaya başlandı Fulya’da. Bunun için öncelikle genç futbolcuların yaşam alanlarının daha yaşanabilir hale getirilmesi düşünülmüş.
Oyuncuların antrenman ve maçlardan sonra gerekli olan besin ihtiyaçları için akademisyen bir kadroyla ortak bir çalışma yapılmış ve artık antrenman sonrasında gençlere makarna ve meyve suyu yerine ihtiyaçları olan yemekler sunulmaya başlanmış. Bir zamanlar antrenman sonrası futbolcusuna kek ve muz vermekte güçlük yaşayan altyapıda şimdi Ümraniye’dekine eş değer son model aletlerle dolu fitness salonları inşa ediliyor. Planlamaya göre altyapı oyuncuları da A takım kalitesinde antrenman olanaklarına sahip olacak. Abilerinin yukarıda yaşadıklarının bir simülasyonunu görecekler.
Yönetim özkaynaktaki girişimin finalini altyapıyı Ümraniye’ye taşıyarak yapacak. Türk futbolunda alışmadığımız bir futbol vizyonu olan başkan Fikret Orman’ın altyapıyı emanet ettiği Metin Albayrak’ın projesinin en önemli ayağında özkaynak takımları Nevzat Demir Tesisleri’ne taşınacak. Ümraniye’deki Nevzat Demir Tesisleri’nin arazisi etrafındaki alanlar alınarak daha da genişletilecek. Altyapı hamlesi sessiz ve derinden ilerliyor şimdilik.
Vermeden almak Allah’a mahsus demişler. Kulüp artık Atınç’ın transferinde olduğu gibi altyapıdan ürettiği isimleri satarak uzun vadede büyük gelirler hedeflemeyi planlıyor. Bunun için de üzerine düşeni yapmaya başlamış. Her şey tamamlandıktan sonra iş altyapıdaki teknik direktörlere kalacak. Buraya da işinin ehli, uzun vadeli düşünen, genç oyuncu psikolojisini bilen, hedefi skor değil üst takıma oyuncu vermek olan teknik bir kadro kuruluması gerekiyor artık. İstisnaları kenara koyarsak ‘bizim çocuklar’ diye göreve getirilen hocalardan bir fayda göremedik şimdiye kadar. Eğer bütün bu projeler işini bilen teknik kadroyla harmanlanırsa Beşiktaş altyapısının altın yıllarına dönmesi hayal olmaz. Yoksa tutmayan Beşiktaş projelerine bir çentik daha atar hangi oyuncuya kaç milyon euro versek diye hesap kitapla uğraşırız.
Hadi bakalım, bu sefer inşallah.