Dilvin Gerçek
Yürüyoruz
Kah uçarak kah coşarak kah gelene dahi karşı koyamayarak… Ama yürüyoruz şimdilik. Hiçbir hamle yapılmaksızın böyle devam ederse kısa zamanda büyük patlaklar vereceğimiz muhakkak.
Fişek gibi başladık ilk yarıya. Ne âlâ. İleride çok sıkı, her ne kadar iş düşmese de geride sağlam. Yazık ki ortada derin bir yara hâlâ kanayan. İsim önemli değil fakat çok iyi bir orta saha lazım bir de kanatlara Afrika Kupası zamanı takımı eksik bırakmayacak oyuncular. Elinde koca bir Aboubakar gerçeği var. Dönüyor atıyor, yarıyor atıyor, sıradan bir golü yok. Herkese rağmen atıyor, her şeye rağmen. Bu adamlar memnun edilmeli bulunduğu yerlerde. Çok iyi beslenmeli maç esnasında. Elde tutmakla kalmamalı yalnızca.
Tirana’dan iyi, bundan sonraki rakiplerden zayıftı Azerbaycan takımı. Ayaklarına top zor değdi ilk yarı. Çünkü Beşiktaş oynatmadı. Peki bu as kadro her cephede doksan dakikayı eksiksiz çıkartır mı? Kartı var, sakatlığı var, sonucunu dört gözle bekleyip her defasında sorgulayacağımız Kupa dönemi var. Tedbir var mı? Varsa da herhalde şimdilik saklı. En azından biz bilemiyoruz akıbeti.
Maça dönmek gerekirse; Salih’le başlamak gerekir bugün de. Şimdiye kadar takıma gizli özne olarak verdiği katma değeri bu akşam ayyuka çıkardı. Çok çalışkan, çok akılcı. Bas bas bağırıyor ben buradayım diye, Dimyat’ da pirinç ararken evdeki bulgura da bir zahmet vakitlice sahip çıkmalı. İlk goldeki Salih-Aboubakar A.Ş. ortaklığı bu hafta yapılması gereken yönetim hamleleri için yerinde bir sinyal verdi. Bir golde asiste yaptığı muazzam asist, diğerinde doğrudan attırdığı ve nihayetinde de attığı gol ile herkesin umudunu kestiği takım adına bütün sezon için hepimizin gözünün önüne kısa metrajlı fragmanı serdi. Bu çocuk bu performansı istikrarla besleyebilirse, bir değil iki gol kralı çıkartır bu sene. Ama Salih’i memnun edemezsek neler olacağını ikinci yarıda ayrıca gördük ziyadesiyle tabii.
Ve bir Ahmedovic gerçeği… Sessiz sedasız, şatafatsız ama sınırsız fayda ile oynuyor her maçını. Hem Salih hem Ahmedovic peş peşe alınınca kenara, boş yedek kulübesi ikinci yarıyı yine korku filmlerine çevirdi. Rebic bu takımın yedeği değil, ası. Kısık ateşte ağır ağır pişsin diye bu kadar az süre kala aldı hoca belli ki. Ve Semih’e gösterdiği maça damga vuran tepkisi, bana çok umut verdi. Bu genç çocuklar başarı gösterdi mi bir başka heyecanlanıyoruz, buraya kadar normal elbet. Ama bu heyecanla onları zamansız kral havasına sokarsak, en büyük kötülüğü biz etmiş oluruz. Şimdiye kadar defalarca oldu, oradan biliyoruz bu işi. Tıpkı bu akşam yaptığı büyük hatada taraftar olarak adam asmaca oynamamız gerektiği gibi. Futbol hayat ile çok aynı. Dengeyi kaçırdığın yerde kesiverirler cezayı.
Gedson’a dair de muhakkak bir şeyler söylenmeli. Her geçen maç daha da fazla çiçek açıyor Şenol Hoca’nın ellerinde. Azmi, hırsı, iyi niyeti, çalışkanlığı şu ana kadar gösterdikleri, takım için çok kıymetli.
Bir de Rosier’in ilk yarısı beni umutlandıracak kadar şaşırttı. Belli ki onu da yakmaya başlamış ‘Güneş’ in etkisi. Hele çizgiden çıkardığı o kafa topu eminim bilen hatırlayan herkese aynı anda Kadir Akbulut’un kulaklarını çınlattırdı.
Amartey bir, Onana çok kere can sıktı bu akşam ama madem formamız altındalar, şimdilik beklemekten, kondisyonlarının, performanslarının artacağını ümit etmekten başka yol görmüyorum ben.
Aslında söylenecek yazacak daha çok şey var fakat en önemlisi; ille de orta saha ille de kanat. Bugünkü maç müstakbel sezonun röntgeni gibiydi. Bu takım boş değil, bir müddet fırtına gibi esiyor dişine göre olan rakiplere karşı. Peki daha sıkı rakiplere karşı ne olacağı hesaplandı mı? Ve sonrasında gördük ki; iki oyuncu değişikliği alt üst edebiliyor bir çuval inciri. Ligin başlamasına günler kala daha güzel bir uyarı izleyemezdik bütün çıplaklığıyla.
Sözün özü azizim; yürüyoruz, takım yürüyor. Tüm iyi niyetimizle tek bir şey istiyoruz; geç kalınmış da olsa henüz vakit varken el freni olmayın, duvar örmeyin önlerine, açın bu takımın bütün yollarını.
Tebrikler Beşiktaş! Her şeyden öte aynen devam böyle.